Ne türlü baş belası?

1.1K 82 51
                                    

Kavurucu sıcağın altında başım dönerken neden şu soysuzlarla buluşmayı kabul ettiğimi düşünüyordum. Başımın dönmesinin sebebinin çoğu ise Jake'in bir sağa sola gidip gözümün önünde dolaşmasıydı. Heeseung on dakikaya geleceğini söylediği için de olduğumuz yerde beklemeye karar vermiştik. Ama olacak ya, adam bir türlü gelmek bilmiyordu.

" Jake biraz daha gözümün önünde fink atmaya devam edersen gebertirim seni. "

Uzun süredir süren sessizlik benim sesimle bozulduğunda, Jake sanki dolaştığını yeni fark edercesine anında kafasını bana çevirmiş olduğu yerde durmuştu.

" Ya Heeseung hyung niye geliyor ki? Geriliyorum onun yanında. Bana sormadan iş yapıyorsunuz. "

" Hoşlandığını bu kadar belli etme. "

Sunghoon dakikalardır sıcaktan bertaraf olmuşken Jake ile uğraşmanın verdiği memnuniyetle gülerek oturduğumuz bankta kafasını geriye yaslamıştı.

" Ne hoşlanması ya? Saçmalama. Nerden çıkardın ki hem bunu yani. Nerden esti mal kafana birden? Hem ben bugün gelmeyecektim zaten. Şu sıcakta buluşmak sadece gerizekalıların işidir. Yani senin. "

" Gelmeyecekmişmiş. Elinde olsa sokakta yatacak köpeğin dediğine bak. "

Jake'in tekrardan cevap vereceğini anladığımda sinirle kafamı çevirmiştim. Şu ikisinin boş tartışmalarını kaldıramıyordum gerçekten. Gözlerim yolda gezinirken bu tarafa doğru son sürat koşan bir köpek görmemle neden bu kadar koştuğunu anlamam uzun sürmemişti. Ardından en az köpek kadar hızlı koşmaya çalışan kırmızı saçlı çocuk köpeğin arkasından bağırarak durmasını söylüyordu. Sanki köpek onu anlayacakmış gibi.

Sunghoon da benim gibi dikkatini vermiş önümüzden geçen köpek ve çocuğun gidişini izliyordu. Jake ayakta dikilmeyi bırakıp Sunghoon ve benim aramda ki boşluğa aniden oturduğunda Heeseung da yolun başında belirmişti. Bir saat ayakta dikilip neden şimdi oturduğunu anlamamıştık sanki.

" Bu bitiklik ne lan? Abiniz geldi sıraya geçin bakayım. "

" Güneşte bir saat yandık amına koyayım. Gevşek gevşek konuşup sinir etme adamı. Hani on dakikaya geliyordun? "

Hayır yani bunlar bana bugün parayla mı veriliyordu? Yoksa her gün böylelerdi de şuan sinirli olduğum için mi gözüme batıyorlardı bilmiyordum. Heeseung dediğimi takmayıp yolun aşağısına odaklandığında bende başımı o yöne çevirmiştim. Buraya doğru koşan kişi daha yeni ki köpeğin ardından atlı gelircesine koşan kişiden başkası değildi.

" Bu kim lan daha yeni de geçti buradan? "

Sunghoon aklımı okuyup tam soracağım soruyu sorduğunda ilk defa bi doğrusuna şahit olmuştum.

" Kanka o benim kuzen ya. "

" Niye seninle gelmedi o zaman? "

Sorduğuma cevap vermeyip yanımıza gelen çocuğun omzuna kolunu atan Heeseung bugün beni sinir etmekte ısrarcıydı.

" Gitme o köpeğin arkasından sevdirmez demedim mi ben sana? Ne kadar yorulmuşsun bak. "

Elini kalbine götürüp sakinleşmeyi bekleyen çocuk, onu izlediğimizi fark edince telaşlı bir gülümsemeye kapılmış gamzelerini göz önüne sermişti.

" Hyung sokak köpekleri bile çıkarcı olmuş inanamıyorum. Önce mama vermem için sırnaştı bana, sonra yer yemez bırakıp gitti! Çok sinirlendim ne yapayım. Ve bu arada merhaba size de. Jungwon ben. "

Sunghoon sessiz kalmayı tercih edip konuşulanları dinlerken, bende aramızda ki en sosyal kelebek olan kişinin konuşmasını beklemiştim.

" Merhaba Jungwon. Şu solda ki bir şeye benzemedik olan Sunghoon. Sağımda ki suratsız da Jay. Ben de Jake. Tanıştığıma memnun oldum. Onlarda oldu. "

Suddenly - jaywon Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin