Riki yanında boş boş konuşup sigarasını içen polis memuruna gülümsemesini bozmadan yürümeye devam etti.
"Bayan Hanni'nin çevresinde siz ve birkaç iş arkadaşı dışında kimse yokmuş. Ailesine haber verildi ancak yurt dışındalar ve cenazeye katılmayacaklar. Ne üzücü, kendi cenazene annen ve babanın gelmemesi."
Riki kafasını olumlu anlamda sallayıp derince iç çekti.
"Müsaade ederseniz, eşim hamile ve eminim ki çok korkmuştur."
Polis memuru onayı verdikten sonra Riki onu bekleyen arabaya bindi.
"Şirkete."
Adam kafasını sallayıp yola koyuldu.
.
.
.
Riki sırıtarak elindeki dosyalara ve karşısındaki avukata baktı.
"Şirkette kendisinin sahip olduğu %25'lik payı ve ailesinin hiçbir şekilde ellemediği %10'luk payı eşinize bıraktı Bay Nishimura."
Riki avukatı da yolladıktan sonra gülerek dosyalara tekrar baktı.
Elbette Hanni hisselerini Riki'ye verecek biri değildi. Tabii araya biricik aşkı Lee Heeseung girmeseydi.
Riki ne kadar Hanni'nin Heeseung'a aşık olduğunu hatırladıkça sinirlense de bu duygular oldukça işlerine yaramıştı.
Artık bu hisseler Heeseung'a ve minik bebeklerine aitti.
Odasından çıkıp hızlıca babasının odasına çıktı.
Babası çok sık gelmezdi buraya, Riki istediği için gelmişti.
Odasına girip gülümseyerek abisi Sunghoon ve ablası Serena'yı da selamladıktan sonra babasının karşısına oturdu ve dosyayı ona uzattı.
Babası Riki'ye ilk defa gurur duyan bir ifade ile baktı.
Riki gülümseyerek babasına ve kardeşlerine baktı.
"Şirketin hepsi bizim."
.
.
.