♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤
Herkes bir gün hata yapar bazen tek bir sözleriyle bazen de o yaraları deşerek hata yapar ve bazen de hiç bilmeden hata yapar herkes hata yapmaya mahsustur. Hiç kimse hata yapmaz diye bir şey yoktur. İnsanlar hata yapmasalar ders alamazlardı. Bir şeyi telafi etmezlerdi. En önemlisi de bir insan birini kırkmaktan hiç çekinmezdi.
Ve de ben de pişman olacağım hataların en büyüğünü en acılısını hem de en karanlık olanını yapmıştım. Herkes hata yapıp pişman olurdu ama aramızda belki de hata yapıp pişman olmayan insanlar vardır mutlaka ama kim olur bilinmez.
İnsanlar geçmişten beri hata yapan kırgınlıkları, acıları, mutlulukları, sevinçleri olan varlıklardır.
Her insanın hatası var her insanın yok olabileceği bir noktası var. Her insanın en derin en yaralayıcı bir tarafı var.
İnsanın en derin ve keskin yarası yaşadıklarıdır. İnsanın yaralayıcı tarafı ise korkularıdır. Geçmişimizi düşündükçe bizi yaralayan tarafı var ama bizi hiçliğe sürükleyen tarafı da var. Bizim canımızı yakan bizi en korkunç şekilde mahvedebilecek tarafı var.
Mesela insanın yaşamı hem her şeyidir hem de hiçbir şeyi. Çünkü bir insanın yaşamak için nedeni yoksa yaşam onun için hiçbir şeydir. Yani umurunda bile değildir.
Örneğin yaralarımız bizim yaşamımızı, yaşanmışlıklarımızı sergiler.
Ayağa kalkıp savaşmaya devam edeceksek ilk önce yaralarımızı sarmamız gerekir ama o kadar derin acılar yaşamışsak yaralarımıza birilerinin yara bandı olması gerekir, birilerinin bizim kalkanımız olması gerekir.
İnsanlar çoğu zaman acılarını gizlerler kimse onlara acımasınlar diye. Acılarımız bizim zaaflarımızdır, korkularımızdır. Kim bir korkusunu başkasına söyleyebilir ki ama bazılarımız her zaman birilerine anlatmak istedi. Çünkü içlerinde tuttukları zaman boğuluyorlardı ve de çoğu zaman onları tekrar ve tekrar düşündükçe. Ben birilerine anlatmak istedim, acılarıma onlara ulaştırmayı istedim ama bazılarımızın işte çoğunluğumuzdan farklı kimsesinin olmaması, herkesin onları terketmesi. Ben de kimsesizdim kimsem oldu ama o da beni terketti. Kaç defa terkedildiğimi bilmesine rağmen Ay'da beni terketti ama benim de hatalarım vardı benim de yanlışlarım vardı doğrudur diye düşündüğüm. O beni terk etmeden önce ben onu hiçbir şey düşünmeden yaşadıklarını umursamayarak terk ettim. O da çocuktu belki bizim gibi o da afacan, sevimli bir çocuktu. Hiçliğine çeken karanlık o bendim beni çekmesine gerek yoktu. Karanlık ben isem hiçlikte bendim. Bunu düşünmenin bir manası yoktu.
Ben onu terkettim. Bin pişmanım ama o beni terketti şen şakrak kahkahalarımda gitti.
Senin beni terk edişin göçmen kuşların sonbahar geldiğinde başka yerlere gitmesi gibiydi.
O siyah saçlı kara ve keskin bakışlı gözlerinden alevler saçan çocuğun duvarı dolu dolu izleyen çocuğun onu ilk gördüğümde benim her şeyim olabileceğini bilemezdim. Kim bilebilir ki. O benim her şeyim o beni terketti anılarımdan bir parça gitti ve ben her şeyimi kaybettim. Onu bir daha kazanamayabilirim ama o benim kalbimin hiç kimsenin göremeyeceği bir yerinde. Herkesten ona karşı daha çok sevgim onun için dünyayı bile yakabilirim ama beni bırakmasın beni terketmesin onu kazanmaya çalışırken onu kaybetmek yitirmek istemiyorum. O benim her şeyim iken ben onun hiçbir şeyiydim ama olsun insan sevdiğini o yüreğini yakan sevdalısını kazanmak için zahmete girmeliymiş. Örneğin Leyla ile Mecnun, Kerem ile Aslı onlar nasıl birbirlerine sevdalıysa ben de Ay'a sevdalıyım. Onlar sevgileri için dağları aşmışlar ben onun için her şeyi yaparım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
______KAYAN UMUTLAR_______
Dla nastolatkówO gece karanlığıyla tüm şehri boğarken bir ay küçücük pırıl pırıl aydınlığıyla o şehre umut olmak için geldi, o şehri yıkılmadan kurtarabilmek için. Senin ben topraklarında gömüldüm özür dilerim. Bir genç kurgu romanı, iki liseli öğrenci yaşadıklar...