Sen benim ilk şiirim, ilk kavgam, sen benim 17 yaşımsın.
Hava kararmaya yüz tutarken Mehmet Deniz'i eve bıraktı ve ailesi ile konuşmasını istedi. Deniz'in dedesi gibi ılımlı bakmalarını umut ediyordu bu evlilik konusuna Mehmet. Ama hayat sürprizlere gebedir. Ve zaman bize neler getirir bilinmez.
Deniz umutla girdi eve. Hemen küçük kız kardeşi ve erkek kardeşi sarıldı Deniz'e. Kız kardeşi Deniz'i eve bırakan kişiyi görmüştü.
Abla seni eve bırakan o uzun boylu yakışıklı abi kim? Arabası da çok güzelmiş.
Deniz korku ile kapattı kız kardeşinin ağzını.Babası duymasın diye dualar ederken içerden Kenan'ın sesi yankılandı.
Deniz yanıma gel çabuk. Kim bıraktı seni?
Deniz olacakları tahmin ettiği için korkarak gitti babasının yanına.
Hastaneden doktor arkadaşım bıraktı baba. Evim yolunun üzerinde diye bıraktı.Özel bir durum değil.
Özel bir durum değil öyle mi? Sen onu git cahil anana anlat.Ben yutmam kızım bunları.Şimdi adam gibi öt bakalım kim seni bırakan?
Korkunun ecele faydası olmayacağını bildiği için derin bir nefes alarak gerçekleri anlatmaya başladı.
Baba hastanede doktor kendisi.Niyeti ciddi benimle evlenmek istiyor.Sizin rızanızı almak istiyor zaten. Tamam derseniz tanışmak istiyor sizinle.
Kenan gayet sakin bir şekilde kızını dinliyordu. Bu duruma Deniz bile şaşırdı ama fırtına öncesi sessizlik olduğunu düşünemedi.
Kaç yaşındasın Deniz sen?
O... on yedi baba dedi genç kız korkusundan kekelemesine engel olamamıştı.
On yedi yaşındasın ve evlilik mi düşünüyorsun?Bu yaşta elin erkekleri ile buluşup adıma leke mi getireceksin?Ulan bu yaşta başıma orospu mu olacaksın?
Deniz duyduğu sözler ile gözyaşlarına boğuldu ve ağlayarak kendini açıklamaya kalkıştığı sırada yanağında hissettiği sızı ile konuşamadı bile. Hemen arkasından saçlarına yapışan el ile sadece kendini kurtarmaya çalışıyordu.
Baba yalvarırım bırak saçlarımı. Ben kötü bir şey yapmadım. Sevdik birbirimizi.Zaten benim yaşım 20 olmadan evlenmem.Okulumu bitirmedim daha.Baba bırak saçlarımı nolur.
O sırada Deniz'i kurtarmak için çabalayan kardeşleri ve annesi de Kenan'ın dayağından nasibini almışlardı.
Okulmuş, okulu varmış. Okulu bitmeden evlenmezmiş. Sen okumaya değil orda koca bulmaya gitmişsin. Bu saatten sonra sana okul yok.Okuyor sandığımız kız koca derdine düşmüş.
Baba yapma nolur. Öldür beni daha iyi. Okumama engel olma. Ne istersen yaparım baba yeter ki beni alma okuldan.
Tabi ya almayayım da git oralarda okuyorum ayağına erkeklerle fingirdeş değil mi? Yok öyle yağma kızım ben adıma laf getirtmem. Kenan'ın kızı yollu olmuş dedirtmem.
Deniz ağzına gelen tüm lafları yuttu. Elbet birgün bu lafları babasının yüzüne tokat gibi vuracaktı ama o gün bugün değildi. Bugün olabildiği kadar babasının suyuna gitmeliydi.
Baba istersen sen getir götür beni. Ama nolur okulumdan alma beni. Senin dediğin olsun. Kimseyle evlilik düşünmem. Kimseye bakmam. Adına laf gelmez benim yüzümden. Ama nolur alma beni okulumdan. Son bir yılım var baba. Bu yılımda bitince hemşire olacağım.Kazancımın hepsini sana veririm baba. Yeter ki okulumdan etme beni.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İZMİRLİ YARİM
Novela JuvenilSen benim sevip,aşık olduğum adam mısın sahiden? Bu topraklarda yaşıyorsan acımasız olmak zorundasın Kayabey gelini, alış bu duruma Ben İzmir'de aşık olup,sevdiğim adamı istiyorum. Buradaki adam bir cani gibi davranıyor. Öyle mi?Madem beni cani ola...