" Ya tabi tabi. Hoşlandığı kişiye de mi aynı davranmış? "
Dediğiyle kaşlarım çatılırken Jake göz altlarını ellerinin tersiyle silerek yataktan kalkmıştı.
" Anlamadım? "
" Heeseung...Pardon Heeseung hyung Jungwon'dan hoşlanıyor Jay. Görmüyor musun? "
-
" Saçmalama. "
Kabul edilmemezlikte verdiğim cevaba alaylı bir şekilde gülen Jake, kapı koluna elini atmıştı. Tam açıp gidecek vaziyetteyken söyleyecek bir kaç şeyi daha olduğunu belirtircesine ağzından çıkan nidayla arkasını dönmüştü.
" Ha bir de, elini çabuk tutsan iyi olur. Malum kıskançlık krizinden solup gideceksin de yakında. "
Cümlenin ardından gelen kapı örtülme sesinden sonra derin bir nefes vermiştim. Yaptığı imayı da sonuna kadar anlamıştım. Ne bekliyordum ki zaten? Jake zeki biriydi. Şahsen o kadar da belli etmediğimi düşünsem de belki Jake gibi diğerleri de anlamıştı. Bilemiyorum.
Jake'in bilmesi önemli değildi. Zaten Jungwon bana rica da bulunmasa gelip söylerdim direkt. Ama işte, Heeseung.
Jungwon'dan hoşlandığımı anlamamı sağlayan Heeseung.
Jungwon'un kuzeni Heeseung. Benim arkadaşım, kardeşim Heeseung.
Böyle bir döngünün içinde olmak istemiyordum. Jungwon'un odasına gideceğimi hatırladığımda da bu konuyu ona açmak da istemiyordum. İster istemez o da artık farklı bakmaya başlayacaktı. Tıpkı küçücük bir şüpheden bile farklı bakmaya başlayan ben gibi.
Gecenin geç saatlerine yaklaştığımızdan ötürü sessizce açmıştım kapıyı. Uyuyan bir Jungwon görmeyi beklerken, yorganını başından itibaren bedenine dolayan, yatağın ortasında oturup kitap okumaya çalışan bir Jungwon görmüştüm.
Gözlerini yatağa koyduğu kitaptan çekip bana çıkardığında, başını da kaplayan yorganı omuzlarına indirmiş, gülümsemişti.
" Üşüyor musun? "
Kapıyı kapatıp yanına oturduğumda başını sağa sola hayır anlamında sallamıştı.
" Yoo. Bu hava da üşünülür mü? " Üzerinde ki yorgana baktığımda neden sorduğumu anlamış olacak ki omuzlarına indirdiği yorgandan kollarını çıkarmış, serbest bırakmıştı.
"Öyle, yorgana sarılmayı sevdiğimden. "" Bana da sarılmayı sever misin ilerde? "
Dediğime dudaklarını bastırarak gülmüş, bakışlarını birbirine kenetlediği parmaklarına indirmişti.
" Seviyorum zaten. "
İstediğim cevaptan daha fazlasını alınca içimden öylesine gelen gülümseme arttıkça artıyordu. Yorgan kollarının dışında kalmış olsa da hala bacaklarının bir kısmını örttüğünden dolayı, kucağıma yorganla beraber çekmek durumunda kalmıştım. Sarılı olan yorganında getirdiği kalınlıkla yüzlerimiz eşitlense de Jungwon hiç oralı olmuyordu. Yine en sevdiği kaçma yöntemi olan sarılma yöntemini uygulamış, kollarını boynuma sardığı gibi küçük bir nefes vermişti. Benim aksime oldukça gergindi. İlk günden bu halin hemen kaybolmasını bekleyemezdim zaten. Beline doladığım eli yavaşça hareket ettirip sırtını sıvazlamaya başladım. O da benim konuşmamı beklercesine susmuş, yüzünü boynuma daha çok yaklaştırmıştı.
Daha sonra birden aklına gelip söylediği şey, sırtında ki elimin hareketini sabit kılmıştı.
" Heeseung hyung da böyle yapardı. Bu gece yanına gitmeye utandım. Aslında... Utanmak değil bu. Kırıldım sadece. Yüzsüz gibi gidip yanında uyuyamazdım. Kendime hakaret olmaz mıydı? "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Suddenly - jaywon
FanfictionJay, yakın arkadaşı olan Heeseung'ın buluşmaya yanında getirdiği küçük kuzeni Jungwon'un dünyanın en sakar kişisi olduğunu görünce şaşırır. Ancak bu şaşkınlığı uzun sürmeyecektir. Jungwon'un sakarlıkları ve gıcıklığı onları yakınlaştıracak, Jungwon...