🌸
Budo'nun irileşmiş gözlerine bakmaya devam ettim ve ondan uzaklaştım. Bana destek olan birinin duyguları ile oynayamazdım. Sadece bunu polislere anlatmaması için dua ederek oradan uzaklaştım.
Sınıfa girdiğimde Raibaru'yu görmeyi beklemiyordum.
"Neden aşağıda değilsin?" dedim.
"Bütün bunlar beni çok yoruyor, Ayano-Chan. Daha hiçbir şey belli değilken oraya gidip kendimi üzmek istemedim."
"Anladım."
Yerime oturdum ve tahta ile uzun uzun bakıştım. Sessizliği bölen Raibaru oldu.
"Mina'nın söylediklerine inanmadım, endişelenme. Sadece fazla gergindi. Senden şüphelenmiyorum." İçten bir şekilde güldü ve yüzüme baktı.
Tepkisinin samimi olup olmadığını anlamak için yüzünü incelemeye devam ettim fakat herhangi bir sahtelik sezmemiştim. Geri gülümsedim ve başımı salladım.
"Şüphelensen de sorun değil. Şu an tüm gözler benim üzerimde, baksana. Her şey sonuçlanana kadar hepimiz şüpheli konumunda değil miyiz zaten?" Onu rahatlatmak istercesine gülümsedim.
"Haklısın. Budo kulübe gelmem konusunda ne söyledi?"
"Düşünmek istiyor. Tabiki gelmeni hepimizden çok istiyor fakat geçmiş yüzünden hala kendini suçluyor."
Yavaşça kafasını salladı ve önüne döndü. Böylece düşüncelerimle baş başa kaldım.
Ya geçen gün beni tehdit eden gizemli şahıs soruşturma sırasında ortaya çıkarsa? Onu şimdilik fazla bir tehdit olarak görmesem de benim için güvenli biri de sayılmazdı. Benim sonumu kendi elleriyle getireceğini söylemişti, yani şimdilik beni polise ispiyonlayacağını düşünmüyordum. Fakat temkinli olmamda fayda vardı.
Kısa bir zaman içinde zil çaldı ve koridorlar sessizleşti, herkes sınıflara girdi. Benimle aynı sınıfta olan kimse bana bulaşmak istemiyor gibiydi. Herkes heyecanlıydı fakat ben çok daha heyecanlıydım. Soruşturmada birçok öğrenci adımı verecekti ve işler daha da karmaşık bir hal alacaktı. Senpai'mi tüm bu olanların dışında tutmayı başarmalıydım çünkü söylentilere inanırsa benden nefret edecekti.
Ders başladı fakat kimsenin aklı derste değil gibiydi. Öğretmen dahi kendini tam olarak derse verememişti. Söyleyeceğim her şeyi ve bahanelerimi çok önceden hazırlamıştım ve tekrar etmiştim. Mina'nın söyleyeceği şeyler çok tehlikeli olabilirdi.
Yarım saat sonra içeri bir polis memuru girdi. Boğazını temizledi ve söze başladı.
"Soruşturma devam ediyor. Sıra bu sınıfta. Bayan, lütfen bizimle gelir misiniz?" dedi polis, öğretmene doğru. Zaten öğretmenler odasında onların ifadelerini almamışlar mıydı? Fazla önemsemedim ve kendimi sakinleştirmeye çalıştım.
Yaklaşık 15 dakika süren ifade bitti ve polis listeye göz gezdirdi.
"Ayano Aishi. Bizimle gelin." dedi polis ve titreyen ellerimi gizlemeye çalışarak ayaklandım. Sınıftan çıkana kadar tüm sınıfın delici bakışlarını sırtımda hissetmiştim. Herkesin katil olarak gördüğü birini polis sorgulamak için sabırsızlanıyor olmalıydı.
Boş bırakılmış bir sınıfa kadar polisi takip ettim. Sınıfa nihayet girdiğimde ortada bir masa ve iki sandalye vardı. Tıpkı filmlerde gördüğüm bir manzaraydı bu. Başıma geleceğini asla tahmin etmezdim.
Daha yetkili olduğu anlaşılan biri sandalyenin birinde oturuyordu ve dedektif kılığındaydı. Normalde sokakta böyle birini görsem gülerdim ama şuanda hiç gülme gibi bir niyetim yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
➸ 𝐊𝐀𝐘𝐈𝐏 || 𝐀𝐘𝐀𝐍𝐃𝐎
Fanfic"𝐏𝐞𝐤𝐢 𝐛𝐞𝐧 𝐨𝐧𝐚 𝐠𝐮𝐯𝐞𝐧𝐦𝐞𝐲𝐢 𝐦𝐢 𝐬𝐞𝐜𝐞𝐜𝐞𝐤𝐭𝐢𝐦 𝐲𝐨𝐤𝐬𝐚 𝐠𝐮𝐯𝐞𝐧𝐦𝐞𝐦𝐞𝐲𝐢 𝐦𝐢?" Doğumundan itibaren içinde tek bir duygu kırıntısı barındırmamış bir kız, Ayano Aishi... Lise ikinci sınıfa geçmesiyle birlikte kendini bi...