5. Bölüm: Azra Erdem

22.6K 1.1K 71
                                    

Hayatta ki en büyük acı birini kaybetmekti. Bazen hüzünlerimizin ne kadar boş olduğunu çok sevdiğin birini kaybettiğinde anlıyordun. Erdem ailesini kızlarını kaybettikten sonra hiçbir şey üzmemişti. Başlarına gelen her şeyin bir çaresini bulmuşlardı.

İnsanoğlu nefes almaya devam ettikçe umud hep vardı. Aile üyelerinin yüzünden aynı şaşkınlık okunuyordu. Mert, Batuhan'ın söylediklerini algılayamadı bir an.

Şaka yaptığını, saçmaladığını düşündü hatta.

"Böyle bir konu da şaka yapmaya utanmıyor musun Batuhan?"

Batuhan başını iki yana salladı.

"Batuhan doğru söylüyor Mert," dedi Atlas. "Her şeyi anlatacağım sana ama önce kardeşimizin nasıl olduğunu söyle."

Kardeş.

Kız kardeş.

"Bakın yirmi dört saattir nöbetteyim ve aşırı derece de yoruldum. Bana şuan neden burada olduğunuzu söyleyin, saçma sapan cümleler kurarak beni sinirlendirmeyin. İçeride ki hastadan size ne abi?!"

Babasına baktı. O asla yalan söylemezdi. Batuhan evin haylazı sayılırdı, onu sinir etmeye bayılırdı. Bu yüzden onun sözüne her zaman inanmıyordu Mert.

"Eğer sakin olursan ve bizi iyi dinlersen sana neler olduğunu zaten söylüyoruz Mert. İçeri de yatan kişi kardeşimiz, neyini anlamıyorsun?" Atlas'ın sert sesi ile arkasını dönüp geldiği kapıdan içeri baktı.

"Saçma sapan konuşmayın," diyerek inkar etmeye devam etti. "O küçük bezin içinde ufacık bir beden verdiler o gün bize gömelim diye, ben o gördüğüme mi size mi inanacağım?" Abisine aynı sertlikle karşılık verdi Mert.

Kardeşinin öldüğü gün dün gibi aklındaydı. Sekiz yaşındaydı o zamanlar ve her şeyi hatırlayacak, acı çekecek kadar her şeyin farkındaydı.

"Oğlum," dedi babası kolundan tutarken "Bu konunun ne şakası olur, ne de yalanı. Emin ol o gün benim de asla aklımdan da kalbimden de çıkmıyor. O gün ben kızımı gömdüm zannederken bana başka bir bebeğin ölü bedenini vermişler, kardeşini bizden alıp kaçırmışlar Mert! Şimdi anlıyor musun bütün olanları?"

Gerçekler bir bir tokat gibi suratına çarparken gözlerini kırpmadan babasını dinledi.

Biraz önce kanlar içinde gördüğü ve ilk müdahalesini yaptığı kız kardeşiydi!

"Baba.. yapmayın, ne dediğinin farkında mısın sen?" Sesi titredi Mert'in bu soruyu sorarken. Babası sıkıca oğluna sarıldı. "Farkındayım oğlum, çok geç kaldım ama farkındayım."

"Abi, eğer bize inandıysan kardeşim nasıl onu söyle şimdi bana?" Dedi Batuhan.

Sakin olmalıydı. Şimdi şahsi meselelerini işine karıştırmamalıydı. Orada yatan kişi şuan onun hastasıydı. Birkaç saniye düşüncelerini topladı.

"Başına aldığı darbeye ufak bir işlem yapılacak, bu yüzden ameliyata alındı. Beyin sarsıntısı geçirmiş ama MR'ı temiz."

Peki kardeşine bunu kim yapmıştı? Kim ona zarar vermişti?

"İyi yani abi, bu dediklerin o anlama mı geliyor?"

Mert dalgın bir şekilde belli bir noktaya bakıyordu. Atlas onu sarstı "Kendine gel ve işini düzgün yap Mert!" Dedi.

"İyi değil, yaşadıkları kolay şeyler değil. Üzerine bir de ailesinin gerçek olmadığını öğrenirse düzelmesi hiç kolay olmayacak."

Psikolojik olarak oldukça fazla etkileneceği kesindi.

Sevgili Ailem Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin