《22》

743 55 10
                                    

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen.

Keyifli okumalar :)

~Alina

"Üff nerede kaldı bunlar ya!!" Kolumdaki saati son bir saattir sıklıkla kontrol ettiğim gibi tekrardan kontrol ederek yakınmıştım.

Atalay babanın uyarısı üzerine ise Caner arabanın kapılarını kilitlemiş çıkmama izin vermiyordu.

Başımı yan tarafta oturan Caner'e çevirip ölümcül bakışlarımı üzerine sabitledim. Ben burada meraktan çatlarken o radyoya bağladığı telefonundan müzik seçip keyifle dinliyordu. Hani nerede bu dünyanın adaleti?

Sinirime yenik düşerek koluna bir tane vurdum. Şaşkınlıkla bana döndüğünde ise kaşlarımı çatmış bir şekilde sinirle homurdandım. "Ben burada meraktan çatlarken keyifli keyifli gülümseme, sinirlerimi bozuyorsun!"

"Neyi merak ediyorsun ki güzelim? İtin biri seni korkutmaya çalışıyor, babamlarda gidip onu alıp polise teslim edecek. Olay bundan ibaret." Diyerek omzuma kolunu atarak beni kendine çekti. Kafamı göğsüne yaslarken aynı zamanda mırıldanmıştım. "Olsun ben yinede merak ediyorum."

Yaklaşık yarım saat sonra arabaya doğru gelen 3 kişiyi görünce heyalecanla yerimde doğruldum. Vallahi de geliyorlardı!

Arabanın yanında duran Doruklarla Caner arabanın kapılarının kilidini açmıştı. Tabi bu esnada ona attığım ters bakışlarımdan da nasibini almıştı.

Hepsi arabaya yerleştiğinde Anıl kaşlarını çatarak dikiz aynasından bize baktı. "Kapıları neden kilitlediniz?"

Caner bana bir bakış atıp tekrardan bakışlarını dikiz aynasından Anıl'ın bakışlarıyla buluşturarak konuşmaya başladı. "Alina hanım en son kaçmaya çalışıyordu."

"Yalan söyleme kaçmıyordum, hava almak istemiştim sadece." Kurduğum cümleyle Caner şokla bana bakarken dikiz aynasından gözlerimle buluşan Anıl'ın gözleri ise inanmadığını belli edecek şekilde alayla doluydu.

Somurtarak kollarımı göğsümde bağdaştırıp arakama yaslandım. Neden inanmadılar ki? Bence gayet inandırıcıydı.

Bakışlarım yanımda oturan ve dalmış, boş bakışlarla önündeki koltuğun sırt kısmını izleyen Doruk'a çarptığında bağdaştırdığım kollarımı çözerek koltukta ona doğru kaydım. Bir elimi korkutmamaya özen göstererek koluna dokundurduğumda irkilerek gözlerini bana çevirdi.

Göz altları çökmüş, ağlamış gibi duruyordu.

"İyi misin?" Diye sorduğumda kendini gülümsemeye zorladığı belli bir yüz ifadesiyle bana bakarak belli belirsiz kafasını sallayarak "iyiyim" demişti pürüzlü bir ses tonuyla. Ardından konuşmasına devam etmişti.

"Alina, bana sarılır mısın?" Buna muhtaçmış gibi çıkan ses tonuyla gözümde 5 yaşındaki masum bir çocuktan hiçbir farkı yoktu o an.

İlk başta tereddüt etsem de cesaretimi toplayarak kollarımı boynuna doladım. Hiç beklemeden o da kollarını belime dolayarak sımsıkı sarıldı. Boynundaki kollarımı iyice sıkılaştırarak sadece öyle durmaya devam ettim.

Boynumda hissettiğim ıslaklıkla şaşkınlıkla duraksadım. O ağlıyor muydu?

Şaşkınlığımı üstümden atmaya çalışarak, iyi geleceğini düşündüğümden bir elimle saçlarını okşamaya başladım. Ben ağladığımda birinin bunu yapmasını isterdim her seferinde, iyi geleceğine dair her zaman ümitliydim. Belki hiçkimse bana bunu yapmadı ama ben şuan bir başkasına bunu hissettiriyordum.

GERÇEK HAYATIM 🦋Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin