celebrity life, tk

Deneme 3: Baş Başa

"Taehyung uzun zamandır yayın açmıyormuş."

Jimin, elindeki telefonun ekranını Jungkook'a doğru çevirdi ve haber sitesine düşen yazıyı gösterdi.

Gençlerin çok sevdiği ünlü Twitch yayıncısı Kim Taehyung, yaklaşık 2 aydır yayın açmıyor. Bu yüzden endişelenen takipçileri, instagramdan sürekli ona ulaşmaya çalışmalarına rağmen dönüt alamıyorlar. Bu durum ise onları gerçekten çok endişelendirmeye başlıyor.

Hayranlarından biri ile olan konuşmamızda...

"Neden açmıyor acaba?"

"Gece gündüz 'Kendimi Jungkook'a nasıl affettiririm?' diye düşünüyordur belki."

"Hiç sanmıyorum."

"Ne demek hiç sanmıyorum Jungkook? Adam perişan halde görmüyor musun? Ben bile acımaya başladım, bir iki gün geçsin, barıştıracağım sizi."

Jimin, son söylediği cümle üzerine Jungkook'un resmen gözlerinin ışıldadığını görünce gülümsedi.

"Çok özledin, değil mi?"

Şefkatle ona baktı ve yerinden kalkıp Jungkook'un yanına oturdu.

"Gel buraya."

Kollarını açıp başını göğsüne bastırdığında Jungkook gözlerinin dolmaya başladığını hissetti. Birkaç gün önce sahilden dönünce gece boyunca deliler gibi ağlamıştı, Jimin ise onu sakinleştirmeye çalışmıştı.

"Gerçekten onu çok özledim Jimin, dayanamıyorum..."

Buruk ve kısık sesi, evin sessizliğinde kaybolduğunda kapı çaldı.

"Dur, hemen bakıp geliyorum ben."

-

Jungkook, şu an zorla Han Nehrine gönderiliyordu.

Yaklaşık yarım saat önce Yoongi gelmiş ve Taehyung'un bir planı olduğunu, bu yüzden evden gitmesi gerektiğini söylemişti. Taehyung biliyordu ki Jungkook asla onun evine kendi isteği ile gelmezdi -en azından Taehyung böyle sanıyordu- bu nedenle de planını Jimin'in evinde uygulayacaktı.

Jungkook sıkıca giyinmiş bir şekilde arabasına bindi.

-

Birkaç saat geçmişti. Bir kafede oturmuş öylece bir mesaj bekliyordu. Beklediği mesaj sonunda geldiğinde aradan 3 saat geçmişti bile.

"Sonunda."

Jimin, ona eve gelebileceğine dair bir mesaj atmıştı.

-

"Taehyung?"

Jimin ya da Yoongi değil, Taehyung kapıyı açmıştı. Aslında pek şaşırmamıştı, ancak öyle davranmayı seçti.

"Jungkook, hoş geldin."

İçeri geçebilmesi için biraz kenara çekildi. Jungkook ayakkabılarını çıkarmış direkt salona geçeceği sırada hafifçe bileğinden yakaladı onu.

"Montunu çıkaralım."

Yüzünde, evin içi kadar sıcak bir gülümseme vardı. Jungkook'un arkasını dönmesini sağladı ve montunun fermuarını indirip kollarından sıyırdı, ve portmantoya astı.

"Gel, senin için bir sürü şey hazırladım. Bu sefer evde vakit geçirelim istedim, bu yüzden de şömineyi yaktım. Soğuğu sevmiyorsun. Hatta şu an bile ellerinin ve ayaklarının buz gibi olduğuna eminim."