15

163 17 16
                                    

Heeseung yemeğini ilk defa az da olsa mutlu bir şekilde yiyordu.

Riki her zamanki gibi elini tutmuş yemeğini yiyordu.

Şaşırtıcı bir şekilde yaşlı bunaklar hiç seslerini çıkarmamıştı.

Heeseung yemeğin bitimine doğru derin bir iç çektiğinde şükür için erken olduğunu anladı.

"Is Heeseung coming to Japan, Riki?"
(Heeseung Japonya'ya geliyor mu Riki?"

Riki kafasını olumlu anlamda salladığında Heeseung şaşkınlıkla Riki'ye döndü.

"Odada konuşuruz meleğim."

Riki kulağına fısıldadığında Heeseung kafasını sallayıp yemeğe merakla devam etti.

.
.
.

"Yani bebeğim, Japonya'ya iş için gitmem gerek ve 2 hafta seni burada yalnız bırakmak istemediğim için benimle gelmelisin."

Heeseung anladığını işaret eden birkaç mırıltı çıkarıp kafasını salladı.

Riki gülümseyerek dudaklarına bir öpücük bıraktı.

Heeseung gülümseyerek ellerini tuttuğunda gözlerini kapatıp kafasını Heeseung'un boynuna gömdü.

Kokusunu içine çekerken Heeseung nazikçe saçlarını okşadı.

"Morluk sonunda geçti biliyor musun!"

Riki karnını okşayıp boynuna bir öpücük bıraktı ve geri çekildi.

"Çok güzel."

Heeseung gülümseyerek dudaklarını Riki'nin dudaklarına bastırarak öpmeden öylece bekledi.

Riki bir yandan Heeseung'uu kucağına oturtup ne yapacağını beklemeye başladı.

Heeseung öylece dakikalarca bekledi ve sonunda geri çekilip Riki'nin yüzünü göğsüne gömdü.

"Bazen boyle içime çekesim geliyor seni."

Riki gülümseyerek göğsüne ve çevresine birkaç öpücük bıraktığında Heeseung irkilerek gözlerini kocaman açtı.

"Bunu yapma, değişik hissettiriyor..."

Riki kafasını olumlu anlamda sallayıp öğrendiği yeni bilgiyi kafasının bir köşesine not etti.

Heeseung göğsü konusunda hassastı.

Heeki - don't blame meHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin