20

461 41 7
                                    

Makyajım akmış. Evimi özledim
zaten. Üstümdeki ağır ve işlemeli takımı zar zor açıp içinden çıkmıştım. Duştagirdim ve suyun vücudumu ısıtmasına izin verdim. Yıkandım ve saçlarımı yıkadım kuruduktan sonra kapıda asılı olan bornoza baktım.

Taehyung için asılanı alıp ayaklarımı kapatacak kadar uzun ve boldu. Bedenime iyice sardıktan sonra kapıyı açıp dolaba yönelmiştim. Kendi kıyafetlerimden tek bir tanesi bile yoktu,  kayınvalidem benim için özenle seçtiği kombinlere göz gezdiriyordum. Hepsi benim için bu kadar kıymet verirken onun böyle olması canımı fazlasıyla yakıyordu. Biz mühürlenmedik, ailesi bizi sik bogaz etmesin diye boynu en kapalı parçayı aldım. Aralarında siyah bir kot, gömlek ve hırka ile hazırlanmış kombini almıştım. Çekmeceleri teker teker açtığımda fazlasıyla güzel olan iç çamaşırları ile karşılaştım.

Normalde bunları benim seçip özenle almam gerekmiyormuydu? Sade olanını seçip çekmeceyi kapattım. Banyoya gideceğim sırada Taehyung'un uyanıp beni izlediğini fark etmiştim. Aldırış etmeden banyoda hızlıca üstümü giyindim. Çıktığımda oda üstünü değişmiş beni bekliyordu.

"Saat bire gelmiş, dedemgil gelmiştir  ister-"

"Ne zamandan beri istediklerimi umursamaya başladın. Herzamanki yaptığın gibi iki yüzlülüğünü konuştur aşağıda ve gereğinden fazla diyalog kurma benimle. Ailene olan saygım hatrına katlanacağım bunlara."

Kapıyı açmak istediğimde kilitli olduğunu anlayıp kiliti açtım. Merdivenlerden aşağı indiğim gibi hepsi salonda elinde birer kahve ile oturuyordu. Benim geldiğimi anladıklarında hepsi ayaklanmıştı.

"Oğlum! Günaydın gel otur yanımıza"

"Lütfen kalkmayın bay kim."

"Aşk olsun oğlum. Bize anne ve baba diyebilirsin böyle resmi olmamız hoşuma gitmedi açıkcası."

"Peki… anne"

"Bay Jung! Kahvaltı hazırlayın evlatlarıma!"

"Aç değilim dedeciğim, zahmet etmeyin akşam yemeğini beklerim."

Boş koltukta yer aldım. Taehyungun dedesi elimi kavramış gülümsüyordu.

"Kocan nerede? Utanmıyormu hala uyumaya?"

"Uyanmıştı dedeciğim birazdan gelir."

Gelmesi uzun sürmemişti aramıza mesafe bırakıp oturmuştu.

"Bay Jung bir kahvede bana hazırlayın lütfen."

"Tabi efendim. Bay jeon sizede ikram edilmesini ister misiniz?"

"Evet teşekkür ederim."

Aramızdaki mesafe dikkat çekmiş olacakki annesi ve babası karşımızda
oturduğu için kısa bir süre bakışmıştı.

"Balayı hakkında hiç konuştunuz mu çocuklar?"

Bırakın balayını iki haftadir tek kelime bile etmediğmiz icin böyle sorulara hazırladığmız cevabımiz yoktu.

"Şey, Jungkook ile daha düşünmedik baba, ilerde karar veririz öyle değil mi bebeğim?"

"Evet, okulu yeterince aksattım bu yüzden gerek yok gitmemize
düğünümüz yeterince güzeldi aldığınız kıyafetler için çok teşekkür ederim anne, zahmet verdiniz."

"Beğendiysen rica ederim , neler yapıyorsunuz bugün?"

"Belki sinema-"

"Üzgünüm kitap evine gideceğim geri vermem kitaplarım var ve
arkadaşım ile görüşecektim, dün gece konuşmuştuk unutmuş olmalısın."

Yüzüne bakmadan konuşmama dilimi isırmıştım. Yüzüme bir gülümseme
takıp Taehyung'a döndüm. Üzgün bakıyordu veya bana öyle geliyordu.

"Doğru unuttum o zaman hazırlan bebeğim bırakayım seni hm?"

"Olur, müsaadenizle dedeciğim, anne ve baba."

"Müsaade senin oğlum."

Yukarı çıkıp çantamı arıyordum ama bulamıyordum. Ah lanet olsun nereye
koydular.

"Çantanı arıyorsan dolabın üst rafında, ben veririm"

Dolana uzanıp çantamı bana uzatmıştı. Elinden aldığım gibi gidecekken
kolumdan tutmuştu.

"Bana dokunma demiştim."

"Jungkook lütfen en azından özürümü kabul et. Ben sana vurduğum için çok
üzgünüm, sana yaptıklarım için çok üzgünüm."

"Bunun için mi zamanımı harcıyorsun? Cidden neyin peşindesin sen Taehyung? Sadece 1 sene dişimi sıkmam gerekiyor. ikimizinde işine geliyor dememiş miydin? Bana gereksiz yere uyduruk özürler dileme. Sana bir daha inanıp kendimi harcamayacağım."

"Jungkook neden hatalarımı telafi etmeme müsaade etmiyorsun?
Biliyorum pisliğin tekiyim ama ben nasıl oldu bilmiyorum, senin bana
soğuk davranmana dayanamıyorum."

"Hangi hatalarını? Nişan gecemizde beni Cha pardon sevgilinle
aldattığını mı? Okulda sarmaş dolaş olduğunu mu? Ah dur yoksa beni
dövdürdünü bildiğin halde tokat attığınımı? Seç beğen telafi et? Bu mu
istediğin? "

Gözlerinden akan yaşları gördüğümde içim parçalanıyordu, ona ne kadar
inanmak istesemde inanamıyordum çünkü her seferinde yanılıyordum. Şu
an gidip ona sarılmayı istiyordum aptal gibi.

Benim canımı yaktığın gibi
sende hayal kırıklığının nelere yol açtığını gör taehyung.

(Taehyung)

Dayanma gücüm kalmadı. Gözlerimdeki yaşlara dur durak demeden
akmasına izin veriyordum. Kendimi öldürmek istiyordum onu böyle
gördükçe  onu sevdiğimi anlamam neden bu kadar uzun sürmüştü?

Umursamasızca arkasını dönüp aşağı inmişti. Kendimi hızlıca toparlayıp
arkasından indim. Evden çıkarken arabanın yanımda bekliyordu. Arabayı
çalıştırıp sokağı döndüğümde kemerimi çözmüştü bile.

"Dur. İneceğim"

"Götür-"

"Dur dedim."

Derin bir nefes alıp arabayı durdurdum. Indiği vakit gaza basıp çiçekçiye
doğru yol aldım. Sokağın karşısına arabayı park edip gelmesini
bekliyordum. Yarım saat sonra gelmesi ile içeri girmişti. Jeongin onu kollarıma
aldığımda direksyonu sıkıca kavramıştım.

Delirtiyordu beni bu yakınlıkları.
Telefonumun çalmasıyla bakışlarımı çekmiştim oradan. Cha'nın aradığını
görünce telefonumu komple kapatıp tekrar oraya odaklanmıştım. Aradan
saatler geçmişti ve onlar masanın başında konuşuyordu. Jungkook bi vakitten sonra kollarını onun
beline sarıp kafasını omuzuna koyup uyuymaya başlamıştı. Arabadan inip
yavaş adımlarla kenardan onu izliyordum. Onunla benim böyle olmam
gerekirken başkası ile olması canımı yakıyordu.

🐰❤️🐯

💃🏻💃🏻💃🏻💃🏻💃🏻

My EverythingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin