6

816 53 4
                                    

Baba dediklerinde ciddimisin?  O kadar yıllık söz."

"Jungkook'u araştır bakalım. Boş zamanlarında nerde kimle ne yapıyor. Ona göre bizde Taehyungu otaya göndeririz. Sadece biraz konuşmaları gerek."

...

(3 hafta sonra)

Yine babannemlere yalan söyleyerek çiçekçiye gelmiştim. Kızgınlıktqn dolayı yoktum, özlemişim Bayan Mary'nin önemli konukları gelmiş, Jeongin ise okuldaydı. Dükkan bana kalmıştı. Sabah gelen siparişleri hazırlamış ve kargoya vermistim. Şimdide interneten gelen siparişleri yapıyodum.

O günden sonra Taehyung  bir kaç kez çiçek için buraya geldi. Ben sanki o olaylar yaşanmamış gibi davrandım. Oda bana ayak uydurdu. Siparişteki istenilen buketide yapıp kurdeleye sardım. Pek bir işim kalmadığı için çiçekleri sulamaya başladım.

"Ben geldiiiim! Özledin mi beni?"

"Çook ama biraz daha ayrı kalıcaz sen bekle ben çıkıyorum"

Jeongin bu dediğmi anlamasada bölümünün vermiş olduğu bir ustalıkla rol yapip acı acı bağırmaya başladı.

"Yapma, etmee~, beni sensizlikle sınama. Ne yaparım tek başıma sensiz~"

Ben dayanamayıp kahkaha atarken, Jeongin de bana katılmıştı. Biz birbirimize gülerken içeri Taehyung girmişti. Sevgilisiyle beraber.

İkimizde mecbur sesizleşirken kafami kaldırdım ve sanki Cha yokmuş gibi sadece Taehyung ile muhattap oldum.

"Nasıl yardımcı olabiliriz?"

"Bir buket orkide ve yeni bilezikten."

"Hangi beni bilezik ama, taşlı mı, çiçekli mi, sade mi, gold mu, bu sefer 6 model geldi. "

Kasanın anahtarı aldım ve rafı açıp yeni bilezikleri çıkardım.

"Ben buketi ayarlarken sende istediğin modeli ayarla."

"Sen ne zamandır Tae ile bu kadar rahat konuşuyorsun? Tae sen niye bişey demiyosun buna?"

Ben orkideleri alırken Cha imalı ses tonuyla kendisini hatırlattı. Kendi aklınca beni yine aşalamaya calışıyor. Çiçekleri Jeongin'e verip Cha'ya ilerledim.

"Benden rahatsız oluyorsan bana bakmıycaksın, sevgilin parasıyla övünüp hava atmayı biliyorsan bana bakmıcaksın. Kim sinki onunla nasıl konuşmam gerektiğni sana sorucam. "

Bu seferde Taehyung bana ilerledi

"Eğerki bir daha sevgilmle böyle konuşursan seni daha beter bir hala sokarım Jungkook."

Taehyung, Cha'nın elinden tutup çıkirkan anlık sinirle konuştum.

"Deden o yüzden Cha ile değilde benimle evlenmemi istedi."

İkiside kapıda dondu kaldı. Hatta Jeongin bile.

"Sen ne dediğnin farkındamısın. Tae o ne diyo öyle. "

"Gidelim burdan. Ve sen dedemin laflarını bile hatırlamazken belik ki bu ani bekliyodun. Unut bunu Jungkook.  Bidaha da bunu sakın dillendirme."

"Gerçek yani bunun dedikleri. "

"Sevgilim anlatıcam herşeyi gel gidelim burdan. "

Cha'nın yüksek sesi duyulsada Taehyung un iteklemesiyle çıktılar.

Çok pisman olmustum. Niye onu söyliyi verdimki. Offff.

Ben  hala olduğum yerde drurken Jeongin yanıma geldi, bi kolunu omuza attı.

"Seni zorlamiycam istediğinde anlatirsın. Hadi eşyalarıni ve siparişleri al. Onları postaya verir çıkarız. "

"Bugün erken mi kapatıcaz? "

"Evet."

İyi de Bayan Mary bana bundan hiç bahsetmedi.

"Çatma kaşlarını ilk maaşını harcamaya gidiyoruz. "

"Nasıl yani?"

...

"Bak bu çok yakıştı sana. "

"Jeongin buna gerek yok. Lütfen."

"Aaa Jungkook geldiğimizden beri  bi ağiz tatıyla bişey baktırmadın. Annemin hediyesi. Bak ararım onu şikayet ederim seni o zaman görürsün gününü. Şimdi şu gömleğide giy bakalım. "

Dükandı kapatıp buranın  lüks avm lerinden birindeydik. Tam tamına 2 saatir Jeongin in verdiği seyleri deniyodum kabinde istemediğmi dile getirsemde.

Bunlar çok pahalıydı. Ve paramı bunlara değilde dedeme, babanneme ve okul için biriktiriyodum ama başımda Jeongin carken bu ne mümkün.

Sonunda kendi kıyafetlerimi giydim ve kabinden biç bir şey almadan çıktım. Magza çalışanı olan kadın bana ilgiyle bakarken hafif bir tebesüm sundum ve hizlıca bu lüks yerden kaçtım.

Yolumun üstünde bütçeme uyan bir mağzaya girip dedem ve babannem için kıyafet baktım. Bir iki tane de kendim için alıp oyalanmadan eve döndüm.

"Hoş geldin oğlum. Elindekiler ne?"

"Sizin için ufak birkaç hediye. Yemekte ne yiycez, ben çook acıktım."

"Oğlum Ha Joon bizi yemek için evine çağırdı. Araç gelecekmiş birazdan yemek icin oraya gidicez."

"Ben gelmesem olurmu?"

"Sensiz kendimi kötü hisederim, lütfen kırma beni oğlum."

"Peki dedecim. Bak bu kazağı begendin mi?"

Yeni aldığım kıyafetleri giyip beklemeye başladık kisa süre sonra gelen aracla kim malikanesine girdik. Ha Joon, oğlu ve gelini kapıda bizi bekliyolarmış. Hemen dedemle sarıldılar.

Taehyung'un annesi bu defa samimi bir gülüşle karşıladı bizi. Evleri gerçekten çok büyük ve güzel.

Pek içerde durmadık bahçedeki büyük verandaya gittik. Beyaz eşyalar ve bakımlı oldukları her halden belli olan bir surü guzel çiçek.

"Beyendin mi burayı Jungkook?"

"Eveet. Gerçekten sade ama hoş dizayn edilmiş. Çok güzel."

"Gelinim yeteneklidir bu konularda. Üstelik çiceklerde senin çalıştığın dükandan. Taehyun'u hep oraya gönderdim belki birbirinizide tanirsınız."

"Babam deyince saşırdım hem çalışıp hem okumak baya emek ister, çalışan omegalara hep hayran olurum. Taktir ettim seni Jungkook. "

Korkuyla dedem döndüm. Bana evde hesaplaşıcaz der gibi bakıyodu.

"Orası arkadaşımın yeri yardım istiyodu bazen."

Diye konuyu çarptırdım. Evde nasıl hesap vericem dedeme?

Yatım saat sonra iceri Taehyung girdi. Sinirli ve mutsuz görünuyodu ayrıca feramonları her zamankinden dahada ağır kokuyordu, pek takmadım.  Hizmetliler yemek servisine başladı. Umarım sakin ve evlilikten uzak bir yemek olur. Dedem ve Ha Joon amacanın konustugu konular birbirini açtı. Konu yine evlilige geldi.

"Oğlum düşündünüz mü hiç teklifimizi?"

"Evet dedecim biz Jungkook'la evlenmeye karar verdik. "


My EverythingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin