Bölüm 3

853 58 3
                                        

Zaman durmuş gibi ikimiz birbirimize bakıyor hiçbir şey diyemiyorduk. Onun yüzünde beklediğim sevgi ve sadakatten daha farklı şeyler vardı. Korku, telaş ve şaşkınlık en önde olanlarıydı.

Onun bir şey yapmayacağını anlayınca ona doğru bir adım attım. Elini dur manasında havaya kaldırıp bir adım geri attı.

"Siz tanıştınız mı?" diye sordu Emily korumacı bir tavırla aramıza girip.

Cacia elinde salladığı kağıtla salona girdiğinde garip ortama bakıp kaşlarını çattı.

"Ne oluyor burada? Ajax, işte bu bahsettiğim Helen." deyip beni gösterdi.

"Agapios." diye fısıldadı Ajax sıradan varlıkların duyamayacağı şekilde.

Emily'nin arkasından bana bakmaya devam ediyordu. Onu onaylamak için hafifçe başımı salladım. Bir adım daha geri atıp Cacia'ya döndü.

"Onun bu evde ne işi var!" diye kükreyince iki kız da yerinden sıçradı.

"B-ben.. Açıklayabilirim." deyip hayatımda ilk defa kekeledim.

"Hemen çık buradan." diye bağırdığında hayal kırıklığıyla gözlerine baktım.

O Akhilleus olmalıydı. İsmimi biliyordu. Bahsedip durduğu rüyalar kehanetler olmalıydı. Enerjisinin dalgalandığını görmüştüm. İnsanların enerjisi dalgalanmazdı. Akhilleus böyle olmamalıydı.

"Ajax sen ne yapıyorsun?!" diye bu sefer Cacia bağırdı ona, yanıma gelip elimi tutarken.

"Ondan uzak dur. O senin düşündüğün gibi biri değil." deyip büyük adımlarla gelip Caica ile aramıza girdi.

"Kimseye zarar vermeye niyetim yok." dedim benim kim olduğumu anlaması için gözlerinden gözlerimi ayırmayıp.

"Defol buradan!" diye haykırdı bana nefretle bakıp.

"Ajax sen ne yapıyorsun?" diye tekrar edip ağlamaya başladı Cacia.

"Ağlama." dedim Caica'ya dönüp.

"Gitsem iyi olacak." deyip dik durmakta zorlansam da duruşumu bozmadan evden çıktım.

Kapının önünde kıpırdamadan durdum. Şu an şok geçiriyor olmalıydım. İşler hiç de tahmin ettiğim gibi gitmiyordu.

Derin bir nefes alıp merdivenlerden yukarı çıktım. Anahtarlarla uğraşmayıp kapıyı büyüyle açtım. Açılan kapıya bakınca kendime hayret ettim. Büyüyle kapanan kapıyı büyüyle açabilmiştim. Akhilleus ile karşılaşmak bile beni güçlendirmişti. Salona girdiğimde babam yüzümün halini görüp koşarak yanıma geldi. Omuzlarımdan tutup ona bakmamı sağladı.

"Agapios ne oldu sana böyle?" dedi endişeyle.

"Beni buldu baba. Beni gerçekten buldu." dedim kötü bir şakaya güler gibi.

"Kim buldu? Vampirler mi? Sana onların çok hırslı olduklarını söylemiştim." dedi annem telaşlanıp.

"Hayır, Akhilleus." dediğimde ikisi de boş yüzle bana bakıyorlardı.

"Peki nerede Akhilleus?" diye sordu babam tane tane.

"Aşağıda." dedim dış kapıyı gösterip.

"Hayatım ona büyü mü yapmışlar?" diye sordu annem yanıma gelip elimi tuttuğunda.

"Sanmıyorum. Haklı olmalı. Büyü ile kapatılan bir kapı başka bir büyü ile açılamaz. O Akhilleus'u bulmuş olmalı. Gücü şimdiden artmış." dedi gözlerini kısıp düşünürken.

MonoarkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin