17.Bölüm: İhanet

16.5K 1.3K 370
                                    

Sevgili Ailemin bir kurgu olduğunun farkında olsam da kendimi yazdığım karakterin yerine koyduğumda üzülmeden edemiyorum, hepimizin hayatında istemediği şeyler oluyor.

Kimimiz ailesi ile anlaşamıyor, kimimiz arkadaşlarıyla, kimi işiyle..  oldukça uzun bir liste olur hepsini yazsam.

Ama hepsi bir gün geçecek, hiç ummadığımız biri bizi hüzne boğan o karanlıktan çıkaracak.

Hayatınızı değiştirecek ve sizi iyi anlamda dokunacak insanlar olur umarım.

Burada belki kimseyi tanımıyorum ama bilmeden bana yaptığınız destek beni ayakta tutuyor.

Sevginiz beni iyileştiriyor.

Sizi seviyorum ♡

İyi okumalar ♡

Not: Araz'ın kitapta ki aklımda olmayan bu konumu isteğinizle bana ilham oldu ve böyle bir bölüm ortaya çıktı.

🦢

İnsan uzun zaman sonra gördüğü dostuna karşı nasıl duygular hissederdi bilmiyorum ama Araz'la burada karşılaşacağımı hiç düşünmezdim. Üzerime dökülen suyun verdiği serinlik beni kendime getirirken "Nerdeydin sen Azra?" Dedi Araz. Sonra masadakilere baktı.

Hiçbir şeyden haberi yok muydu?

"Asıl sen neredeydin? Seni defalarca aradık Araz!"

"Telefonumu kırdım," dedi "Muhtemelen hattım başka biri tarafından kullanılıyor şuan."

Aklımdan bin türlü şey geçmişti. Benimle görüşmek istemediğini bile düşünmüştüm ama bunun için ortada bir neden yoktu.

"Eve gittim, ev bomboştu Azra! Neler oldu? Bir an da yok oldun sanki. Okuldan da kaydın silinmiş, kafayı yemek üzereydim."

"Haklısın ama sana ulaşmaya çalıştım, olan biteni anlatmak için."

Masadakilere baktı.

"Bunlar, o çocuklar değil mi? Yanlarında ne işin var?"

Doğum gününden sonra olan biteni ona anlatmak istiyordum ama ortamımız müsait değildi.

"Pardon," dedi Ege "Sohbetinizi bölüyorum ama yemekleri daha kaç saat bekleyeceğiz?"

Atabildiğim en ters bakışımı ona attım.

Araz kendini toparlayıp konuşacakken onu durdurdum.

"Açlıktan ölmezsin, bekle iki dakika." Masada ki diğerlerine döndüm "Siz de öyle."

Onlardan bir ses çıkmamıştı ama önlem almak istemiştim.

"Aklımın ucundan bile geçmeyecek şeyler geldi başıma Araz. İşin ne zaman biter, ne zaman konuşabiliriz?"

Saate baktı.

"En az iki saat daha çalışmam gerekiyor,"

Başımı salladım.

"Tamam, işin bitince bir yere gidip konuşalım olur mu?" Diye sordum.

"Tabii ki olur Azra, iyisin değil mi?"

"Konuşuruz," dedim onu büyük bir merakta bırarak.

O sırada Efe beni şaşırtmayarak kalkıp Arazla tokalaştı.

"Ece'nin arkadaşısın sanırım, memnun oldum Efe ben de."

"Ne?" Dedi Araz "Ece kim ya, ne oluyor Azra?"

Sevgili Ailem Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin