3. BÖLÜM

1.3K 152 437
                                    




Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.







DEVRİM ULU



Yerde sürünerek ilerleyen askerlerime bakarken aklımda tek bir kişi vardı. Dün konuşurken bir anda uykuya daldığında gece boyu işim olmadığından yanında kalmış güzel yüzünü izlemiştim. Sabaha karşı doktorla konuşmuş ve o uyanmadan da yanından ayrılmıştım.

"Komutanım yetmez mi be?" diyen Nurullah' ters bakışlar attım.

"Komutanım hadi bu salaklar hak etti. Biz niye çekiyoruz ceremesini ya." Ters bakışlarım bu sefer Ozan'ı buldu.

"SİZ BİRSİNİZ ASKER! O BU ŞU YOK! SİZ VARSINIZ. SENİN BİR HATAN BÜTÜN TİMİN CEZA ALMASINA YETER." Bağırarak söylediklerimden sonra hepsi sus pus olmuştu ancak benim susmaya da durmaya da niyetim yoktu. Bizim görevimiz kaybetmemekti. Bu ne olursa olsun biz kaybedersek herkes tehlikede demektir.

"BUGÜN ÇANTAYI KAYBEDEN ORDU YARIN KENDİNİ DE SAVAŞI DA KAYBEDER! BEN ŞEHİDİMİN ANASINA İKİ TANE DANGALAK DAHA KENDİNE SAHİP ÇIKAMIYORDU OYUZDEN BİZ SİZN İNKİTAMINIZI ALAMADK DEMEM! ANLADIN MI ASKER?" Koskoca askeriyede çanta gerçekten kaybolmuştu ve hiçbir şekilde o çantayı bulamamıştık.

"Kalk asker!" Emrimle beraber hepsi ayağa kalktığında masa da duran ipleri Osman'a fırlattım.

"Al bu ipleri ikişerli sıra olun!" Hepsi anında ikili olduğunda Osman benden emir bekliyordu. "Dağıt arkadaşlarına ipleri. Bağlayın onları ayak bileğinize, sonra da yerinizde koşmaya başlayın." Hepsi sessiz sessiz küfür etmeye başladığında ben sırıtarak keyif kahvemi içiyordum.

YARIM SAAT SONRA

"Eeee Necip yok mu bir türkü mürkü bir şey keyfimiz yerine gelsin ya." Ayağa kalktım ve üzerimde ki üniformayı çıkararak pantolonum ve atletimle kaldım. Önlerine geçip onlar gibi yerimde koşmaya başladım. Necip çoktan türkü söylemeye başladı.

"Asker ettiler beni kıdemli çavuş." Onun söylediğini geri kalanlar tekrar ediyordu.

"Beyler bu türküye ne iyi gider biliyor musunuz?" Ne diyeceğimi bildikleri için hepsi itiraz etmeye hazırlanıyordu ancak hiçbiri umurumda değildi. Necip durmadan türküye devam ediyordu.

"Gurbet çöllerinde oldum bir baykuş"

"Anadan babadan yardan bir haber yokmuş"

Hızlıca araya girdim ve bağırarak konuşmaya başladım. "ASKER! İLERİ MARŞ MARŞ!"

"Uçun kuşlar uçun İzmir'e doğru"



"Hee valla gardeş şimdi İzmir de Antalya da olmak vardı. Hiç olmadı memlekette olmak vardı ya la." Herkes Yılmaz'ı duymazdan geldiğine türküye devam ettik.

AŞKIN TÖVBESİ -Asker Kurgusu-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin