4. BÖLÜM

40 17 115
                                    

KARANLIK SÜRREALİTE

.

.

Şarkı;

Bella Ciao - Milva

12.07.2023

23.17

Bölüme başlama tarihinizi gönderin!

Yapmayı planladığınız ve gerçekleşmesi en imkansız gibi görünen hayalinizi üç noktaya gönderin!

◎◉⦿

4. BÖLÜM

Varoluş, felsefik bir terim olarak birçok düşünür tarafından farklı farklı temalarla ele alınmıştır

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Varoluş, felsefik bir terim olarak birçok düşünür tarafından farklı farklı temalarla ele alınmıştır. İnsan varoluşu bir amaç, özgürlük, bilinç ve ölüm gibi kulağa basit gelen konuları ele alır. İnsanın varoluşsal kaygısı, aldıkları sorumluluklar dahilinde şekillenir. Yaşamanın anlamsızlığı bir yerden sonra akıllarda en büyük soru haline gelen bir sorun olur.

Yaşamak, bir yerden sonra katlanılmaz bir hal alır ve insan, varoluş felsefesini tam da bu anlarda sorgular. Ölme dürtüsü, kişinin içinde oluşan o depresif ruh haliyle bir bütün olur ve beyin, tam da o anda an'dan koparak gelecekle geçmiş arasında umutsuzluk ikilemine takılır. Bu paradoks bir, iki ve daha fazla kez tekrarlanır. Ve o meşhur, travma oluşur.

Travma dendiği zaman, akla gelen ilk şeyin, geçmiş yaşantıların şimdiki zamanda meydana getirdiği psikolojik veya bedensel etkisi demek yanlış olmazdı. Ancak bence bir gerçek vardı ki bu da travmanın ana kaynağının korkulara dayanmasıydı. Ve kişi, bir yerden sonra deliliğin eşiğine geliyordu.

İnsanları birbirinden ayıran şey, tehlike anlarında verdikleri tepkilerdir. Kimisi stratejik zekasına göre hareket ederken kimisi donma tepkisiyle anksiyetenin meydana getirdiği düşüncelere kapılıp öylece kalakalıyordu.

Kişinin içgüdülerinden doğan güç, aslında onların stratejik zekasının birer yan ürünüdür.

-Y.D.

"Uyanıyor!" dedi bir ses. Kulaklarımda var olan o buğulu ses, yaşam ve ölüm arasındaki o ince çizgiyi hatırlattı bana. Ameliyattan uyanan her kurtarılmış canın duyduğu o beyaz gürültü, bence huzur gibiydi.

"Kainat, duyuyor musun bizi?" dedi tanıdık bir ses. Babam mıydı? Abimin de sesine benziyordu.

"Gözleri açık fakat bilinci burada değil. Şimdi tekrardan uykuya dalacak." Beyaz gürültünün sesi kaybolurken geriye mutlak bir karanlık ve sessizlik kalmıştı. Eğer şanslıysam, bir daha gözümü bu kirli yaşama açmazdım.

3. gün, 13.45

"Daha iyi misin?" dedi Züleyha, elimi tutup sıkarak.

"Evet, iyiyim. Sadece bir sinir boşalması yaşadım, geç oldu ama olsun." dedim gülerek. Tebessüm etti ve arkasına yaslanarak başını cama yasladı.

KARANLIK SÜRREALİTE +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin