Etrafımdaki insanlar birer satrançtı, en ufak yanlış hamlemde beni yenmek için yerlerinde bekliyorlardı. Kim dostum, kim düşmanım bilmiyordum. Şah yaptığımı sandığım an mat ediliyor ve kaybediyordum, kazanmak için planlı bir şekilde çalışmam gerekiyordu ama daha oyunun kurallarını bilmiyordum. Geçmişimi hatırlamadan geçmişim hakkında cezalar çekiyordum, hatırlamak istediğimde ise boğuluyordum. Neyin içine düştüğümü bilmesem de kazanmak için bir çok kişiyi de yem ediceğimi anlamıştım.
Stitch ile şuan yan yana oturmuş boş gözlerle gölü izliyorduk, yağmur yavaş yavaş atıştırırken ıslanmaya başlamıştım. Stitche kafamı çevirdiğimde yağmurun ona deymeden yanına düştüğünü gördüm, gözlerimi kocaman açmış onu izlerken kafasını bana çevirdi ve donduğumu farketti. Beklemediğim bir anda beni birden kucağına çekti ve kollarını bana sardı, utancımdan kafamı boynuna gömdüm ve ondan saklanmak istediğim zaman bile ona sığındığımı farkettim. İçime kokusu dolarken iyice mayışmıştım, ona koşulsuz güvendiğim için kendimi uykunun kollarına teslim ettim.
🔮
Gözlerimi açtığımda kendi odamda olduğumu anlamam pek uzun sürmedi, omzumun üstünde hissettiğim sıcaklık ile kafamı çevirdim ve yanımda uyuduğunu anladım. Gülümserken elimi saçlarına götürdüm ve yumuşacık olması ile şaşırdım, bir tüy kadar hafifti ve daha önce hiçbir kokunun da kokmadığı kadar güzel kokuyordu "nesin sen" dedim mırıldanarak "bir varlık nasıl bu kadar güzel kokabilir"
Elimi tanımak istercesine yüzüne götürdüm ve saçlarına göre oldukça sert olan cildiyle karşılaştım. Yavaşça aşağılara indiğimde köprücük kemiği elime geldi, normal bir insan gibiydi fakat normal bir insan olamıcak kadar olağanüstüydü. Bir anda kapım açıldığında yerimde sıçradım ve onun üstündeki battaniyeyi alıp kendime çektim, annem panik yaptığımı farketmemişti çünkü babamla kavga ediyordu
"Ben hazırladım zaten kızıma kahvaltıyı sen neden benimle yarışa giriyorsun ki anlamıyorum!"
Annem söylenerek elinde tepsiyle içeri girdi,babamda geri durmadan "Asıl sen benimle yarışıyorsun şuan! İlk ben hazırlamaya başladım" dedi.
Kafamı ovuşturduğumda "Anne" dedim "sizi kırmak istemem ama ben aç değilim" stitchin hareketlenmesi ile birden öksürmeye başladım fakat babam çoktan onun varlığını hissetmişti. Annemin yüzü asıldı ve "Adam akıllı hiçbir şey yemiyorsun ki kuzum" dedi. Omuz silkerken babamın sinirden kızarmış yüzünü inceliyordum, sanırım yanımda yattığını da anlamıştı. Anneme yeniden dönüp "sonra yiyim, şimdi dışarı çıkıcam" dedim. Annem kafa salladığında odadan çıktı, babam hâlâ sinirli bakışlarla bize bakıyordu. Annem babamın odamdan çıkmadığını anlamış ve onu ensesinden tutup dışarı doğru sürüklemişti, yeniden kavga seslerini duyduğumda stitche döndüm"az kalsın yakalanıyorduk!" Dedim. Havaya kırmızı renkte "zaten yakalandık;)" yazdı. Kafamı ovuşturduğumda ayağa kalktım ve "üstümü değiştiricem çıkman lazım" dedim. Sonrasında çıkarsa annemgil kapının kendiliğinden açılıp kapandığını düşünücekleri aklıma geldi, oflayarak "arkanı dön sadece" dedim. Hareketlendiğinde düşünmeden tişörtümü üzerimden çıkardım, görmesem bile arkasını döndüğünü düşünüyor ve ona güveniyordum. Üstüme beyaz dar bir crop altıma ise bol bir eşortman giymiştim, saçımı da at kuyruğu yapıp stitche arkasından dokundum. Elim sırtına değdiğinde cidden de beni izlemediğini anladım ve gülümsedim "çıkalım" dedim. Ayağa kalktığında odadan çıkıp annemi öptüm ve kenara koyduğum ayakkabılarımı giymeye başladım, babam üzgün bakışlarla beni izlerken dayanamadım ve ayakkabımı giydikten sonra onu da yanağından öpüp stich ile birlikte çıktık "Nereye gidiyoruz" yazdığında "üniversiteme" dedim "okulların açılmasına 4 gün kaldı ve benim okulumu görmem lazım" adımları bıçak gibi kesildiğinde bende durdum ve "noldu?" Dedim. Bir süre sessiz kaldıktan sonra "okuyamazsın" yazdı. Kaşlarım çatılı bir şekilde"ne demek okuyamam?" Dedim "biz normal bir hayatta değiliz afra, senin şuan kendi canına sahip çıkman lazım sadece"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maria'nın Laneti
ParanormalSesiyle herkesi laneti altına alan bu kadın bir gün isteğine ulaşamaz...