Heeseung artık haliyle belli olan karnını okşadı.
Bahçeye çıkıp köşede turan meyveleri toplamak için kullandıkları sepeti aldı.
Domateslerin yanına yaklaşıp birkaç tane kopardı.
Diğer olan sebze ve meyveleri de topladıktan sonra gülümseyerek içeri girdi.
Mutfağa girip bugün aklında olan bir tarifi hazırlamaya başladı.
Bir yandan çalan şarkıya eşlik ederken bir yandan da yemek yapıyordu.
Birinin arkasından sarılması ile irkilip geri çekilecekti ki boynunda değen dudakların sevgilisine ait olduğunu anladı.
"Hoş geldin sevgilim."
Gülümseyerek arkasını dönmeden yemeği yapmaya devam etti.
Riki bir şey demeden öpücüklerine devam etti.
Sonunda yemeği hazırladığında Riki'ye döndü.
"Bir şey mi oldu?"
Riki omuz silkip alnına bir öpücük bıraktı.
"Ellerine sağlık."
"Afiyet olsun."
Heeseung masayı kurarken Riki odalarına çıkıp üstünü değiştirdi.
İkisi de masaya oturduğunda küçük sohbetlerle yemekleri yediler.
Heeseung sofrayı kaldırırken kapının çalması ile kapıya ilerledi.
Kapının deliklerinden baktığında 3 polis gördü.
Kaşlarını çatıp kapıyı açtı.
"İyi günler, Nishimura Riki'ye bakmıştık. Kendisi burada mı?"
Heeseung Riki'ye seslendiğinde Riki kapıya geldi.
Dışarıda polislerle bir şey konuştuğunda Heeseung kapıdan onları izledi.
Son duyduğu şeyle gözlerini kocaman açtı.
"Bizimle karakola kadar eşlik etmeniz lazım."
Riki yanına gelip elini tuttu.
"Karakolda ufak bir işim var. Hemen döneceğim, tamam mı? Sakın endişelenme."
Hızlıca yukarı çıkıp üstünü değiştirirken Heeseung'un sorularını görmezden geldi.
Heeseung kollarından hafifçe tutup ona baktığında ellerini yanaklarına koyup alnını öptü.
"Beni bekliyorlar bebeğim, 1 saat sonra evdeyim. Bir şey olursa kimi arayacağını biliyorsun. Tamam mı?"
Heeseung derince iç çekip kafasını olumlu anlamda salladı.
Riki gülümseyerek tekrar dışarı çıktı ve gitti.
Heeseung endişeyle koltuğa uzanıp gözlerini kapattı.
Karnını yavaş yavaş okşarken kötü düşünceler bir türlü aklından çıkmıyordu.