"Canın acımıyor mu?" diye sordum onu incitmeye korkarak.
"Hayır, iyi hissettiriyor." deyip saçımı okşadı.
"Bana kızmadın mı?" diye sordum, bu beklenmedik tepkisine.
"Geçerli bir sebebin varmış. Gerekli olmasaydı yapmazdın." deyip saçımı okşamaya devam etti.
Geri çekilip yüzü biraz soluk olan Ajax'a baktım.
"Ajax iyi misin? Doktor çağırayım mı?" dedim endişelenirken.
"Ölümden dönen biri için harikayım." deyip tek kaşını kaldırarak gülümsedi.
"Bu senin vereceğin bir cevap değildi." dedim kaşlarımı çatıp.
"Belki de bu yaşadıklarım bir şeyleri anlamama sebep olmuştur." dedi dalgın bir şekilde.
"Ajax beni korkutuyorsun." derken gerçekten korkmaya başlamıştım.
"Ben buyum. Akhilleus. İnkar etmem hiçbir şeyi değiştirmez. Onlar da benim ailem. En azından bir gariplik olduğunu bilmeliler. Ve gördüğüm kadarıyla seni henüz akıl hastahanesine kapatmamışlar." deyip zoraki gülümsedi.
"Ajax. Beni o kadar korkutuyorsun ki sevinemiyorum." deyip gözlerine bakmak için hafifçe eğildim.
"Neden korkuyorsun?"
"Ruhuna zarar gelmesinden. Diğer taraftan döndün. Kanım kanında dolaşıyor." dediğimde gözlerini kocaman açtı.
"Kanın mı? Enjektörle kanını mı verdin? Ben adrenalin falan vermişsindir diye düşünmüştüm." deyip elini kalbinin üzerine koydu.
"Öldükten yarım saat sonra seni hiç bir adrenalin döndüremezdi. Çok kötüydü. Yapabileceğim tek şey buydu Ajax. Özür dilerim.
Ama pişman değilim. Yine gerekse yine yaparım." deyip başımı eğdim.
Parmağını önce çenemin üzerinde dolaştırdı, sonra da çenemin altına koyup başımı ona bakmam için kaldırdı.
"Eğer beni geri döndürmeyip, sıradaki Akhilleus'a gitseydin işte o zaman kızardım." deyip gülümsedi.
Kararımı onaylaması beni bir nebze rahatlattı.
"Bir farklılık hissediyor musun?" diye sordum, dışarıdan enerjisindeki parlaklığın artması dışında bir şey yoktu.
"Hasta yatağındaki birine göre enerjik hissediyorum desem bana inanır mısın?" deyip güldü.
"Bizle ilgili her şeye inanırım. Kanımın etkisi olmalı. Umarım fazla vermemişimdir."deyip başımı yana eğdim.
"Ne olabilir ki? En fazla su dolu bir balon gibi patlarım." deyip güldü.
"Cidden mi Ajax? Bunu söyledin mi?" deyip ben de güldüm.
"Kabul ediyorum iğrenç bir görüntü." deyip gülümseyerek gözlerini kapattı.
"Dinlenmelisin." deyip elini tuttum.
"Biliyorum ama uyuyup tekrar uyanamamaktan korkuyorum." dedi gözlerini açmadan.
"Ben seni geri döndürmenin bir yolunu bulurum." dedim ben de bunun olmasından korksam da.
"Biliyorum." diye fısıldadı belli belirsiz.
İçeri doktor ve yanında öğrenci ve hemşire ordusuyla beraber geldi.
Ayak altında durmamak için kenara çekildim. Hocaları Ajax'ı muayene ederken öğrenciler heyecanla Ajax'a bakıyorlardı.
"Hocam bu hasta o hasta mı? Herkesin konuştuğu." diye sordu merakı her halinden okunan minyon gözlüklü kız.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Monoark
ParanormalReşit olmama 19 gün kala Monoark dövmelerimin sancılı oluşum sürecinin başlamasıyla bizim kaçışımız da başlamış oldu. 4 yıl süren Akhilleus'u arama çabalarımız henüz sonuç vermemişti. Ben sıradaki 846. Monoark olarak savaşçımı yani Akhilleus'u bulma...