26

240 28 12
                                    

bir sarki sozu koydum asagiya sozler onemli askolar turkce olmasi sorun degil bence diye dusunuyorumm

•••

"ben de niye kahvaltıya inmediler diyordum baksanıza" diyen jay ile herkes onun işaret ettiği yere bakmışlardı.

jungwon yaz ayında oldukları için boğazlı bir şey getirmediğinden boynunda uzaktan bile gözüken izlerden çoktan bir şeyler belliydi.

"arkadaşlar ben bayılıyorum" heeseung bayılma taklidi yaparken sunoo ise "senin dün geceden sonra hiçbir şekilde konuşma hakkın yok sus" demişti.

herkes heeseung'un haklı olduğunu biliyordu -sunoo da dahil- ama utandığı için inkar aşamasındaydı.

jay sunoo'nun yüz ifadesine kahkaha atması ile utanıp jungwon'a baktığında o da aynı durumdaydı.

jake ise "kendimi tamamen affettirdikten sonra evleniyoruz umarım bizi desteklersiniz" diyip jungwon'un belinde sarılmıştı.

"inan sizi desteklememize kalmadan evlenirsiniz bu hızla o yüzden susuyoruz" diyen sunghoon ile riki de kafasını sallamıştı.

"of hadi zaten biz geç kaldık jay'in cüzdanını tüketmiyor muyuz?"

"hepinizin güzel işi var para sıçıyorsunuz hala jay'in cüzdanı" diyen sunoo ile "tamam senin paranı yemiyoruz canım sus artık" diyen riki ile herkes gülerken riki çoktan kafasına sunoo'dan gelen bir darbe almıştı. 

riki acıyla bağırıp kafasını tuttuğunda jay "dokunuşları bile kedi gibidir diyemem acıtmıştır" diyip sırıtarak geri yaslanmıştı.

dün heeseung'un ikisine de sinirlenmesinden sonra bir şey olmasa da keyfi yerindeydi. doğruları söylemek hem onu rahatlatmış hem de karşısında oturan güzelliği ile uğraştıkça onun yüz ifadeleri çok tatlı oluyordu.

zaten dün gece sunghoon ve riki ile konuşmuştu. düğünde olanları da öğrendiği için tüm her şey kafasına puzzle gibi oturmuştu.

şimdi kafasını karıştıran tek şey şu an özellikle hyunjin ve yunjin'in tepkileriydi.

daha başlamamış olan ilişkimize karşı olacaklarına o kadar emindim ki. tek sorun bir yere kadar haklı olmalarıydı.

•••

gece balkona çıkıp dışarıya baktığımda jay'in denizin karşısında oturduğunu fark edip yanına gitmiştim.

'son defa seni sevdiğimi söylesem ağlar mısın
es kaza olur da karşılık verirsen başlar mıyız tekrardan
yok istemiyor kalbim istemiyor fikrim
başkasıyla gülmek
yok zaten beceremem sensiz direnemem
çok zor böyle gitmek'

şarkıyı dinlerken yutkunmuş ve dudağımı ısırmıştım.

"ne yapıyorsun burada"

beni fark etmesiyle şarkıyı durdurup bana dönmüştü.

"biraz hava almak istiyordum"

"ben de odada kahve makinesi buldum. kahve yaptım ister misin?"

"senin bardağından mı?"

"normalde içerdin. istersen bir bardak daha yapayım"

"tamam kalkma senin rahatsız olup olmama-"

"rahatsız olmuyorum jay"

"anladım... bunca zamandır görüşmeyince tabii emin olamıyor insan"

"sana senin için döndüğümü söyledikten sonra böyle mi olacağız? bir düzeliyoruz sanıyorum sonrasında hemen bir ima"

"beni bıraktın. sana en sevdiğin yemeği yaptığım gece yüzüme bakıp gülerken sonraki gün yoktun"

"tamam ne kadar konuşursak konuşalım bunu telafi edemem. özür dilerim"

"o gün zamanımızı güzel geçirmiş olsak bile niye gittin? jake ve jungwon'un arasında olanlar mı sadece?"

"beni çok seviyordun. sana bu kadar karşılık veremezdim"

"denemedin?"

"korktum işte. o gece güzel geçse bile seninle hep kavga ediyorduk. sen hep alttan alıyordun ve böyle ilerlemek istemedim. dediğim gibi sana senin gibi karşılık veremezdim"

"beni sevsen bile mi?"

"sevsem bile"

ᴡᴀʟʟᴇᴛ-ᴇɴʜʏᴘᴇɴ ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin