5.8

20.6K 1.1K 120
                                    

🥂


VİSAL

Oğuzaaslan: Gelebilir miyim eve artık???

SefaGiray: Gelme.

Oğuzaaslan: Kırılıyorum ama bak.

SefaGiray: Kırılabilirsin Oğuzcum hiç de şeyim de değil şu an.

Oğuzaaslan: Ben seni ve evini değil sen ve evin beni kaybettiniz.

SefaGiray: Ne üzüldüm ne üzüldüm.

Oğuzaaslan: Ben gittikten sonra devam ettiniz mi?

Oğuzaaslan: Geliyor mu küçük Çağıllar, küçük Sefalar????

SefaGiray: Oğuz abicim ufaktan ufaktan git hadi.

SefaGiray: Bir süre mümkünse evime gelme.

SefaGiray: Ya da geliyosan kapıyı çal.

Oğuzaaslan: Artık bekar bir bey değilim diyorsun yani.

Oğuzaaslan: Anladım anladım.

SefaGiray: Değilim tabii ki.

SefaGiray: Oğlum öyle dan diye girilir mi?

SefaGiray: ya başka bir şey yapıyor olsaydık?

Oğuzaaslan: Pardon ama başka ne yapabilirdiniz amk??

Oğuzaaslan: Geldiğimde hiç de yer yerinde değildi.

Oğuzaaslan: Maşallah yiyordunuz birbirinizi.

SefaGiray: Sakın Çağılın yanında da böyle konuşup utandırma kızı.

Oğuzaaslan: #hanımcılıkkazanacak

SefaGiray: Evet abi evet hanımcıyım bir sorun mu var?

Oğuzaaslan: Yok yok ne sorunu kardeşim.

Oğuzaaslan: Yengeme selam söyle.

Oğuzaaslan: İşinize de kaldığınız yerden devam edin yani.

Oğuzaaslan: İçimde kalır valla.

SefaGiray: Oğuz bi git.

SefaGiray: Ayağımın altına alacağım yoksa seni.

Oğuzaaslan: Aman şakadan da anlamıyorsun.

Oğuzaaslan: Gidiyorum ben.

SefaGiray: Git.

🥂

Bakışlarımı önümden çekip elimde ki çarşafı açtım ve koltuğun üstüne serdikten sonra yerde ki yastığı da koltuğun başına koyup bakışlarımı kapının önünde durmuş bir şekilde bana bakan Sefaya çevirdim.

Oğuzun bizi o şekilde görmesinin üzerinden yaklaşık galiba yarım saat falan geçmişti.

Oğuz evden çıktıktan sonra telaş olmuştum. Hayır, telaşım Sefadan utanmamdan kaynaklanmıyordu. Sadece Oğuzun bizi o şekilde görmesi kızarmama hatta utanmama neden olmuştu. Bu çocuk kapı çalmayı bilmez miydi? Belki başka bir şey yapıyorduk, öyle dan diye girilmezdi ki.

"Güzelim" dedi Sefa bana doğru adımlarken. Bakışlarımı ona çevirmeden yerde ki pikeyi de alıp koltuğun üstüne koydum ve yönümü bir adım arkamda bulunan Sefaya çevirdim.

"Benden" diyerek bana doğru bir adım attı ve sol elini belime yerleştirdi. "Utanmıyorsun değil mi?" deyip cümlelerine son noktayı koydu. "Nerden çıkardın ki bunu?" dedim cümlelerine anlam veremezken.

"Oğuz gittiğinden beri gözlerime bakamıyorsun" diyerek kendisini açıkladıktan sonra cümlesine devam etti. "Benden utanma" dedi dudağının sol tarafı yukarı doğru kıvrılırken. "Senden utanmıyorum ki" diyerek hafifçe gülümsedim ve hözlerimi gözlerine sabitledim. "Senden utansam ilk öpen kişi ben olmazdım" diyerek ellerimi kaldırıp omzuna koydum ve ona biraz daha yaklaştım.

Cümlelerim hoşuna gitmiş olacak ki o da benim gibi gülümseyerek diğer elini de kaldırıp belime koydu. "Bunu bilmek hoşuma gitti" deyip belimde ki ellerini yavaşça oynatarak belimi okşamaya başladı. "Oğuzu da kafana takma. Unutur o yarına gördüklerini" diyerek beni rahatlatmaya çalıştı.

"Ben Oğuzu birazcık tanıyorsam bizi ilk gördüğü anda gördükleri için dalga geçecek" diyerek gülümsedim. "Mesajlarda geçti bile" deyip gözlerini gözlerime sabitledi gülümserken. "Bak işte, diline dolanmışız, kurtuluş yok" dedim.

"Oğuz bu biliyorsun" deyip belimde ki sağ elini kaldırıp saçlarımı okşadı ve gözlerini tekrar gözlerime çevirdi. "Sende pek kafana takma, eğer sana bir şey derse bende sustururum onu"

Gülümseyerek ona doğru yaklaştım ve parmak uçlarımda yükselerek dudaklarına küçük bir öpücük kondurdum. "İyi geceler sevgilim" dedim ondan uzaklaşırken. Ardından ise omzunda ki ellerimi çektim ve geriye doğru bir adım attım.

"Sen" dedi hâlâ yerinde dururken ve gözlerimin içine bakarken. "Bir daha beni öpmeden önce haber vermelisin" diyerek elini kaldırıp saçlarında gezdirdi. "Çünkü feleğim şaşıyor, kendime gelemiyorum resmen"

Onda bu etkiyi bıraktığımı görmek güzeldi. Çünkü onunda bende bıraktığı etki de aynen böyleydi.

"Yoo" dedim kelimenin son harfini uzatarak. "Bu hallerini görmek acayip hoşuma gidiyor" diyerek hafifçe gülümsedim. "Her an seni öpebilirim, hazırlıklı ol"

O ise cümleme gülümseyip başını hafifçe sallamış ve gözlerini gözlerime sabitlemişti. "Ben burada uyuyacağım ama" diyerek eliyle arkamda ki koltuğu göstermiş ve cümlesine devam etmişti. "Sende yukarı da benim odamda" dedi.

"Yok ben burada kalırım, sorun değ-" cümleme daha da devam edecektim ki cümlemi yarıda kesip "itiraz kabul etmiyorum" diyerek beni susturmuştu. Ardından ise ellerini uzatıp ellerimden tutmuş ve birlikte yukarı, onun odasına çıkmıştık. Odaya girer girmez bakışlarını bana çevirdi. "Çarşaflarımdan rahatsız olursan değiştirebilirim" dedi.

Başımı hayır anlamında iki yana sallayarak onu reddettim. Onun kokusunun sinmiş olduğu yatakta uyuyacaktım, daha bir şey ister miydim ki?

"Sorun değil" dedim ellerimde ki ellerini sıkarken. O ise gülümseyerek bana doğru yaklaştı ve saçlarımın üzerine hafifçe öpücük kondurarak benden uzaklaştı. "İyi geceler fıstığım" dedi. "Bir şey olursa aşağıdayım" diyerek son kez gözlerimin içine baktı ve hemen ardımdan odadan çıktı.

Onun odasında, onun yatağında ve onun kokusunun sindiği yastıkta uyumak gerçekten güzel olacaktı.

Çünkü daha önce söylememiştim ama Sefa Girayın kokusu bu hayatta ki en iyi şeylerden birisi olabilirdi.

Doğru ya.

O başlı başına en iyisiydi, hem de her şeyiyle.

🥂

SEFA GİRAYIM DA SEFA GİRAYIM (bunu uzun süredir söylemiyordum çok özlemişim)

VİSAL | Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin