Bölüm 8

1K 64 9
                                    

İçerisi sanki mümkünmüş gibi filme girmeden öncekinden daha kalabalıktı. Yürürken sürekli çarpıyor sonra da özür diliyorlardı. Başlarda gülümseyip önemli olmadığını söyesem de gittikçe sinir bozucu bir hal alıyordu.

"Burası çok kalabalık. Bowling oynayalım mı?" diye sorunca Ajax'a yine boş boş baktım.

"Bowling de mi oynamadın?" diye sorunca alt dudağımı sarkıtıp başımı iki yana salladım.

"Biz daha sıkı, disiplinli bir topluluğuz. Eğlenmek için arada yaptığımız balolarımız oluyor." dedim ilk aklıma gelen balo olduğu için onu söyleyip.

"Baloyu beklemek sıkıcı olmalı." deyip başka bir kolidora geçmemi işaret etti.

"Sıkılmak için pek vaktim olmuyordu." dedim o günleri hatırlayıp.

"4 yıldır balolara da gidemiyorum." dedim üzüntümü dile getirip.

"Daha çok gençsin. Eğlenmelisin." dedi beni teşvik ederek.

"Bowling eğlenceli mi?" diye sordum garip takırtılar gelen salona girdiğimizde.

"Çoğu kişi sever." dedi emin olmayıp.

"Kaç kişisiniz?" diye sordu kasadaki görevli gülümseyerek.

"2 kişiyiz." deyip beni yanına çekince görevliye en sevecen halimle gülümsedim.

"Uzun zamandır gördüğüm en yakışan çiftsiniz." deyip bilgisayarda bir şeyler yaptı.

"Ne? Hayır. Biz çift değiliz. Komşuyuz." deyip düzeltmeye çalışınca kız gülümseyerek bana baktı.

"Hay aksi." deyip utanarak güldüğünde kız daha iyi mi daha kötü mü yaptığımdan emin olmadım.

Ajax bir şey demeden bileti alıp ilerideki  görevliye verdi.

"Ayakkabı numaran ne?" diye sorduğunda bana kafam karıştı.

"Ayakkabı da mı alacağız?" diye fısıldadım.

"Bu oyunda oynamamız için bize ayakkabı verecekler." diye bana açıklayınca tezgahın arkasındaki çocuk bana güldü.

"Kız arkadaşınız ilk kez mi oynayacak?" diye sordu şaşırarak.

"Evet, ilk seferi." deyip benim gibi açıklama yapmadı.

Ayağımdaki ayakkabıyı çıkarıp içine baktım.

"36" dedim doğru yazı olmasını umarak.

"Ayağınız boyunuza göre küçükmüş." dedi tezgahtar çocuk.

Ben çok uzun değildim ama o kısa boylu olduğu için ona uzun gözükmüş olmalıydım. Ajax çocuğa ters bir bakış atıp ayakkabıları aldı.

"Ayakkabıları giyip sıramızı bekleyelim." deyip ilerideki oturma yerlerini işaret etti.

Peşinden gidip dediği gibi yapıp ayakkabıları giydim. Burası eğlenmek için fazla gürültülüydü. İkimiz de sessizce oturuyorduk. Bizim gibi bekleyen birkaç kişi daha vardı ama bizden farklı olarak onlar gerçek bir çiftti. Onlara bakarken benim de gerçek bir eş bulmam gerektiğini hatırladım.

"Sizin sıranız. Üzgünüm beklettik. Bugün çok yoğunuz." dedi görevlilerden biri.

"Önemli değil." deyip kalktığında onu takip edip peşinden gittim.

Üzerinde Ajax ve Helen yazan bir televizyonun bulunduğu bölüm bizimkiydi. Dar uzun yolun ucunda beyaz şişeye benzer şeyler diziliydi. Ajax yolun başına gidip yanına gitmemi işaret etti. Elimdekileri koltuğumuza bırakıp yanına gittim.

MonoarkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin