"Masa on numaraya zengin oldukları alınlarında yazan dört adam geldi. Favori çeşitlerimizden dört büyük kase istiyorlar, küçük kaselerle hepsinden yiyeceklermiş"
"Servisi birlikte yapmamız lazım öyleyse" dedim. Çünkü bu şekilde servisi tek yapmak pek mümkün değildi.
"Çok iyi olur Hyung"
Alt katta hummalı bir çalışma varken üst katta özel içkiden için grup kendi aralarında sohbet ediyordu.
"Hayırdır hyung hala çok şaşkın duruyorsun?"
Chan geldiğinden bu yana hem dış mimariye hem de iç tasarıma şaşırmaktan kendini alamıyordu. Buranın bir mimar tarafından tasarlandığı aşikardı fakat bir mimarların proje fiyatları düşünülünce bu kadar iyi bir mimarı nasıl bulduklarına anlam veremiyordu.
"Binanın iç ve dış tasarımı, mimarisi oldukça şaşırtıcı, bir profesyonelin elinden çıktığı belli."
"Sende mi aynı şeyi düşünüyordun?" diye sordu Minho.
"Seninde dikkatini çekti değil mi? Çok iyi her şeyi ile iyi düşünülmüş."
"Siz bir de eriştelerden yiyin, işte o zaman göreceğim ben sizi!" derken erişteler gelmişti.
Erişteler ağır olduğu için o şekilde elimde beklemek istemediğimden Jeongin'in platform şeklinde olan dönen tepsiyi yerleştirmesini bekledim. O işini bitirip gelince ikimiz erişteleri alıp içeri geçmiştik. Masaya yaklaştığımda gördüm simalar ile resmen şaşkına dönmüştüm. Elimdeki erişteleri daha sıkı tutup yanlarına geldim. Bay Bang ile göz göze geldik. O da en az benim kadar şaşkındı.
"Han Jisung!"
"Ah hoş geldiniz efendim" diyerek hepsine selam verdim. Bay Lee bana dikkatle bakıyordu. Onunda şaşkın olduğu her halinden belliydi.
"Han Jisung işi bıraktın da benim haberim yok?"
"Hayır Bay Lee işi bırakmadım."
"Ek iş mi yapıyorsun personellerimizin maaşları oldukça iyidir aslında." ah bu Bay Bang gerçekten iyi bir adamdı.
"Hayır efendim ailemi ziyarete gelmiştim onlara yardım ediyorum." Bu esnada Jeongin masa işini halletmişti. "Başka bir isteğiniz var mı?" diye tatlı gülümsemesi ile sordu. Kaslı adam ona güzel bir gülümseme verip her şeyin yeterli olduğunu söyledi. Jeongin bana da dahil herkese selam verip gitti.
"Afiyet olsun efendim bir isteğiniz olursa şu butona basmanız yeterli" diyerek geri çekilmeyi planlarken Bay Bang'ın sorusu ile kaldım.
"Jisung burası ailene mi ait?"
"Evet efendim."
"Peki mimarisi tasarımı, ailen bir mimara mı yaptırdı?"
"Hayır efendim tasarım tamamen bana ait. Biliyorsunuz ben de bir mimarım."
"Ne!!! sen mimar mısın?" Bay Hwang'ın şaşkınlığı beni güldürmüştü.
"Evet efendim 2021 Seoul Üniversitesi Mimarlık fakültesi mezunuyum."
"Aaa bizim iç mimar Felix ile oradan mı tanışıyorsunuz."
"Hayır Bay Hwang, Felix benim liseden arkadaşım birlikte büyüdük diyebilirim, aynı fakülteyi birlikte tercih ederek okuduk, o biraz benim kayıp ikizim gibi." Bay Hwang'ın yüzündeki memnun gülümseme dikkat çekiciydi.
"Yalnız ben anlamadım şirketinizde çalışan bir mimarın, çizim yapmasına neden şaşırdınız?" diye sordu yanlarındaki kaslı adam.
"Şey bayım ben şirkette mimarlık yapmıyorum Bay Lee yani fakültede mimari tasarım dersime giren hocamın şirkette asistanlığını yapıyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Graduation Speech/Minsung
Fanfiction"Özellikle işsiz misiniz vizyonsuz musunuz yoksa beyinsiz misiniz diyerek gayet yüksek puanlarla mimarlık bölümünü kazanan bizleri her ders ezikleyen Minho hocaya asla teşekkür etmiyorum." "Son olarak gerekli gereksiz her şeye para harcayan ama bize...