Julia kafasını trenin titreyen camına dayamıştı,dışarda akıp giden kırları izlemek biraz sıkıcıydı,ama boş boş durmak kadar değil.
Kompartımanda sadece Emily ve Julia vardı,çünkü Emily Angelina'yla kavga etmişti,zaten genel olarak araları iyi sayılmazdı,Sally Angelina'yı barışmaya ikna etmek için onun peşinden gitmişti,Anne'de Hufflepuff'lı arkadaşlarıylaydı.
"Julia."
Julia kafasını pencereden karşısında oturan Emily'e çevirdi.
"Efendim?"
"Sana bir şey anlatmam gerek."
"Kızları da bekleyelim o zaman,herkese ayrı ayrı anlatma."
"Yo,sadece sana anlatacağım onların bilmesini istemiyorum."
"Çabuk anlat,Sally'le Anne az sonra gelirler."
"Onlara yolda en az 20 kişi çıkma teklifi eder,gelmeleri 30 dakikayı bulur."Anne ve Sally Hogwarts'daki en güzel kızlardan biriydiler.
Sonra Emily anlatmaya başladı."Jack ve Crouch'un kavga ettiği günü hatırlıyor musun?"
"Evet?"Julia biraz anlam veremeyerek biraz da heyecanlanarak cevap verdi bu soruya.
"Hani o gün ben sana bir şey söyleyecektim."
"Aa evet." Ne söyleyecekti acaba? "Ne söyleyecektin?"
"Bunu sana bu zamana kadar anlatmadığım için özür dilerim, ama yaşadığım şeyden tam olarak emin olmam gerektiğini düşündüm."
Yutkunup devam etti.
"Birinci sınıfta,ben kendimde bir şey,aslında bir tür yetenek, keşfettim..."
"Ne keşfettin?"
"Bak bunun kötü bir şey olduğunu biliyorum."
"Emily anlatır mısın?!"
"Tamam,ama anlattıktan sonra benle arkadaşlığını kesmeyeceksin,biliyorum bu kötü bir şey ama-"
"Aptallık etme! Bu her neyse sen bunu yapmak istemedin ve bizim arkadaşlığımız aptal bir sebep yüzünden bitmeyecek kadar sağlam."
Emily'nin yüzüne mahcup bir gülümseme yayılmıştı,sonra devam etti.
"Birinci sınıfta,yani aslında sonlarına doğru,gölün kenarında oturuyordum,sonra yanıma bir kara yılan geldi,biliyorsun ben yılanlardan çok korkarım."Bütün bu anlattıklarını çok hızlı anlatıyordu.
"Sonra,aslında tam olarak neler olduğunu bende anlayamadım,sonra yılan konuştu,biliyorum çok garip-"
"Yılan konuştu mu?!" Julia konuşan bir yılan türü olsaydı daha önce bu türü zehirli yaratıklar dersinde işlemiş olacaklarını düşünüyordu.
"Evet,bana sakin olmamı söyledi,sonra ben tam olarak ne dediğimi hatırlamıyorum ama,o an ingilizce konuşmadığımızı fark ettim."
"Nasıl yani?"
"Yani yılan ingilizce konuşmuyordu..." bir süre sustu ve devam etti.
"Ben çataldili konuşuyordum."
Julia ne diyeceğini bilmiyordu,çataldil hiç bir zaman iyiye işaret değildi ama konu en yakın arkadaşı olunca...
"Ben bu konuyu araştıracağım."
"Hayır!"
"Evet,haftaya sen bizde kalamaya gelincede bulduklarımı anlatırım."
"Hayır kendimle alakalı daha kötü şeyler bilmek istemiyorum. Jack'e de sakın söyleme."
Sonra kompartıman kapısı açıldı,Anne neyi tartıştıklarını sorar gibi delici bir bakış attı. Yada gözleri mavi olduğu için delici gibi geliyordu. Julia mavi gözlülerin bu şekil bakışlarını korkutucu buluyordu.
"Neyse,bende Lily'lerin yanına gidiyorum."
Julia kompartımandan çıkıp diğer vagona geçti. İkinci kompartımanda Lily'ler oturuyodu,daha doğrusu,Dorcas uyuyor, Marlene kedisiyle oynuyor,Lily kitap okuyor, Mary de bir şeyler atıştırıyordu.
Julia kompartıman kapısını açıp kendini Marlene'in yanına attı.
"Naber?"
"İyidir sizden?"
"Ben iyiyim bence diğerleride iyidir."
"Ben değilim!"diye bağırdı Dorcas uykulu bir sesle.
"Dorcy değilmiş."dedi Marlene
"Haberiniz olsun hepiniz haftaya bizdesiniz."
"Olur."dedi Mary
"Peki hanımefendi bir şey soracaktım."diye lafa başladı Lily,
"Sizin sevgilinizden neden bizim şimdi haberimiz oluyor?"diye devam ettirdi Marlene,söylerken ceza olsun diye cimciklemeyide unutmamıştı.
"Kaçsan iyi olur."diye fısıldadı Dorcas.
Julia kompartıman kapısından dışarı fırladı.
"HAFTAYA GÖRÜŞECEĞİZ SENİNLE!"diye bağırdı arkasından Marlene.
Julia kompartımana giderken yolda Peter'ı gördü.
"PETEY!"
"Efendim?"
"Haftaya Remus'u da yanına al ve bize gel."
"Emir büyük yerden,gelmekten başka seçenek yok gibi."
"Evet yok."
"Tamam,görüşürüz ben kompartımana gidiyorum." Gülümseyip gitti.
Julia Peter gidince bir sonraki kompartımanın kapısına yaslanmış,ona belirgin bir kıskançlıkla bakan Reg'i gördü.
"Hadi ama,Petey'den de mi kıskanıyorsun." dedi Julia Reg'in yanına gelip.
"Kıskanmıyorum."
"Emin misin?"
"Hoşuma gitmiyor."
"Ne hoşuna gitmiyor."
"Senin herkesle yakın olman."
"Herkesle yakın değilim,ayrıca olsamda seni sevdiğimi bilmen yeterli değil mi?" Julia Reg'in onun cilvesine dayanamadığını biliyordu.
"Tamam,ama sen yinede bu kadar yakın olma."
"Tamam,ben şimdi gidiyorum tatilde mektup yazarım sana." Reg'in yanağına bir öpücük kondurup kendi kompartımanına doğru ilerledi Julia.