İZMİRLİ YARİM

Kurtarıcım

Mehmet'in içi içine sığmıyordu küçük çocuklar gibi koşup,oynamak içindeki bu dinmek bilmeyen aşkı yere göğe haykırmak istiyordu. İlk defa sevmişti.İlk defa aşık olmuştu.Bu duygular Mehmet'e ilk kez uğramıştı.Ne çok korkmuştu bugün sevgisinin karşılıksız olmasından.

Oysa korktuğu gibi olmamış ve sevdasına karşılık almıştı o ela gözlerden.Ama onu rahatsız eden durumlar vardı.Yaşadığı toplumda ona öğretilenler farklı idi.Helalin olmayan bir kızın elini dahi tutamazsın dediler.Bakamazsın,konuşamazsın.Sana haram denildi.Ama Deniz bambaşka bir coğrafyada büyümüş bir kızdı. Annesi ve babası ona dini konulardan hiç bahsetmedi. Deniz kendi çabaları ile arada yaz tatillerinde dedesi Adar Beyin anlattıkları ile öğrendi dinin kurallarını. Mehmet kadar bilgili değildi.
🌸🌸🌸

Deniz'in bu hayatta tek sırdaşı vardı can yoldaşı çocukluk arkadaşı Gökçe. Gökçe sarışın yeşil gözlü yuvarlak yüz hatlarına sahip oldukça alımlı ve güzel bir kızdı. Deniz ile her anları birlikte geçerdi.Deniz hayatındaki bu gelişmeyi Gökçe'ye anlatmak için can atıyordu ve aradı arkadaşını.Telefon uzun bir çalmadan sonra açıldı ve sitemle konuşmaya başladı Deniz.

Nerdesin kızım sen ne kadar aradım seni.

Karşıdaki ses gayet neşeli bir şekilde cevap verdi.

Sizin evin kapısındayım aç kapıyı,yeni dedikodularla geldim.

Deniz koşarak evin kapısını açtı ve can yoldaşına sıkıca sarıldı.Arkadaşını da alıp mutfağa geçti.Hem yemek yapacak hem sohbet edeceklerdi.Annesi Aslı hanım Kenan beyin bitmek bilmeyen kumar borcu yüzünden evlere temizliğe gidiyordu.Deniz bu sürede annesine destek olmak için yemek yapıyor ve evi temizliyordu. Annesi işten yorgun argın gelip birde bunlarla uğraşsın istemiyordu.Gökçe büyük bir heyecanla sordu arkadaşına.

Eee Deniz anlat bakalım ne sendeki bu heyecan.

Deniz biraz mahçup bir tavırla oturdu arkadaşının karşısına ve anlatmaya başladı.

Hani sana bundan bir ay önce kadar yeni atanan bir doktordan bahsettim hatırlıyor musun?

Gökçe yeşil gözlerini arkadaşına dikerek

Hatırlamaz olur muyum hiç gece üçe kadar senin yüzünden adamın tüm ailesini ve bütün özelliklerini ezbere biliyorum dedi.Deniz arkadaşının tepkisine gülerek onu cevapladı.

Hıhh işte o kişi bugün itibari ile sevgilim gibi bir şey oldu dedi şen bir ses ile. Gökçe arkadaşına döndü ve

E ama yuh ne ara kandırdın kız adamı.Ayrıca sen hiç bir erkek cinsini sevmezsin babandan dolayı.dedi.

Deniz bütün erkeklerin babası gibi olacağına o kadar inanıyordu ki kim onunla konuşmak istese anında red ediyor ve görüşmek şöyle dursun konuşmak dahi istemiyordu.Ama Mehmet farklı gelmişti ona. Onun bakışı,gülüşü,insanlara olan yaklaşımı hatta hayvanlara karşı merhameti bile başkaydı. Bir erkeğe en çok yakışan şüphesiz merhametti. Ve Mehmet Deniz'in gördüğü kadarı ile merhametli biriydi.Arkadaşına gözlerini devirdi ve cevap verdi.

Kız saçmalama ne kandırması olay çok ani gelişti.Sanırım oda benden hoşlanıyormuş.Bügün dile getirdi hislerini. dedi ve başladı arkadaşına anlatmaya Mehmet ile bugün yaşadıklarını. En sonunda ağzı açık bir şekilde dinleyen Gökçe yaptı yorumunu.

Kızım bu adam gerçekten bu kadar güzel seviyorsa sakın bırakma derim. Ama en ufak bir hatasında bas tekmeyi, sonun annen gibi olsun istemem.

Deniz minnetle baktı arkadaşına bilir di Deniz arkadaşı onun için her şeyin en iyisini isterdi.İki arkadaş koyu bir sohbet eşliğinde yemekleri yapıyorlardı ve tam yemekler pişmişti ki Deniz'in babası olacak adam girdi içeri. Her zamanki gibi Çakır keyif gelmişti eve. Elinde içki şişesi ve yanında aynı onun gibi ipsiz sapsız arkadaşı ile. Mutfağa girdi, kızına ve onun arkadaşına baktı
Bize sofra kur dedi. Deniz nefret ederdi bu adama hizmet etmekten. Hem dedesi Adar Bey demişti içki harammış. Peki bu babası olacak adam neden içiyordu? Gökçe gördüğü manzaradan hiç hoşlanmadı ve arkadaşını yalnız bırakmak hiç içine sinmese de eve gitmek zorundaydı.Çünkü eve geç kalırsa onun da babası kızabilirdi.