[¤¤¤¤¤¤¤]

103 6 0
                                    

Bir şey denemeye karar verdim. Bu bölümü hiç bir karakter ismi belirtmeden yazacağım. Hangi karakter olduğu tamamen sizin hayal gücünüze kalmış ve eğer beğenilirse böyle bir kaç bölüm daha atabilirim. İyi okumalarr.

Büyük hataların büyük cezaları olur. Bunu öğreneli çok uzun zaman olmuştu. Ama hiç bir hatan bu denli büyük bir cezası olmamıştı.

Yine de suç senin değildi ama bunu kabullenmemekte ısrar ediyordun ve her geçmişi düşündüğünde bir şeyleri değiştirebilecek olma ihtimalin canını hiçbir şeyin yakmadığı kadar çok yakıyordu.

Evet onu kaybetmiştin. O senden gideli neredeyse 2 yıl oluyordu ama sen bu travmayı henüz atlatamamıştın. Atlatabilecek gibi de durmuyordun. Bütün arkadaşların ve onun arkadaşları senin için  endişelenip sana destek oluyordu ama bu asla yeterli değildi.

Onu neredeyse her gece kabuslarında konuk ediyor ve uyandığında kabuslarında bile görememe ihtimalinle deliye dönüyordun.

Yine o gecelerden biriydi.
Kabus görüyordun.
Ve başrol yine oydu. Ona olan sevgin kaybınla beraber bir felakete dönüşmüştü.

Yine o savaş alanındasın. Yerdeki toz tabakası savaşın seyrine ayak uydurarak havaya karışmış ve gözlerini yakıyordu. Etrafta birilerini aradın. Belki yardımcı olabilecek birileri.

Ama bulamadın. Sanki ölü topraklardaydın. Sanki az önce burada üstünlük için birbirlerini öldüren yüzlerce kişi birden ortadan kaybolmuştu.

Etrafında dönüp dururken kostümünde, yırtıkların açık bırkatığı tenini tozu taşıyan rüzgar gıdıkladı.

Toz bulutu yavaş yavaş dağılırken sulanmış gözlerini kırpıştırıp görüşünü netleştirmeye çalıştın.

Rüyada olduğunun elbet farkındaydın. Ama ikna olmak istemedin.
Belki bu sefer onu kurtarabilirim diye düşündün.

Artık net bir şekilde görebildiğinde nerede olduğunu kavramaya çalıştın. Nerede olduğunu kavramayı başardığında ise ezbere bildiğin o yere döndün.

Orada öylece kanlar içinde yatıyor ve seni görmeden bilincinin kapanmaması için direniyordu.

Hemen ona doğru koştun ve yarasını bulup baskı yapmaya çalıştın.

Belki bu sefer onu kurtarabilirdin.

"Bunun bir faydası olmayacak biliyorsun değil mi?"

"Hayır öyle söyleme kurtulacaksın"

"Bunun böyle bitmediğini ikimizde biliyoruz"

"Yaşayacaksın ve biz hayallerimizi gerçekleştireceğiz"

"Hangisini?"

"Güzel, küçük bir kız evlat edinerek başlayabilir"

"Bu güzel olurdu"

"Bu güzel olacak"

Öleceğine inanmayı reddettin. Bir kez daha

"Bir yerde gerçekleri kabul etmek zorundasın. Bizim hikayemiz buraya kadar. Ama sana bir sır vereyim en büyük pişmanlığım seni daha erken bulup daha güzel vakit geçirememek.

"Hayır bana veda edemezsin"

"Bir gün yine aşık ol, yine birini sev, bizim gerçekleştiremediğimiz hayalleri onunla gerçekleştir. Senden tek isteğim beni asla unutmaman. Sonra bir gün buruşup saçların beyazlarığında seni orada bekliyor olacağım. Ve o zaman orada mutlu ve sonsuz olacağız"

Ve bu onun son sözleriydi. Birbirinizi çok sevmiştiniz. Ama aşkınız ölümsüz olmaya yetmemişti. Ve birileri gelip seni ondan ayırana kadar ona sarılarak ağlamış ve gözlerini kapatmadan önce söyleyemediğin şeyi duyması umuduyla haykırarak söylemiştin

"SENİ ÇOK SEVİYORUM. SENİ İKİNCİ BİR YAŞAMIM OLURSA YİNE AŞIK OLACAK KADAR ÇOK SEVİYORUM"

Bir aşk hikayesi daha yarım kalmıştı. Ve sen o aşk hikayesinin geride kalan kırık kanatlı minik kuşu olmuştun.

Işığın açılmasıyla kabusundan uyanmıştın.

"Anne?"

3 yaşındaki minik kızın kapının önünde, elinde beraber yaptığınız peluş ayısıyla beraber ürkek gözlerle sana bakıp iyi olduğundan emin olmaya çalışıyordu.

"Yine kabus mu gördün?"

"Neden uyanıksın minik tavşan?"

"Anneme bakmaya geldim. Çünkü her gün kabuslarında onu görüyor"

"Gel bakalım minik tavşan"

Kızın, küçük adımlarıyla yatağına ulaştı ve yatakta ona açtığın yere oturdu

"Onu tanımak istiyorum, o nerede anne?"

"O şu anda çok uzaklarda. Ama eminim oda seninle tanışmayı çok isterdi. Hatta hep senin gibi bir kızı olacağından bahsediyordu"

"O yukarıda mı?"

"Evet minik tavşan. O şu anda cennetten bizi izliyor"

Küçük kızın tavana doğru baktı

"Merhaba (anne/baba). Seninle tanışmayı dört gözle bekliyorum. Umarım tanıştığımız zaman beni seversin. Annem seveceğini söylüyor. Her gün annemden ne kadar muhteşem biri olduğunla ilgili hikayeler dinliyorum."

"Başka bir hikaye daha dinlemek ister misin?"

"Evet!"

Gördüğün her kabus seni daha da yıkıyordu. Çünkü rüyalarımız başka evrenlerdeki bizler. Ve sen her kabusunda başka bir evrende yine onu kaybettiğin gerçeğiyle yüz yüze geliyorsun.

Marvel ile Hayal EtHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin