1.8

42.4K 2.1K 217
                                    

🥂

VİSAL

Hani rüyada gibi hissettiğimiz anlar olur ya. Gerçekliğini binlerce kez sorgularız. Gerçek çıkar ama gerçek olduğuna da inanamayız çünkü o anki hislerimiz ve yaşadıklarımız o kadar hayallerimizde ki gibidir ki o anın rüya olduğunu düşünürüz.

Böyle bir an yaşıyordum son bir aydır.

Rüyalarımdakinden bile daha güzeldi Sefa Girayın bana karşı sarf ettiği sözler.

İlk başta bir türlü anlayamamıştım, aslında gerçek olduğunu kavrayamamıştım ama şimdi anlıyordum.

Benden hoşlanıyordu.

Hissettiğim şeyler tek taraflı değildi.

Onunda bana bir şeyler hissediyor olması bu dünyada ki en güzel şey olabilirdi.

Elimde ki telefonu kapatıp yatağın yanında ki sehpanın üzerine koydum ve bakışlarımı açık olan pencereden dışarıya çevirdim.

Sefa Girayın bana benden hoşlandığını söylediği günün üzerinden tam bir hafta geçmişti. Aniden yanı başında beliriveririm demişti ve ben o cümleyi kurduğundan beri her an onu bekliyordum.

Ona hiç sahip olamamıştım, ona hiç dokunamamış, sarılamamıştım ama size yemin ediyorum onun gözlerine bakmayı o kadar özlemiştim ki, şu an bir yerlerden çıkması bana ödül bile olabilirdi.

Bakışlarımı pencereden çektikten sonra yataktan kalkıp üstünde ki pikeyi düzelttim ve telefonumu yanıma almadan odadan çıkıp mutfağa doğru adımlamaya başladım.

Kendi evimde kahvaltıyı ve akşam yemeklerini nasıl Özgüye kitlediysem burada ki kahvaltıyı ve akşam yemeklerini de aynı şekilde anneme kitlemiştim. Ne yapayım yemek yapmayı pek fazla sevmiyordum.

Adımlarımı hızlandırıp mutfağa girdikten sonra bakışlarımı anneme çevirip ona doğru yaklaştım ve arkadan sarıldıktan sonra yanağına kocaman sulu bir öpücük kondurdum.

"Ay şöyle sulu sulu öpmeyin diyorum ama" dedi annem itiraz ederek ve gülümseyip o da benim yanağımı öptü. Yemek olana kadar orada öylece durup annemi izledikten sonra iyi bir kız olup balkona, yemek için sofraya taşınacakları taşıdıktan sonra yemek masasına oturup annemle birlikte yemeye başladık.

Babam annemin dediğine göre işleri olduğunu söyleyerek erken çıkmıştı. Yani yemekte sadece annem, ben ve Bulut olacaktık. Bulutta bu kadar erken kalkmayacağına göre annemle ben baş başa yiyecek gibi duruyorduk.

Sessizce konuşmadan yemeklerimizi yedik bir süre. Ardından ise anneme sahile ineceğimi söyleyerek masadan kalknış ve sahile doğru adımlamaya başlamıştım bile.

Daha saat bir hayli erkendi ama buralar bu saatte daha güzel ve huzur dolu oluyordu. Öğle ve akşam saatlerinde olduğu gibi kalabalık ve boğucu değildi sabah. Çünkü tek tük insan oluyordu ve sen gönlüne göre rahat edebiliyordun.

Adımlarımı hızlandırıp beş dakikada sahile indikten sonra üstümde ki siyah, ince elbiseyi çıkarıp sadece iç çamaşırlarımla kaldım. Etrafta kimse olmadığı için mayo getirme ihtiyacı duymamıştım. Zaten en fazla yarım saat yüzdükten sonra eve geri dönecektim.

Kıyıya doğru yavaş adımlarla yürürken ileride, kıyıya bir hayli uzaklıkta olan bir şey dikkatimi çekti.

Denizin neredeyse tam ortasında birisi çırpınmaya çalışıyordu, oha hatta o kadar çırpınıyordu ki galiba boğuluyorda olabilirdi.

Adımlarımı hızlandırıp suya daldım ve bir veya iki dakikada çırpınan kişiye yaklaşmıştım ki, birkaç metre ötemde ki çırpınan kişi aniden suyun içine girip yok oldu. Hızla suyun içine dalıp onu görmeye çalıştım ama hiçbir yerde yoktu. Başımı sudan çıkardıktan sonra bir kez daha soktum ve etrafa daha iyi bakmaya çalıştım ama sanki ben hayal görmüşüm gibi etrafta benden başka hiç kimse yoktu.

Tam başımı sudan çıkarıp geri dönecektim ki suyun içinde, tam arkamda olan birisi belimden tutup beni kendisine doğru çevirdi ve bir dakikanın sonunda belime dokunan kişiyle göz göze geldim.

Laciverte kaçan mavi, kırmızılaşmış gözleriyle gözlerimin içine gülümseyerek bakıyordu.

Eliyle belimi daha da sarmaladıktan sonra kendi kafasını sudan çıkarıp benimde sudan çıkmamı sağladı.

Şu an yaşadığım şey rüya olabilir miydi?

Çünkü karşımda olan ve elini belime sarmış bir şekilde gözlerimin içine bakan kişi Sefa Giraydan başkası değildi.

Birinin tam şu anda beni çimdiklemesine ihtiyacım vardı.

"Nefes al" dedi Sefa Giray bana biraz daha yaklaşırken. Hem kendisi batmamaya çalışıyor, hem de benim batmamam için elinden gelen her şeyi yapıyordu.

"Ne yapıyorsun burada?" dedim en  sonunda dudaklarımı aralayıp konuşabilince.

"Sana söylemiştim" diyerek bana biraz daha yaklaştı ve dudaklarını hafifçe kulağıma sürtüp konuşmasına devam etti. "Her an yanı başında beliresim vardı" ardından ise yavaşça tebessüm edip benden uzaklaştı.

"Rüya gibisin Sefa Giray" dedim ve en sonunda ellerimi kaldırıp belimde ki ellerine yerleştirdim. "Asıl sen rüya gibisin Çağıl Alkan" dedi o da aynı benim gibi.

Elini kaldırıp önüme gelen ıslanmış ve tenime yapışmış saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırdı ve gözlerimin içine bakarak konuşmasına devam etti. "Yanmış tenin" diyerek elini boynumda gezdirdi. "Dolgun dudakların" dedi ve parmak uçları dudaklarımın üstünde oyalandı. "Baktığında, bakanı büyüleyen mavi gözlerin" dedikten sonra parmakları son kez gözlerimi buldu ve hemen ardından ellerini indirip belimde ki yerine yerleştirdi. "Tüm bunlarla sen rüya gibisin Çağıl"

Belimde ki eli hafif masaj yapar gibi belimde daireler çiziyordu ve bu hoşuma gitmeye başlamıştı.

"Geleceğini haber verseydin keşke" diyerek gözlerimi gözlerine sabitledim. "Hiç beklemediğin bir anda olması için haberin olmaması gerekiyordu" dedikten sonra elini kaldırdı ve bir kez daha tenime yapışmış ıslak saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırdı.

"Çağıl Alkan" diyerek birkaç dakikanın ardınden tekrar konuşmaya başladı. "Sen gerçekten çok güzelsin"

Ellerinde olan ellerimi kaldırıp boynuna doladım ve ona biraz daha yaklaştım. "Sefa Giray Taşkın" dedim aynı onun gibi. "Sen her seferinde kalbimde kelebekleri uçurtmayı nasıl başarıyorsun?"

"Bilmem" dedi ve dudaklarının kenarı yukarı doğru kıvrıldı. "Asıl sen bana böyle hissettirmeyi nasıl başarıyorsun?" dudaklarımdan benden bağımsız bir şekilde tebessüm döküldü. "Nasıl hissettiriyorum?" dedim bilmeme rağmen ondan duymak için. "Böyle" dedi ve boynunda ki elimi alıp sol tarafına, tam kalbinin üzerine koydu. "Kalbimin sesini duyuyor musun Çağıl Alkan?" dedi ve tam o anda hızla atan kalbinin sesini hissetmeye başladım. Elimin altında atan kalbi o kadar hızlıydı ki bunu hissetmek gülümsememe neden oldu.

"Bu kalp uzun zamandır senin için atıyor"

🥂

SEFA GİRAY DİYE ÖLÜYORUM

VİSAL | Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin