29.Bölüm Işığı Beliren Hiçlik

50 39 0
                                    

∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆

(Özel Bölüm)

   Belli olmayan bir milat dönemiydi ya da her neyse. Yine hayatlarımızdan, yaşamımızdan hiçbir şey kaybetmediğimiz günlerden biri daha.

   Çoğu zaman yenildiğimiz bazen de o yenilgiye rağmen direndiğimiz günlerden biri daha.

    Belki de o umutlarımız kaydı, sönmek üzeredir belki de ama hala küçücük de olsa o umudun her türlü bir aydınlığı vardır.

    Çünkü nasıl her güzellikte bir çirkinlik bulunabiliyorsa, her çirkinlikte de bir güzellik bulunabilirdi.

     Belki değişik belki de karmaşık fakat duygularımız gibi. Kalbimiz de hissettiğimiz o benliğimiz gibi.

     Ay'la gezmeye çıkacaktık. Sevinçliydim, mutluydum ama her zaman kırgındım. Bu kırgınlığımda çoğunlukla aileme karşıydı.

     Onlar bir çocuğu sevmeyi, büyütmeyi bilmediler. Ben de nasıl dünyada ki insanları sevebileceğimi, onlara nasıl umut olabileceğimi bilemedim.

     Hayatlarımız çoğunlukla zaten mahvolmuşlardı. Herkes bir şeyleri terk etmiş ortada kalbi kırık bir insan topluluğu kalmıştı.

      Lina ise Ayaz'la bir müzeyi gezmeye gitmişlerdi. Heykelleri incelemeye, tarihi keşfetmeye.

     Ben ise Beyefendinin gelmesini bekliyordum.

     Üzerimde beyaz bir gömlek vardı. Hakettiğim bu değil miydi küçükte olsa bir mutluluk.

     Peki bizlerin hakettikleri bunlar değil miydi mahvolmuş hayatlarımıza rağmen.

     Kapının zili çalmıştı tam kapıyı açmaya giderken masada bir mektup fark ettim.

     Mektubu elime aldım ama inceleyemedim, onu bekletmemek için.

     Kapıyı açtığımda elinde yavru bir kedi vardı. Çok şirindi ve de çok tatlıydı.

     Bembeyaz bir kediydi. Çok güzeldi aydınlığının ta kendisiydi.

      Hemen onun kucağından kendime aldım onun tüylerini okşamaya başladım.

     "Gece Hanım keyifler yerinde herhalde."
dedi, Ay.

      Ay beni kıskanmış mıydı pardon bir kediye karşı.

      Kediyi koltuğa bırakıp yanına gittim.

      "Benim keyfim yerinde de sen bir kıskandın gibi geldi bana haksız mıyım?"

       Cidden kıskanmıştı beni bir kediye karşı ayıptır ya bu kadarı da. Gülmeye başladığımda değişik değişik yüzüme baktı. Onun gözlerine baktığımda ben gözlerine ilmik ilmik işlenmiş mutluluğu gördüm. Onun gözlerindeki mutluluk benim için huzur demekti.

       Daha fazla kıskanmasın diye sıkı sıkıya sarıldım ona beni terketmesin diye.

      "Ayıptır ya bir kediye karşı kıskanılır mı."

       "Öyle kıskanılır ki Gece Hanım sen farkına varmazsın."

       Onun bu dediklerine karşın aklıma bir şiir geldi ona söylemeye başladım.

       
       
        "Ay, Gece'yi Gündüze Mahkum edemezdi.
       Çünkü bir hiçliğin ortasında sadece küçücük bir ışık belirirdi."

      Dediğim gibi;

      
      "O gece karanlığıyla tüm şehri boğarken, bir ay küçücük pırıl pırıl aydınlığıyla o şehre umut olmak için geldi o şehri yıkılmadan kurtarabilmek için."

      
      Ondan sonra dolabımdan bir kitap seçtim tam da kitapta ki alıntı bizi yansıtıyordu.

      "Hayaller olmasaydı ne yapardım bilmiyorum, çünkü tek sevildiğim yer orası."

      Mary Martin

     Mektubu okumayı unutmuştum tek kelimeyle çıkardım cebimden mektubu okumaya başladım. Tek bir cümle vardı.

     "Giden gitti kalanı önemsemeden. Peki hayal kırıklığım oldun değdi mi?"

     
      Mektup böyleydi pek bir şey anlamamıştım ama her şey için vakit gerekirdi. Sevilmek ve sevmek içinde.

∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆

   
     Herkese merhabalar kitap bitmiş olabilir ama geçmiş anılarla ilgili bir özel bölüm yapmak istedim. Bu bölümle ilgili size bir alıntı bırakmak istiyorum.

   
    Herkese yeni bölümlerde iyi seyirler dilerim.

      

      

     

______KAYAN UMUTLAR_______Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin