《19》

1.8K 98 8
                                    

Selam aşkolar

Pamuk ellerinizi ceplerinize götürerek bana bir yıldız bahşeder misiniz?

Keyifli okumalar :)

~Alina

Hissettiğim düşme hissiyle panikle gözlerimi açtım. Uyandığım yerden doğrularak elimi kalbimin üzerine koydum. Ah şu hissten nefret ediyorum.

Kapının bir kez tıklatılarak açılmasıyla kaşlarımı çatarak bakışlarımı kapıya çevirdim. Anıl ifadesiz bir yüzle kapıyı aralamış ve içeri girmişti.

"Ya ne diye içeriye direkt giriyorsun ki belki müsait değilim ha?" Diye sinirle soludum. Dudağının sağ kenarı kıvrılacakmış gibi yan tarafa doğru büzüldü. Saniyelik süren bu kıvrılma ne yazık ki gözümden kaçmamıştı.

"Müsait olduğuna göre böyle bir sorunumuz yok galiba yavrum ne dersin?" Diyerek göz kırpınca bir an nefes alamadığımı hissettim.

Yapma başkan böyle şeyler benim kalp kan pompalamak dışında farklı görevlere yöneliyor sonra.

İç sesime gülmek istesem de haklılık payını göz ardı edemeyecektim. Anıl gerçekten de hayalleri süsleyebilecek bir adamdı bunu inkar edemezdim.

Sözlerinin üzerine göz devirerek "Aynen, aynen kesin öyledir." Diyerek üzerimdeki örtüyü tekmeleyerek ayağa kalktım.

"Hayırdır birader sen niye gelmiştin?" demek istesem de karşımdaki kişinin Anıl olduğunu göz ardı edemeyecektim. Diğerlerinin söylediğine göre Anıl aşırı otoriteci ve saygıda kusur istemeyen biriymiş ve gereksiz samimiyete ise aşırı sinir olan biriymiş. Ve bende canımı sevdigime göre Anıl'ın sinirinden  nasiplenmek istemiyordum. Zaten bir seri katil edasıyla bakıyordu risk almaya ne gerek var öyle değil mi?

"Eee sen neden gelmiştin?" Diye sordum. Derin bir nefes alıp etrafına bir göz atıp tekrardan bana baktı. Sabrını mi sınıyordum acaba?

Yok ya ne dedin sanki? Sadece neden geldiğini sordun. Buna da sinirleniyorsa kapı orada çıkıp gidebilir.

Kız Şukufe, sana güncelleme falan mı geldi? Sen benim tarafımı tutarmıydın ya?

Tek seferlik bir şeydi bu hemen toton havalara geziye çıkmasın!

"Seni uyandırmaya gelmiştim. Ama sen zaten uyanmışsın. 5 dakikaya hazır bir şekilde kahvaltıda ol. Okula ben sizi bırakacağım."

Anıl'ın konuşmasıyla iç sesimle olan münakaşayı keserek ona odaklandım. Emirlerini sıralayarak odadan çıkınca elimi yumruk yaparak arkasından salladım.

Gıcık şey ya! Sabah sabah uğraştığım tiplere bak!

Derin bir nefes alıyoruz ve sakinleşiyoruz kızım. Yüzüme kondurduğum kocaman gülümsemeyle deli gibi dans ederek banyoya girip işlerimi halletim. Giyinme odasına geçerek okul kıyafetlerimi elime alarak inceledim.

Yaa ama ben daha dün akşam hastanelik oldum bir de okula mı gidecektim?

Oflaya oflaya hazırlanıp çantamı da alarak odamdan çıktım. Hoplaya zıplaya merdivenlerden inerek yemek odasına geçiş yaptım.

Herkesin burada olduğunu görünce gereksiz bir neşeyle "günaydınnn" Diye adeta şakıdım. Ay ne kadar çok seviyorum ben kendimi yaa.

Onlardan da aldığım günaydın karşılıklarıyla masadaki boş bulduğum bir yere oturdum. Kahvaltıya başladığımızda kimseden ses çıkmıyordu. Çatalıma batırdığım salatalığı ağzıma atıp çiğnerken Atalay bey babanın boğazını temizler gibi bir ses çıkarmasıyla benimle birlikte diğerlerinin de bakışları ona dönmüştü.

GERÇEK HAYATIM 🦋Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin