"En başından burada olan beni görseydin, şu an burada seni teselli edebilecek bir arkadaş bulurdun. Üzgünüm Taehyung, ama hayatımdaki tek kişi olduğunu bilmene rağmen gittin. Sen istedin bunu. İstersen gece kalabilirsin."
Başını dizlerimden kaldırmasını sağladım.
...
Arkamdan gelen adım seslerini duyduğumda odama çıkıyordum. Dönüp git, gelme demek istiyordum ama diyemiyordum. Bir yanım gelmesini o kadar çok istiyordu ki...
Odama girip kapıyı kapatacaktım ki birden elini araya koyması ile durmak zorunda kaldım. Kapıyı itekleyerek içeri girdi ve çekinerek odama göz attı.
"Sen- sen bunları sevmezsin ki?"
Raftaki figürlere ilerledi ve heyecanla iki tanesini eline aldı.
"Bunlar benim eksik figürlerim..."
"Doğum gününde sana vermek için almıştım. İstersen şimdi alabilirsin."
Omuz silkip dolaptan kıyafetlerimi çıkardığımda sıkıntıyla ona döndüm. Parıldayan gözlerle figürleri inceliyordu.
"Üstümü değişeceğim."
Bana cevap vermeden rafa bakmaya devam ettiğinde zaten benimle ilgilenmediğini anladım ve hızlıca pijamalarımı giydim. Gidip ışığı kapattığımda oda inanılmaz bir karanlığa büründü.
İki haftadır kendimi karanlıkta yatmaya zorluyor, ancak sabah 4'te uyuyakalana kadar asla uyuyamıyordum.
"Karanlıkta mı yatacaksın?"
Taehyung'un sesi bana yaklaşırken onu durdurmak adına konuştum.
"Senin kaldığın odanın çarşafları temiz. Bugün kalabilirsin."
Ben yatağa girerken kapıyı kapattı ve gelip baş ucu lambamı yaktı. Normalde hep bununla uyurdum.
"Jungkook, doğum günümün son dakikalarını sana sarılarak geçireyim, lütfen seninle uyumama izin ver."
Eskiden, birkaç kez birlikte uyumuştuk. Ama hem Taehyung yanan ışığımdan rahatsız olduğu için, hem de ben onun dağınık yatış şeklinden rahatsız olduğum için bundan vazgeçmiştik.
"Eğer böyle bir şey yaşamasaydın şu an benim yanımda, bunu istiyor olmazdın. Işığı kapatıp gider misin Taehyung?"
"Ggukie..."
Titreyen sesi ile sözümü dinlemeden yorganı açıp sıcak yatağa girdi ve bir ayağını da üstüme atarak bana iyice sarılıp başını boynuma gömdü. Onu ittirmeye çalışsam da gitmedi.
"Lütfen yanında kalayım."
Boğuk sesi ile kaşlarımı çattım. Hayır, ona bir tavır koymuştum ve bunu sürdürmek istiyordum, bu yaptığı fazlaydı!
"Taehyung lütfen git."
Vücudunu iyice bana yapıştırdığında gitmeyeceğini anladım.
"O zaman ben giderim."
Kolu ve bacağı arasından sıyrılmaya çalışsam da beni asla bırakmadı, önceden yapması gerektiği gibi.
Sıkıntıyla iç geçirip gözlerimi yumduğum gibi geçmiş aklıma doluştu. Taehyung, göğsümün üstüne abandığı eli ile kolumu okşarken düşünmemek imkansızdı. Gerçi, iki haftadır yaptığım azıcık şeyden biriydi bu. Düşünmek, Taehyung ve Jennie'nin yayınlarını izlemek, bazen yemek yemek ve uyuyakalmak. Uyuyakalmak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
celebrity life, tk
Fanfictionmy boy, only breaks his favorite toys. ¡¡friends to lovers