Beni özlediniz mi?
Bazen ben bunu niye yaziyorum gibi periler geliyo
"Yapmadı! O yapmaz-"
"Niye? Onu niye bu kadar ısrarla savunuyorsun? "
İyice inatlaşma basladı benimle.
"O yaptı sen ister kabul et-"
"Yapmadı diyorum sen anlamıyormusun beni?"
"Yaptı-"
"Kes Artık!"
Yüzüme yediğim sert tokatla sendeletip zor durdum ayakta. Bana hiç acımadan vurdu.
Yüzüne bile bakmayıp çıktım o odadan. Karnımdaki tatlı his gitmiş yerini buyük bir mide bulantısı kalmıştı.
(Taehyung)
Ben ne yapmıştım öyle? Nasıl kendimden geçtim? Jungkook bana bakmadan çıktı odadan.
Daha fazla odada kalamayıp ceketimi aldım. Bende arkasından çıktım evden. Kafa dağıtmam lazım yoksa bu vicdan azabı beni mahveder.
.
Sonunda öğle arası geldi. Kafeteryaya inip diğerlerini beklemeye başladım. Sabahtır Jungkook'u görmemiştim. Çok geçmeden Cha yanıma oturunca dünki plan aklıma geldi. Onu tamamen unutmuşum.
"Çok yorgun görünüyorsun bebeğim. Dünde yanıma gelmedin işin çıktı geliba ? "
"Doğru."
Yavaşça kucağma oturdu, elini kemerimde gezdirmeye başladı.
"Okulda olduğmuzu unutma Cha. Rahat dur."
"Feramonlarını özledim ama. Okuldan sonra devam edelim. "
Burnuma gelen kokuyla buz kesmiştim. Jungkook kafeteryaya inmiş. Cha da bilerek sesli konuşuyordu. Bu tarafa hiç bakmıyordu. Sanki yokmuşum gibi. İfadesizdi. Jimin' se bana korkutucu bakışlar eşliğinde bize bakıyodu.
"Bana gelirsin yine, bera-"
"Cha in üstümden!"
"Sakin ol, bağırma."
'Şu çocukta guru diye bir sey yok.'
'Gerçekten Taehyung ilemi nişanlı?'
'Kim holdinglerinin torunuyla evleniyor. Para için katlanı-'
Yanımdan geçen kızların bileğinden kavradığım gibi sarstım.
"Eğerki susmazsan o dili kopartırım. "
"Taehyung ne yapıyorsun?"
Cha'nın tutuşundan kurtulup masadaki telefonumu alıp Jungkook'un peşinden koşmaya başladım. Hepsi benim suçumdu. Yanında Jimin yoktu. Derse gidiyor büyük ihtimalle. Elini tuttuğumda beni hızla savurdu.
"Jungkook bir dakika bakar mısın?"
"Bana o pis ellerinle dokunma!"
Sanki sesim içime kaçmıştı. Çok sessiz ve sakince konusmus olsada sesi bir o kadar sertti.
"Özür dilerim Kook."
"Bir daha gerekmedikçe bana temas ettme, mecbur kalmadıkça benimle konuşma. "
Sesiizce bunları mırıldandı ve beni beni bırakıp hızla arkasına bakmadan fakülteye girdi.
(Jungkook)
Derslerimi bitirip hızlı fakülteden çıktım. Telefonumu alıp Jimin'i aradım.
"Alo Jimin neredesin, müsayit misin görüşelim mi?"
"Tabi ki Jungkook. Okulun üst sokağındaki kafedeyim."
.
"Dün çok sıkmak istemedim ama sesin çok kötü. İyi misin canım?"
"Sevmediğim bir adamla düğünüm var iki hafta sonra ve ben ne yapacağımı bilmiyorum. Onu seviyordum ama dün yaptıkları afedilir şey değildi."
...
Jimin'le biraz daha konustuktan sonra Yoongi Jimin'i alip gitti. Ne kadar beni birakıcağnı soylesede kabul etmedim. Eve yüriyerek gitmek istedim.
Eve girdiğimde büyükanneme sıkıca sarılıp öpmüştüm.
"Güzel oğlum benim hayırdır? Erkencisin, derslerin sanki geç bitiyordu bugün?"
"Düğüne kadar okuldan izin hakımı kullandım birlikte bol bol birlikte vakit geçirebilmemiz için."
"Taehyung ile vakit geçirirsin oğlum! Bizi düşünme."
"Dede! Nasıl öyle bir şey söylersin, ben her zaman gidip geleceğim sizden ayrılmayacağım, taehyung beklesin."
"Nazlı omegam benim. Aynı annenin gençliği gibisin. Gel buraya."
Onlar için yapamayacağım şey yoktu bu dünyada.
2 hafta sonra
Kendime verdiğim iki haftalık izin çabucak geçti. Sabah erekenden uyandım, zorla bir iki bir şey yedim ve onların gönderdiği lüks araçla otele geldik. Dedemler aşağı dünürlerinin yanına indi benide üst kata gönderdiler. Kuaför ve makyoz gelmiş. Başladılar beni hazırlamaya.
...
"Çok güzel oldun oğlum! Taehyung gözlerini alamayacak senden öyle değil mi bey?"
Büyükannemde dedemin gözlerindeki yaşları görmemle bende ağlamaya başladım.
"Dünyanın en güzel torununa ben sahibim, melek gibi oldun canım oğlum."
"Bende iyiki size sahibim, sizi seviyorum."
İkisinede sarılıp öptüğümde heycanlanmıştım. Taehyungu iki haftadır görmemiştim. Oda ne aramıştı sormuştu beni. Jimin kapıdan içerş girdiğinde afallamış beni kollarıma almıştı.
"Jungkook çok güzel olmuşsun."
"Teşekkür ederim Jimin, sen istersen salona geç. Ben gelirim şimdi, çok ayakta kaldın bugün."
"Hiç birşey olmaz. Endişelenme bu kadar, bugün senin en mutlu günün."
Biraz daha konuşup, oyalandıktan sonra beklemeye başladım. Artık salona girme vaktine yakın herkes çıkmıştı. Kendime son kez baktığımda hotelin lobisine inip dedemin koluma girecektim. Kapının tekrardan açılması ile kafamı o yöne çevirdim.Gördüğüm kişi ile kanım donmuştu.
"Mutluluklar dilemeye geldim? Bir evliliğim sahteliği kadar mutluluk. Nasıl hissediyorsun?"
"Ne işin var senin burda, ne istiyorsun?"
Kapıyı ardından kapatıp kollarını gövdesinde birleştirmişti.
"Aşağı inip sevgilime evet demeden önce seni pişman etmek? Seni o kdar çok seviyorki omega nişanlandığınız gece koynuma girdi, sanahlara kadar seviştik. Gerci bu seni ilgilendirmiyor değil mi? Seninle yaptığı anlaşmanın pişmanlığını benim bedenimde dindirdi. Şimdi iyi evlenmeler? Boşandığınızda sana bir çek ile geleceğim belki o zaman sefillikten biraz kurtarmış olurum seni?"
Dişlerimi sıktım, bedenim titriyordu. Gözlerimi devirmiş, sabır çeken büyük bir nefes almıştım.
Arkasını dönüp gittiği sıra kapının kolunu tutmuş kafasını bana dönmüştü.
"Unutmadan, okulda yaşadığın o küçüçük tatsızlığıda benim yaptığımı biliyor ama sana söyleyeceğini düşünmedim hicbir zaman bu yüzden benden duy istedim, iyi eğlenmeleeer."
🐰❤️🐯
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Everything
Fanfiction"Oğlum düşündünüz mü hiç teklifimizi?" "Evet dedecim biz Jungkook'la evlenmeye karar verdik. " "Ne?!"