"Öğrencimiz Han Jisung'u mezuniyet konuşmasını yapmak üzere kürsüye davet ediyorum."
"Öncelikle Anneme, Babama ve bize her türlü desteği esirgemeyen herkese teşekkür ederim. Zorlu bir yolu ve süreci bitirip mezun olduk. Buradan özellikle söylemek istediğim bir kaç şey var; hazırladığımız projeleri çöp gibi atan, nasıl olsa bu dersten geçemeyeceksiniz diye bizi ezen, kimsenin gitmek istemediği izbe yapılara bizi gönderip ödev aldı altında kendi işleri için çalıştıran, bazen bizimde bir anneden doğduğumuzu unutan, bir referans için bütün ayak işlerini yaptıran, bir zamanlar bizimle aynı sıraları paylaşıp bizim yaşadığımız dertlerle dertlenip şu an bize sırtını dönen, kişilere teşekkür etmiyorum!!!"
"Özellikle işsiz misiniz, vizyonsuz musunuz yoksa beyinsiz misiniz diyerek çok yüksek puanla mimarlık bölümünü kazanan bizleri her ders ezikleyen Minho hocaya asla teşekkür etmiyorum."
"Son olarak gerekli gereksiz her şeye para harcayan ama bize bir mezuniyet törenini bile bu uyduruk salonda yapan okul yönetimi size de teşekkür etmiyorum."
Dört yılın birikmişliği ile yaptığım konuşmamın, sosyal medyada birçok platformda paylaşılması, başıma bela olmuştu. Paylaşanlar, beğeni ve takipçi kasmış, ben ise resmen etiket yemiştim. Bölümü birincilikle bitirdiğim halde hiçbir yerde iş bulamıyordum.
Söylediğim her şey gerçekte olan olaylardı. Ama ben doğru söyleyen dokuz köyden kovulur, yahudi atasözünün hayat bulmuş haliydim.
"Tamam anne daha yerleşiyorum. Şimdilik böyle idare edeceğim."
"İşte kalıcı olayım, ondan sonra bakarız."
"Tamam tamam anne çok öpüyorum görüşürüz."
Okulu birincilikle bitirmeme rağmen iş bulamadığım için aile evine dönmüş, küçük restoranımızda çalışıyordum. Tam bir yıldır iş arıyordum. En sonunda Bang şirketi, onuncu başvurumda beni kabul etmişti. Fakat iş ile ilgili pozisyonum hala belli değildi.
Akıllara neden aile restoranında değil ne yapacağımı bilmediğim bir işte çalışmayı tercih ettiğim gelebilir. Şöyle düşünün; anne babanızla birlikte aynı evde yaşayan 23 yaşında bekar bir erkeksiniz, hemen yan komşunuz halanız ve büyükanneniz, diğer yan komşunuz teyzeniz ve meraklı kocası.
Küçük bir restoran, her gün olan tartışmalar, sürekli ayarlanan görücü usulü randevular, son derece entellektüel olan kişiliğinizin bir kitap bile okumaya zaman bulamaması, özel alanınızın kalmaması ve belirsiz olan çalışma saatleri, tabi arada yaptığınız ayak işleri cabası..Her neyse onlar, bu kurulu düzenlerinden son derece memnunlardı. Ben zaten bu düzenden kurtulmak için üniversiteyi devlet yurdunda kalarak okumuştum. Dört yıl sonra döndüğümde daha düzelmiş bir ortam beklerken, yaşlandıkça aksileşen bir kitle ile karşı karşıya kalmıştım. Bir yıl tam bir kabus gibi geçmişti. Resmen bir yıl içinde bakımsızlaşmış ve zayıflamıştım. Ailemi çok seviyordum ama bireysel alama ihtiyaç duyacağım kocam bir yıl geçirmiştim.
"Of yorumdum." İşime biraz ara verip kahve içmeye karar verdim. Kahve içmek, of hem de sadece kendime yaparak içmek, bunun bile bir lüks olacağı aklıma gelmezdi. Evim küçüktü, 1+1 Amerikan mutfağa sahip geniş bir oturma odam, kocaman yatağımı alan yatak odam vardı. Yatak odama depo gibi koyulmuş küçük bir bölüm vardı. Oraya kendi elimle raf yapmış kıyafetlerimi koymuştum. Bu şekilde odadaki dolapta yeterince alanım kalmıştı. Banyom beklediğimin aksine genişti. Kısa sürede bir çamaşır makinesi almam gerekiyordu. Bir süre alt sokaktaki çamaşır yıkıma dükkanından yararlanacaktım.
Bir yıl boyunca yaptığım birikim evdeki bütün ihtiyaçlarımı karşılamamıştı. Ev kirası, depozito, mobilya, mutfak eşyası derken az miktar param kalmıştı. O yüzden bazı şeyleri ertelemek zorunda kalmıştım. Doldurmam gereken bir buzdolabı ve iş yerimde giyecek birkaç parça kıyafete ihtiyacım vardı. Biraz da bakım ürünleri, bir parfüm sıkmayalı ne kadar olmuştu acaba!? Pis bir insan değilim, aklınıza öyle şeyler gelmesin lütfen. Yemek kokusu ile karışan parfüm kokusu kadar berbat bir şey yok. O yüzden tek başına yemek kokmak her zaman daha iyi diyerek parfüm kullanamaz olmuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Graduation Speech/Minsung
Fanfiction"Özellikle işsiz misiniz vizyonsuz musunuz yoksa beyinsiz misiniz diyerek gayet yüksek puanlarla mimarlık bölümünü kazanan bizleri her ders ezikleyen Minho hocaya asla teşekkür etmiyorum." "Son olarak gerekli gereksiz her şeye para harcayan ama bize...