Hayat acımasızdı, hayat vahşetti, hayat adaletsizdi.
Çevrenize bakıp 'Keşke bende bu kadar sevilebilseydim' diyor musunuz yada normal bir çocukluk mu geçirdiniz.
Ben her zaman demişimdir, isteklerim ve arzularım çok fazlaydı, o kadar çabalayıp yapamadığım bir şeyi birinin hiçbir şey yapmadan elde ediyor olması beni çıldırtırdı.
Daha küçük yaşta ayaklarımın üzerinde durmak zorunda kalmıştım, insanlar ailesi ve arkadaşları ile mutlu zamanlar geçirirken ben sadece çalışmıştım. Çünkü benim param yoktu, çünkü benim ailem yoktu, çünkü benim Arkadaşlarım yoktu, çünkü ben kimsesizdim.
Bir anda karşıma bir kaç insan çıkmış ve 'Biz senin arkadaşlarınız' demişlerdi, onlara kendimi saçma bir şekilde yakın hissetmiş ve bu duyguya engel olamamıştım. Onları tanımıyordum ama tanıyordum, geçmişte o kadar şey yaşamış olmalıydık ki o kadar zaman geçse bile hâlâ kalbimde hissediyordum.
Daha yeni pamirin acı dolu çığlıkları kalbimde öyle büyük bir yara açılmasına sebep olmuştu ki... O an şimşek çatsın, gök gürlesin, yer yarılsın ve bu işkence bitsin istemiştim.
O kadar çok canım acımıştı ki kaçıp kurtulmak istedim bu acıdan fakat şuan karşımda bana iğrenç bir şekilde bakan bu adam engel olmuştu.
Pis gülüşünün ardından "ow kendimi tanıtmayı unuttum" dedi "Kusuruma bakma kabalık ettim, ben Jason"
Uzattığı ele iğrenircesine baktım ve geri adım attım, bu hareketim ile hızla koluma yapıştı ve beni kendisine doğru asıldı, yüzünde tehditkar bir ifade oluşmuştu "Kaçmayı deneyecek kadar aptal değilsindir" diye fısıldadı. Kolumu çekip dişlerimi sıkar bir şekilde "Bırak!" Dedim.
Uzaklaştı ama hâlâ bırakmamıştı "Seni arkadaşının yanına götürme mi ister misin?" Dedi. Elimi daha fazla asıldım ve korkuyla irkildim, o işkenceleri kaldırabiliceğimi sanmıyordum
Beni kapıya doğru sürüklediğinde çığlık attım, debeleniyor ve "Bırak!!" Diye bağırıyordum. En sonunda beni sırtına attı ve baş aşağı bir şekilde sallanmama sebep oldu, elimi yumruk yapmış sert bir şekilde omzuna geçiriyordum fakat etkili olmuyor gibiydi. Kapıdan içeri girdi ve herkesin hedefi olduk.
Pamirin haykırışı, kahkahalar, bıçak sesleri, hepsi bir anda susmuştu.
Jason beni omzundan indirdi ve öne doğru iteledi, tam dedenin önüne getirdiğinde "Bu kız boyut geçişi yapmış!" Dedi "Ona da ceza verilmeli"
Yanlız olduğumu gören dede gülümsedi, sanırım bir bu değil Albertin yanında dediğim şeylerin de hıncını alıcaktı. Fakat bilmediği birşey vardı, ben Ogün Alberte güvendiğim için konuşmamıştım, kendime güvendiğim için konuşmuştum.
Karşısında omuzlarımı dik tuttum ve çenemi kaldırdım, ona boyun eğmeyecektim.
Yan taraftan pamirin kahkahası gelince bir an oraya baktım, vücudu kanlar içindeydi ama hâlâ o bana bakarak gülüyordu "Aynı Alberte benziyorsun şuan" dedi "omuzlara bak, sikeyim! Aynısı"
Daha çok kahkaha attı ve kalabalığın ondan daha fazla nefret etmesine sebep oldu, dede ayağa kalkıp karşıma geçti. Meşala tutan adama işaret yaptı "zehirli kelepçelerden bağlayın, oda pamir ile cezalandırılacak!"
Şuan deli gibi korkuyor olsam da yinede omuzlarımı indirmedim, elimden geldiği kadarıyla güçlü durmaya çalışıyordum.
Adam geldi ve bileklerimi ip tarzı bir şeyle bağladı, acıyla inledim. Kolumdan çekiştirip pamirin yanına oturttu, çantalı adam bu sefer de bana yöneldi. Dede karşımıza geçip keyifle oturdu, ne kadar kurtulmaya çalışsam da hareket edemiyordum. Pamire döndüm ve endişeli bakışlarını farkettim, kendi rahat bir şekilde oraya oturmuştu, yüzünde en ufak korku yoktu ama şuan benim için korkuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maria'nın Laneti
ParanormalSesiyle herkesi laneti altına alan bu kadın bir gün isteğine ulaşamaz...