Aşağı indiğimizde bütün ekip oradaydı. Yemek için otelin restoran bölümüne geçmiştik. Bay Bang otelde en güzel yerleri rezerve etmişti.
Gün batımı eşliğinde yemek servileri yapılmıştı. Tam olarak Bay Lee ve Bay Bang'ın arasında oturuyordum. Neden buraya oturdum diye sorguluyordum. Şu an çok gereksiz bir rekabetin ortasındaydım. Tabağıma bir Bay Bang, bir Bay Lee ulaşamadığım etleri koyuyordu. Artık tıkanmıştım isyan edecektim. Suratım asılıp dudağım sarkınca karşımda oturan Seungmin hyung ne oldu diye sordu.
"Çok doydum" diye isyan ettim.
"Et sana uzak diye dikkat etmeden kendi tabağıma koydukça senin tabağına da koyuyordum. Ben biraz fazla yerim sana çok geldi galiba?"
"Şey hyung, Bay Lee ve siz aynı anda tabağıma et koyunca haliyle biraz fazla oldu."
"İyi işte bol bol ye!"
"Jisung'u bu konuda çok kıskanıyorum ne kadar yerse yesin asla kilo almıyor. Her şeyi doyasıya yiyor."
"Sen de çok zayıfsın Felix," dedi Hyunjin Hyung.
"Ben dikkat ediyorum ama hyung."
"Rahat ol canının istediğini ölçülü şekilde yersen kilo almazsın hem de istediğini rahatça yersin. Bak Hyunjin'e o kadar unlu mamüller yemesine rağmen zayıf, un çocuk!" Seungmin hyung'un söylediği hepimizi güldürmüştü.
Sahil kısmına geçmiş kumsaldaki lüks bara gelmiştik. Cidden ortam muhteşemdi. Barlar hep kapalı mekanlar olduğu için, içim daralırdı fakat burada otele özel olan bu bar, çok güzeldi. Bir kadeh içsem mi diye düşünüp duruyordum.
Birden Bay Lee yanıma geldi. Bir ara elinde gördüğüm hırkayı bacaklarıma bıraktı.
"Hava çok soğudu dizlerin üşürse gece seni uyutmaz" dedi.
"Teşekkür ederim ama havanın soğuduğunu hissetmedim bile hatta gayet sıcak bir hava var sanki?"
"Yavaş yavaş soğuyor iyi bilirim buranın havasını senin şortun ekstra kısa aslında hissetmen gerekirdi."
"Kolay üşümem ondan sanırım." Ne yapmaya çalıştığını anlamasam bile komik gelmişti.
"Offff" sanırım sesli bir şekilde ofladım.
"Ne oldu bir sorun mu var?"
"Ben de içmek istiyorum ama off işte biliyorsunuz kaç yıldır hiç içmedim hala içmeye çekiniyorum Bay Lee!"
"Öncelikle şu Bay Lee olayını bırakalım mı hı?" Bugünde bay hitabından sıkılan sıkılanaydı, ben de çok bayılmıyordum zaten işime bile gelir hıh.
"Hım tamam hyung."
"Hah şöyle daha iyi oldu. Şimdi sana seninle ilgili bir sır vereyim mi?" evet anlamında kafamı salladım.
"Yaklaş!" hyunga biraz daha yaklaşmış kulağımı ona doğru uzatmıştım.
"Sarhoş olmak için ciddi anlamda içmen gerekiyor. Yani bir kadeh içebilirsin bu seni sarhoş yapmaz. Zaten bu defa sarhoş olsan seni direk odana götürür bırakırım."
"Bilmiyorum ki hala korkuyorum"
"Seni bu kadar mı korkuttum?"
"Bir hafta zor yürüdüm!!" sinirle söylediğim şeyin farkına varmıştım ama çok geç olmuştu.
"Hayatımın en iyi seksiydi hakkını yiyemem."
"Of Bay Lee ne diyorsunuz sarhoş musunuz?"
"Tamam tamam kapattım konuyu, hadi içmek istiyorsan iç ben yanındayım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Graduation Speech/Minsung
Fanfiction"Özellikle işsiz misiniz vizyonsuz musunuz yoksa beyinsiz misiniz diyerek gayet yüksek puanlarla mimarlık bölümünü kazanan bizleri her ders ezikleyen Minho hocaya asla teşekkür etmiyorum." "Son olarak gerekli gereksiz her şeye para harcayan ama bize...