Geçersiz Özür

410 61 14
                                    

Jay'den

Doktorun komutuyla beraber geçtiğim koltuğa yerleşmiş kafamı geriye yaslamıştım. Doktor her ne kadar çok kişi girmesin diye uyarsa da bizimkiler bir dakika dinlemiş diğer dakika da uyarıyı hiçe sayarak odaya doluşmuş, kapının orada duruyorlardı.
Hayır yani madem merak ediyorsunuz o zaman biraz daha yakına gelin? Yada madem kapıda öylece dikilip duracaksınız dışarıda bekleyin?

Yanımda durup doktorun yaptıklarını bir bir izleyen Jungwon'un heyecanının türü ne denli bir heyecandı anlayamıyordum. Yapan oydu, gecenin birinde bizi hastaneye getirten de oydu, arabada hastaneye gelene dek kulaklarımızı patlatan da oydu. Gerçekten davranışlarını çözümleyemiyordum.

Pansumanı bitiren doktor, eline aldığı yay şeklinde olan iğne ile kaşıma yaklaşırken Jungwon şaşkınlığını gizleyememiş olacak ki zaten bariz olan bir durumu sormadan edememişti.

" Nasıl yani dikiş mi atılacak? "

Bizden büyük olduğu her halinden belli olan adam Jungwon'un sorusuyla bakışlarını ona çıkarmış, sonrasında ise Jungwon'un ifadesini komik bulmuş olacak ki genişçe gülümseyerek başını sallamıştı.

" Evet tahminen dört-beş tane atabilirim. Ama tabii ki bu ipin sıklığına göre de değişir. "

Jungwon cevapla beraber havalandırdığı kaşlarını bir çırpıda indirmiş, üzgün bir sima takınmıştı. Madem bu denli üzülüp pişman oluyordu neden böyle şeyler yapıyordu ki?

Onu izlemeyi bırakıp gözlerimi tavana diktiğimde nefes vermiştim. Kim bilir daha neler açacaktı başıma.

Genellikle düşüncelerimi sesiyle bölen kişilere alışık olduğumdan bu dokunuş içimi tarif edemediğim bir hisse bürümüş, düşüncelerimden daha kolay çıkmamı sağlamıştı. Soğuk ellerini bacağımda öylece duran elime sarmış, boş olmaması gerektiğini düşündürürcesine bakmıştı.

" Acırsa sık tamam mı? Uzun sürer mi ki?  Ya da sen hiç bakma oraya bana bak tamam mı? "

Jungwon konuşmasını sonlandırmadan,  doktor dikişi atmaya başlayınca sanki kendi bu koltukta oturuyormuşcasına yüzünü buruşturarak gözlerini kapatmıştı. Bana acırsa sık tamam mı diyen kendisi değilmiş gibi şuan fark etmese de ellerinin arasına aldığı elimi sıkıyor, arada gözlerinin birini açıp durum ne halde diye bakıyordu.

Dediğiyle dalga geçecekken bu durumda yapmamaya karar verip, evde alasıyla geçeceğimi kendime hatırlatarak onun renkten renge giren suratına bakıp gülmeyi tercih etmiştim.

Nihayet bu işlem bitip doktor sandalyesini geri çektiğinde halen buraya bakmamak için direnen Jungwon'u dürtüp kırpıştırdığı gözlerini tamamiyle açmasını sağlamıştım.

" Bitti. "

Doktorun geçmiş olsun dileklerini her birimize dileyip odadan  kısa süreli çıkmasıyla kapının önünde duran grup, sohbetlerini bir kenara bırakıp sağolsunlar yanıma gelmişlerdi.

" İyi iyi! Jilet gibi olmuş kardeşimin kaşı."

Sunghoon'un dediğiyle sanki yandan görmüyormuşcasına elimde ki soğuk ellerini çeneme çıkardığında, kendine çevirip kaşımda ki dikişleri sayan kişi beş yaşında ki kızıldan başkası değildi. Ellerinin soğukluğunu çok vurguluyorum çünkü bu sıcak havada ne denli soğuk olduğundan bi haber kendisi belli ki. Bu kadar endişelenip gerileceği aklımın ucundan bile geçmiyordu. Özellikle mutfakta ki tavırlarından sonra.

" E beş dikiş atmış bu! Kandırdı mı bizi bu doktor? Hani dört demişti ya. "

Zaten yüzüme dokunulmasından nefret ediyordum birde bu dengesizin elleri çenemdeyken istediği gibi sağa sola çeviriyordu kafamı. Sinirim yine eski halini bulmuşken elini ittirip bu salakça konuşmasına müdahale etmeden edememiştim.

Suddenly - jaywon Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin