Heeseung kafasını Riki'nin omzuna yaslamış denizi seyrederken üşüdüğünü hissettiği için ona daha çok sokuldu.
"Birazdan ateşi halledecek adamlar bebeğim, endişelenme."
Riki Heeseung'a daha sert sarılıp saçlarını öptü.
Sonunda Sunghoonların onlara seslenmesiyle görevlendirdiği adamların işini bitirdiğini fark etti.
Geniş çadır gibi bir şeyin içinde küçük sayılmayan bir ateş yakılmıştı ve etrafında yumuşak minderler duruyordu.
Riki Heeseung'un içine girmesini sağlayıp peşinden yanına oturdu.
Sunghoon ile Sunoo da karşılarında otururken Sunghoon yanda duran şarap şişesini aldı.
"Gecenin en güzel yanı, neredeyse 80 yıl bekletilmiş özel İtalyan şarabı."
Heeseung Riki'ye baktı.
"Bunun özelliği ne? Yani diğer şaraplardan farkı ne?"
Riki kendi kadehini alırken bir yudum aldı.
"Şaraplar ne kadar çok bekletilirse o kadar güzel olurlar bebeğim, ayrıca İtalya'nın şarapları çok güzel olur."
Heeseung kafasını anlayıp dikkatlice onu dinledi.
"Tadına bakabilir miyim?"
Riki kararsızca dudağını ısırdı.
"Bebek için zararlı olabilir."
Heeseung dudağını büzüp bakışlarını reddedilemez bir hale getirdi.
"Henüz 1 aylık, hiçbir şey olmayacak."
Riki derince iç çekip kadehini Heeseung'un dudaklarına götürdü.
Heeseung bir yudum aldığında yüzünü buruşturdu.
"Çok kötü."
Riki gülerek kenarda duran suyu ona uzattı.
Heeseung suyu içip gülümseyerek kenara bıraktı.
Sunghoon Sunoo ile flörtleşirken Riki Heeseung ile gülümseyerek bakışıyorlardı.
"Hadi oyun oynayalım."
Sunoo gülümseyerek söylediğinde Heeseung heyecanla ona döndü.
"Ne oynayacağız?"
Riki ikisinde göz gezdirdi.
"En uzun süre kimlwe öpüşür oyunu."
Sunghoon sırıtarak söylediğinde Sunoo kafasına vurdu.
"Yalancı ya!"
"Fikir benim hoşuma gitti şahsen."
Riki yarım ağız sırıttığında Heeseung göz devirdi.
"Her zaman da aklınız orada olsun."
Sunghoon omuz silkip Sunoo'nun dudağına bir öpücük bıraktı.
Riki dudağını büzüp Heeseung'a baktığında Heeseung gülümseyerek dudaklarına kapandı.
İkisi dudaklarını birleştirdiği anda Sunghoon sırıtarak konuştu.
"Sayıyorum, 1."