Geçmiş lanetti, geçmiş acıydı, geçmiş her zaman hataydı. Bir insanın geçmişi boynuna dolanıp ona boğar mıydı? Beni boğuyordu. Canım yanıyordu, kafam ağrıyordu, gördüklerime artık bir anlam yükleyemiyordum. Etrafımda olan biten herşey çok saçmaydı, öyle bir şeyin içine düşmüştüm ki gerçek mi değil mi onu bile ayırt edemiyordum. Şuan karşımda oturmuş kişi aslında kimdi? Neler yaşamıştık da şuan buradaydık, şuan 19 yaşındaydım ve sürekli geçmişten bahsedip duruyorlardı. 19 yaşındaki bir kızın geçmişi en fazla ne olabilirdi? Bir kaç lise aşkı, dersler, ekonomik sıkıntılar, aile sıkıntıları. Benim geçmişim bu kadar temiz gibi gözükmüyordu, geçmiş derken kesinlikle böyle bir geçmişten bahsetmiyorlardı çok daha farklı şeyler dönüyordu. Maria ile ilgili birşeyler vardı, onun ne olduğunu ve neden bana düşman olduğunu çözemediğim sürece ilerleyemicektim.
Fakat asıl sıkıntı ise geçmişim hakkında birşeyler öğrenemiyor oluşumdu, normalde öğrendiğimde beynim zaten kaldırmıyordu birde üstüne Maria'nın büyüsü çıkmıştı. Şimdi en ufak bir geçmişte nefessiz kalıcaktım. Yinede öğrenmek istiyordum, bu şekilde de kafam oldukça ağrıyordu
Stitch bana sorgular bakışlar ile bakıyordu çünkü hâlâ ona hiçbir şey sormamıştım, sormayacaktım da çünkü bana geçerli bir cevap vermiyordu. Bana değer veriyordu ve canımın yanmaması için herşeyi alıştıra alıştıra söylüyordu, fakat bilmediği birşey vardı, ben asla sabırlı biri değildim. Ayağa kalktığımda oda benimle birlikte kalktı ve nereye gidersem takip ediceğini belli etti, valizime ilerledim ve "Üstümü değiştiricem" dedim. Kitaplığa yaslandı ve beni izlemeye başladı, kaşlarımı çatarak "hayır" dedim. Hareketsiz kaldığında ise iki kitaplığın arasına girerek beni görmesini engelledim, oda hâlâ aynı yerinde beni bekliyordu
Üstüme siyah ve bol bir tişört, altıma ise kargo pantolon giymiştim. Saçlarıma uzun zamandır özen vermediğim için kendilerinden geçmişti, yeniden valizime ilerlediğimde tarağımı aldım ve karman çorman saçlarımı açmaya çalıştım, her tarayışımda canım acıdığı için ağzımdan küçük bir inleme çıkıyordu. Yeniden tarağı saçlarıma götürdüğümde tarak elimde havalandı, eline almış ve kendi taramaya başlamıştı. O kadar nazik ve yavaş hareket ediyordu ki hissetmiyordum bile, kısa sürede taramayı bitirdi ve saçlarımın önlerini düzeltip karşıma geçti. Gülümseyip tarağı yeniden valizime koydum ve "beni biraz yanlız bırakır mısın?" Diye sordum. Nesrin ile konuşucaktım ve eğer bilirse izin vermezdi, havaya "hayır" yazdığında "markete gidip birşey almam lazım" dedim "ama sen olursan utanırım"
Yaptığım imayı anlamış ve yanımdan uzaklaşmıştı, sanırım bu yanlız gidebilirsin demekti. Aslında günüm falan değildi sadece yanlız olmalıydım. Hızla telefonumu aldım ve aşağı doğru indim, çoktan müşteriler doluşmaya başlamıştı. Betül ablayı gördüğümde kafama dank eden şeyle durdum, çocuğu hakkında ne dicektim 'abla valla çocuğun eridi gitti, geriye de biraz kan kaldı' mı diyecektim. Bunu sonra halletme kararı almış ve Betül ablaya gözükmeden çıkmaya çalışmıştım ki beni farkedip arkamdan "Afra!" Diye bağırdı. Arkamı dönmeden öylece durdum "oğluma baktığın için sağol kuzum, güzel eğlenmiş" dedi.Bugün şaşırma potamı doldurduğum için arkamı dönüp sadece "rica ederim" dedim. Bir müşterinin kendisini çağırması ile yanımdan ayrıldı, bende bir kaç kez kendime tokat atmış ve "iyisin" diye kendime hatırlatmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maria'nın Laneti
ParanormalSesiyle herkesi laneti altına alan bu kadın bir gün isteğine ulaşamaz...