9.

170 24 14
                                    

Heeseung yemeğini zar zor yerken kafasını kaldıramamaya ve kimseyle göz göze gelmemeye çalıştı.

"Heeseung, why are you so quiet?"

(Heeseung, neden bu kadar sessizsin?)

Riki'nin üvey annesinin sorduğu soruyla Heeseung boğazını temizleyip kafasını kaldırdı.

I'm just tired."

(Sadece yorgunum.)

Kadın kafasını sallayıp konuşmaya devam ediyordu ki Heeseung Riki'nin elini sıkarak gitmek istediğini belli etmeye çalıştı.

Riki hızlıca kalkıp masadaki diğer kişilere bakmadan Heeseung'u elinden tutup kaldırdı.

"Biz odamızda devam edeceğiz."

Masadakiler olumlamaz bir şekilde Riki'ye bakarken Riki bir şey demeden Heeseung ile birlikte odaya çıktı.

Heeseung odaya geldiklerinde rahatlayıp yatağa oturdu.

Burası onun için güvenli yerdi.

Riki de yanına oturup kravatını gevşetti.

"Klimanın derecesi iyi mi?"

"Biraz daha soğutsan?"

Riki başını sallayıp Heeseung'un üşümeyeceği bir dereceye aldıktan sonra tekrar Heeseung'un yanına oturdu.

"Bugün işe gitmem lazım."

Heeseung korkuyla Riki'ye bakıp ellerini tuttu.

"Beni burada tek bırakma!"

Riki acı bir tebessümle Heeseung'a sarılıp saçlarını okşadı.

"Sorun olmayacak meleğim, sendne haberdar olacağım."

Heeseung titreyen dudaklariyla Riki'ye baktı.

Riki alnına ve yanaklarına birer öpücük bırakıp yanağını okşadı.

"Sorun olmayacak, güven bana."

Heeseung kafasını olumlu anlamda sallayıp göz temasını kesti.

Riki rahatsız olacağını düşünerek geri çekildi ancak Heeseung tekrar ona yaklaşıp yüzünü boynuna gömdü. Riki heyecanla gülümseyerek kollarını sıkıca Heeseung'un beline sardı.

"Yemek yemek istediğin zaman veya başka bir şeye ihtiyacın olduğu zaman kapıdaki Vincent'a seslenebilirsin meleğim."

Heeseung tamam anlamında kafasını salladı.

Heeki - don't blame meHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin