Zaman Deniz ve Mehmet için geçmek bilmiyordu sanki. İki sevdalı yürek birbirine ait olmak için gün sayarken kader onlar için planlar kuruyordu.
Deniz gelecek hakkında mutluluk planları yaparken bakalım zaman onlara neler sunacaktı. Mehmet yarine kavuşacağı günü beklerken bakalım onu neler karşılayacaktı.
Üç gün sonra Deniz'in doğum günü olacaktı.Artık on sekiz yaşında genç bir kız olacaktı. Hür olacaktı. Bir buçuk yıl boyunca kalp atışlarını hızlandıran,aklını başından alan biri vardı hayatında. Ve artık kimseden saklamıyordu Deniz. Bağıra bağıra Mehmet'i sevdiğini ve ondan başkası ile asla bir araya gelmeyeceğini haykırıyordu.
Mehmet gördüğü ilk anda çarpılmıştı bir çift ela göze. Hayatım birleşecekse bu ela gözler ile kavuşmalı diyordu.
Kalbimin sevinci diyordu yarine.
Bilmezdi Mehmet aşk nedir,insana neler yaptırır. Ama aşkın öylesine tutuldu ki bir buçuk yılda hiç sabretmediği kadar çok sabretti.Mehmet meftunu olduğu yarini aramak için eline telefonu aldı fakat tam o sırada yanına gelen sevdiğinin gözlerinde yine tutuklu kaldı.
Deniz hastanede oldukları zamanlarda çok fazla bir arada olmayı sevmiyordu Mehmet ile. Şimdi geliyorsa ciddi bişey olmalıydı.
Gözlerindeki acele ile geldi sevdiği adamın yanına.
Mehmet akşam mesai bitiminde konuşalım mı?
Sen iste ömrümü yoluna adamışım gülüm.. konuşalım. Hayırdır telaşlısın
Çok göz önünde olmayalım çıkınca konuşuruz olur mu?
Olmaz mı Rehniya Çawemin(Gözümün Nuru)
Gülümseyerek ayrıldı Deniz sevdiği adamın yanından. Bu bir buçuk yılda azda olsa Deniz'de Kürtçe kelimeler öğrenmişti sevdiği adamdan.
Mirza Bey yeğeninin yapacağı planları biliyordu. Yeğeni her şeyini dayısına anlattığı için biliyordu deli yeğeni durmayacaktı. Doğum gününün sabahı bu deli oğlan kıza nikah kıymasa bari diyordu sürekli. Ama biliyordu yeğeni deli idi. Gözü kara, mertti. Asla sevdasına ihanet etmemiş bu bir buçuk yılda ne zorluklar çektiyse sevdamdan gelen kahırda mutlulukta başım gözüm üstüne diyip susuyordu.Az nezarethaneden alıp çıkarmadı yeğenini bu bir buçuk yılda. Bazen Kenan yüzünden bazen Ekrem olacak kanı bozuk yüzünden girdi yeğeni nezarethaneye. Eli kolu uzun bir adam olmasa deli yeğeni ile bu bir buçuk yılda daha çok uğraşırlardı. Ama herkes bittiğine inanıyordu.
Deniz on sekiz yaşına gelecek ve reşit olduğu için babası ona engel olamayacaktı. Yeğeni sevdasına kavuşacak sanıyordu.
Kenan kızının bi planlar içinde olduğunu biliyordu. Kenan uyanık adamdı. Anlamıştı kızındaki durumu. Ve bu üç gün boyunca gözünün önünden ayırmama kararı alıyordu. Çünkü doğum günü akşamı Ekrem ile nikahını kıyacaktı. Hem Ekrem'e söz vermişti. Deniz onun sayılırdı artık.
Mesai saati bitmiş iki aşık göz birbirini ararken buldu.
Mehmet yüzündeki büyükçe gülümseme ile yanına gidiyordu Deniz'in.
Deniz ise o sırada aşık olduğu adamın yüzünü inceliyordu. Keskin yüz hatları ve çenesindeki o gamzesi ile kızın her seferinde nefesini kesiyordu bu adam.Deniz'in aklına da kalbine de zarardı bu adam. Tam Deniz Mehmet ile bir araya geleceği sırada babası Kenan Deniz'in önünde belirince genç kız duraksamak zorunda kaldı. Kenan kızının bileğinden tutup eve götürmeye kalkışınca Mehmet uzaktan durumu fark eder etmez koşarak geldi baba kızın yanına.Deniz'im hayırdır sorun ne ?
Dedi Mehmet. Kenan ise bu durumdan hiç hoşlanmayarak Mehmet'in önüne dikildi ve gözlerini kısarak baktı adama.
![](https://img.wattpad.com/cover/346168638-288-k603096.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İZMİRLİ YARİM
Novela JuvenilSen benim sevip,aşık olduğum adam mısın sahiden? Bu topraklarda yaşıyorsan acımasız olmak zorundasın Kayabey gelini, alış bu duruma Ben İzmir'de aşık olup,sevdiğim adamı istiyorum. Buradaki adam bir cani gibi davranıyor. Öyle mi?Madem beni cani ola...