Hyunjin dönmüş Changbin ve Chan'ın olduğu masaya oturmuştu.
"Diğerleri nerede?"
"Felix ve Jisung yorgunlarmış odalarına çıktılar. Seungmin ise önce ağzıma yaptı bir güzel sonra da başımı ağrıttınız dedi ve gitti." dedi Changbin
"Bazen patron Seungmin gibi hissediyorum ya." dedi Chan.
"Tüm şirketi ve hatta sizin arkanızı o toparladığı için olabilir mi? Neyse sinirlerim bozuk zaten!"
"Ne oldu?"
"Ben hayatımı bir düzene sokup tek gecelik ilişkileri bırakıp tam istediğim gibi birini bulmuşken her şey bok oldu. Lan sadece bir kadeh içki içtim, ben bu kadınla öyle takılmadım bile."
"Dostum her şey benim hatam sanırım."
"Öyle değil diyemeyeceğim Minho
da çok mutlu görünmüyor. Neyse benim tadım tuzum kalmadı çıkıyorum hadi görüşürüz daha gönlünü almam gereken biri var."Hyunjin keyifsiz bir şekilde yukarı çıkmıştı. Bu ikinci defa olmuştu. Felix'e karşı kendini çok mahcup hissediyordu.
Ne yapacağını düşünürken birden durdu. Odasına gitti bir süredir üzerinde çalıştığı bir şey vardı, onu aldı. Daha sonra bir demet papatya sipariş verdi. Otel çalışanlarından yardım alarak tüm hazırlıkları yaptı. Kararını vermişti ve bu kararı uygulayacaktı.
Jisung'a mesaj attı. Jisung ona olumlu dönüş yapmıştı. Sonunda heyecanla olduğu yerde sürekli bir şeyleri kontrol ediyor eksik var mı diye bakıyordu.
"Of Jisung gece gece sahile inip dondurma yeme olayı nerden çıktı?"
"Bilmiyorum depresyona girdim belki bunu dondurma yiyerek atlatacağım!"
"İyi de sen niye depresyona girdin ki?" Felix arkadaşına imalı imalı bakmıştı.
"Ne?"
"Minho hyung'un görüştüğü kadın geldi diye moralin bozuk değil mi? Hadi itiraf et."
"Çok güzel vakit geçiriyorduk Felix ve ben bu gerçeği unutup kendimi fazla kaptırdım. Bu akşam gerçekler yüzüme çarptı."
"Hanji bebeğim sen bir ihtimal Minho hyung'tan hoşlanıyor olabilir misin?"
Felix'e dönüp kafamı salladım. " Off bebeğim ya."
"Neyse bakalım önümüzdeki maçlara bakacağız," onu kendi meseleme yoğunlaştırıp, çaktırmadan Hyunjin hyungun dediği yere getirdim. Birden aydınlanan ortam ile ben bile şaşkına döndüm. Hyunjin hyung tüm ihtişamıyla ile ışıkların içinden yürüyerek geldi. Burada benim işim bitmişti. Felix'in elini sıktım. "İyi şanslar bebeğim" dedim ve yavaş yavaş sahilde onlardan uzak bir noktaya ilerledim. Felix ve Hyunjin hyungu uzaktan görebiliyordum.
"Felix bebeğim."
Hyunjin iyice Felix'in yanına gelmişti.
"Bu akşam için çok üzgünüm inan gelen kişi ile hiçbir alakam yok. Sadece iş dünyasında tanıdığım bir ailenin kızı, denk geldiğimde bir kadeh içki içmiştik. Gerçekten bu şekilde samimiyet göstereceği bir ilgi vermedim."
"Hyung bunları bana neden açıklıyorsun?"
"Çünkü sana açıklamam gerektiğini düşünüyorum. Kalbimi ısıtan gülüşün sahibi kaybetmek istemiyorum. Uzun zaman sonra ilk defa biri için endişelendim, korktum, telaşlandım ya da sevindim. Bu duyguların hepsini senin için yaşadım. Felix ben senin benim evimde geçici olarak değil sürekli kalmanı, o eve kendinden bir şeyler katmanı isterim. Yanıma gelenlere bu benim hayatımın anlamı, yol arkadaşım demek istiyorum. Felix evimin güneşi, kalbimin gün ışığı olur musun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Graduation Speech/Minsung
Fanfiction"Özellikle işsiz misiniz vizyonsuz musunuz yoksa beyinsiz misiniz diyerek gayet yüksek puanlarla mimarlık bölümünü kazanan bizleri her ders ezikleyen Minho hocaya asla teşekkür etmiyorum." "Son olarak gerekli gereksiz her şeye para harcayan ama bize...