celebrity life, tk

Deneme 1: Yemek

Jungkook
"Jungkook çabuk uyan, çabuk! Lanet olsun minik Jimin hisleri, bir kez de beni yanıltın!"

Kolumdan hızlıca sarsılarak uyanmamla minik bir şok yaşasam da tepemde bağırıp duran Jimin yüzünden hemen ayılmıştım. Doğruldum ve nasıl göründüğümü umursamadan ayağa kalkıp arkamdan şaşkınca bana bakan Jimin eşliğinde aşağı inmek için kapıya yöneldim.

"Sakın!"

Birden kolumdan çekilip daha kapıya bile ulaşamadan sırtım duvara çarptırıldığında acıyla inledim.

"Ne oluyor Jimin sabah sabah?"

"Konu Taehyung! Anlatacağım sana, sabret!"

Taehyung'un ismini duymamla birden gözlerimi kocaman açmıştım.

"Ne?"

Tabii o bana cevap vermek yerine beni odasındaki banyoya doğru ittirmişti.

"Hadiii, hadisene hadi!"

-

Lavaboda işlerimi halledip çıkmış, Jimin'in verdiği günlük kıyafetleri giymiştim ve şu an o bana makyaj yapıyordu?

Yani öyle aman aman bir şey değil, günlük bir şeyler.

"Jimin neler olduğunu anlatacak mısın?"

Dudaklarıma hafif pembe bir lip balm sürmek üzere olduğunda konuştuğum için dudaklarıma hafifçe vurdu.

"Tamam anlatacağım, konuşma sen. Yoongi aradı, Taehyung seni yemeğe götürecekmiş ve çok kararlıymış. Hatta şu an hazırlanıyormuş. Takım elbise giymiş! Yoongi'm, ajan sevgilim bana her şeyi en ufak detayına kadar anlattı, ben de minik bir plan yaptım tabii ki. Şimdi çok iyi dinle."

Dudaklarımdan uzaklaştı ve dudaklarını birbirine bastırarak aynısını yapmamı söylemeye çalıştı. Dediğini yaptığımda gitti ve kendi onlarca parfümü arasından bir tanesini özenle seçip geldi.

"Şimdi, sen çok günlük bir şekilde ona kapıyı açacaksın. Yemek için hazırlandığını bilmeyecek yani. Sana yemek işini söylediğinde de başta nazlanacaksın. Senin nazlı tarafına güveniyorum Kook! Olmaz, gelmem, ı-ıh falan diyeceksin, sonra çok ısrar edince de kabul edeceksin. Ama öyle giyinip geleyim falan yapmayacaksın asla! Çok umursamıyormuş gibi telefonumu alıp geliyorum diyeceksin. O sırada lip balmını tazelersin, hatta dur çantana koyayım. Arada çaktırmadan sürersin."

Konuşmaya devam ederken, dediği gibi lip balmı çantamın içine attı.

"Sonra,"

Elinde bir maşayla bana yaklaşmaya başladı.

"Tabii o senin görünümüne takılamayacak kadar meşgul olacak. Neyle mi? 'Tanrım, teklifimi kabul etti! Belki de beni affeder!' Diye düşünmekle. Ama hah! Tabii ki de hayır, orada dur bakalım Kim Hain Taehyung!"

Kendi kendine gaza gelip elindeki sıcak maşayı oraya buraya sallamaya başladığında dikkat ederek güldüm.

"Gideceksiniz, ama sen asla yüz vermeyeceksin Jungkook, duydun mu? Cevap, cevap alayım hemen yoksa seni eve kilitler 'Jungkook gelmek istemiyor Taehyung' derim."

Başımla hızlıca onu onayladığımda bana yaklaştı ve saçlarıma doğal dalgalar vermeye başladı.

"Yemek bitecek, ama asla yüz vermek yok bak, bu çok önemli. Gerekirse gülme bile! Günün sonunda seni eve bıraktığında birazcık cilve yapabilirsin, izin veriyorum. Ama öyle düşündüğün gibi değil bak!"

Elindeki maşayla birlikte abartılı hareketlerle bana anlatmaya başladı.

"Tam eve gireceğin sırada, o kadar da kütük olmadığı için senin eve girmeni bekleyen Taehyung'a doğru yavaşça dönüp,"