6. BÖLÜM

1K 98 288
                                    


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


YAZAR ANLATIMI İLE DEVAM

Tim yerde uzanan Onur'un başında bekleyen Osman'ın etrafına toplanmış  verdikleri kaybın acısına ağlarken Osman etrafındakileri umursamadan can dostunu uyandırmanın derdine düşmüştü. 

"Komutanım Asena'yı arasak o bize neler yapabileceğimizi söyler belki." Osman ağlayarak ayağa kalkmış ve Devrim'in yanına gelmişti. Ona dostu için  yalvarırken  bir gram olsun utanç hissetmiyordu.  Devrim askerini haline ayrı verdiği şehide ayrı üzülürken Osman'a diyecek mantıklı kelimeler bulamıyordu. Metanetli davranmalı ve hiç istemese de yüzbaşı kimliğini ortaya koymalı idi. 

"Osman yapılacak bir şey olsa Ozan ve Cem bir saniye beklemez yapardı zaten koçum." Osman konuşmak bir şeyler söylemek istese bile Devrim izin vermemiş ve konuşmaya devam etmişti. 

"Yılmaz,  Nurullah şehidimizi düzgün bir yere taşıyın helikopter yarım saate burada olur. Onlar gelmeden anma yapacağız." İkili komutanlarının sözünü tekrarlatmamış ve hızlıca devrelerini taşımışlardı. 

"Osman şehidin başında nöbet tut." Herkesin şaşkın bakışları komutanlarını bulduğunda Osman'ın ağlayışı hıçkırıklara dönmüştü. 


"Komutanım ben tutayım nöbeti." Devrim araya giren Necip'i hiç duymamış gibi yaparak konuşmaya devam etti. 

"ASKER BU BİR EMİRDİR ŞEHİDİN NÖBETİNİ TUT!"  

Osman az önce yere attığı silahını alarak elinin tersi ile göz yaşlarını sildi ve Devrim'e dönerek 

"EMREDERSİNİZ KOMUTANIM!" dedi. 

Yılmaz ve Nurullah ikilisinin taşıdığı bedenin yanına ilerledi ve hazır ola geçerek göz yaşları içinde dostunun başını beklemeye başladı. Osman bu meslekte çok kayıp vermişti. Kiminin başı kopmuştu öyle şehit olmuştu, kiminin ayağı  kolu kopmuştu öyle şehit düşmüştü. Hepsinde de kendi canı yanmışçasına ağladı ama şimdi kan bağı olmasa bile candan bağlandığı kardeşinin gözlerinin önünde şehit düşmesi ve onun hiçbir şey yapamıyor olması Osman'ın kanına dokunuyordu. Belki, belki gözlerini dört açsa kardeşinin şehit olmasını bir süre daha engelleyebilirdi.

Aslında keşke demenin bir işe yaramadığını mesleğe ilk başladığı dönemde eğitimde şehit verdiği dostunda deneyimlemişti ancak insan yine de keşke demden duramıyordu işte. Hiç durmadan akan göz yaşlarını elinin tersi ile sildi. Birkaç derin nefes alarak göz yaşlarını geri göndermeye çalıştı. Bu duygunun içerisinden nasıl çıkması gerektiği kendisine öğretilmişti ama o şu an öğrendiği bütün bilgileri rafa kaldırmış yapması gereken her bir adımı unutmuştu. 

AŞKIN TÖVBESİ -Asker Kurgusu-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin