0.8

54.6K 3.1K 450
                                    


🥂

VİSAL

Çağıl Alkan

Elimde ki küçük valiz tarzında olan çantayı arabanın arka tarafına koyup gözümde ki gözlükleri düzelttim ve arabaya bindikten sonra çalıştırıp Özgünün attığı konuma doğru sürmeye başladım.

İstanbula geleli yaklaşık bir saat falan oluyordu. Uçaktan in, bavulu falan hallet derken eve gitmek için yola çıkmak anca bir saatimi almıştı.

Ailem Muğlada oturduğu için ve havanında biraz sıcak olduğunu düşünürsek kendime tatil planları yaptığım için haziran aynın başlarında Muğlaya ailemin yanına gitmiştim.

Normalde Özgüyle birlikte İstanbulda ailemin benim için ayırdığı bir evde oturuyorduk ama dediğim gibi kısa bir süreliğine Muğlaya ailemin yanına gitmek istemiştim.

Birkaç gün önce ise internet sitesinde gördüğüm Sefa Girayın 14 Temmuzda İstanbulda konseri olacağını öğrendiğimde de apar topar bilet almış ve ilk uçakla İstanbula gelmiştim.

Onu canlı canlı karşımda görmeyeli ve sesini duymayalı uzun zaman olmuştu.

Bunu ona mesajlarda da söylemiştim. Onun hayranıydım. İnstagrama onun için başlamıştım. Belki instagramda ünlenirsem, tanınırsam ve sevilirsem o da beni görebilir diye düşünmüştüm.

Ama Sefa Giray beni üç yıl boyunca bir türlü görmemişti. Arada bir attığım fotoğraflardan bazılarını beğeniyordu ama bu da benim için yeterli miydi, orası tartışılırdı.

Ondan hoşlanıyordum.

Ama en önemlisi gerçekten de ona hayrandım.

On beş dakikalık yolun ardından arabayı evin önüne park edip arabadan indim ve arka koltuğa koyduğum çantamı alıp eve doğru ilerlemeye başladım. Daha saat erken olduğu için Özgünün uyandığını düşünmüyordum. O yüzden kapıyı açmasını beklemeden çantamdan anahtarlarımı çıkarıp yavaşça kapıyı açtıktan sonra ardımdan kapıyı kapattım.

İçeriden ses gelmediğine göre gerçekten de düşündüğüm gibi Özgü daha uyanmamıştı.

Hızlı adımlarla merdivenlerden bir üst kata çıkıp Özgünün odasına doğru adımladıktan sonra yavaşça kapısını açıp başımı içeriye doğru uzattım ama Özgü uyurken artık ne oluyorsa asla çevresinde olan hiçbir şeyi duymuyordu. O uyurken onu uyandırmak bir hayli zordu. Uykusu gereğinden fazla ağırdı.

Bunu şans bilerek kapıyı daha da açtım ve içeriye girdikten sonra yatağa doğru ilerleyip hızla üstünden pikeyi çekip yatakta yan tarafında ki boş olan alana zıpladım.

"Özgü, Özgü, Özgü" Diyerek onu uyandırmaya çalıştıktan sonra yanağına sulu bir öpücük kondurup geri çekildim. "Hadi uyan, daha çok işimiz var"

🥂

Konser alanına yaklaşık bir ya da bir buçuk saat önceden gelmiştik. Ücretsiz konser yapmayı tercih etmişti bu sefer Sefa Giray. Ama İstanbulda olan ücretsiz konserler pek de tekin ve eğlenceli olmuyordu. Üstelik Sefa Giray gibi son zamanlar da tanınan ve çok sevilen bir şarkıcı için ipini koparan herkes gelmiş gibi duruyordu.

Bakışlarımı en son etrafta gezdirmekten bıkıp sol tarafımda bulunan ve telefonuyla uğraşan Özgüye çevirdim.

"Biraz daha ileriye gitme gibi bir şansımız olabilir mi?" cümlemi duyduktan sonra bakışlarını önümüzde ki kalabalığa çevirip bir süre inceledikten sonra kafasını sallayıp bileğimden tuttu ve öne doğru ilerlemeye başladı. Ama çok ilerlemeden önümüze başkalarının gelmesiyle adımlarımızı durdurduk.

VİSAL | Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin