🌸
Annemin de yardımlarıyla duş aldım ve üstümü değiştirdim. Arkadaşlarım kısa bir süre sonra geliyordu ve hepsini evimde ağırlayacağım için mutluydum. Annem onlar için bir kek yapmıştı ve mis gibi kokuyordu. Babam ise bana kocaman sarıldıktan sonra işe gitmişti. Arkadaşlarımı davet etmek onun fikriydi ve çok iyi akıl etmişti.
Saçlarımı açık bırakmaya karar verdim çünkü Budo, bu şekilde daha güzel göründüğümü söylemişti. Onun fikrine neden önem verdiğimi bilmiyordum ve bunu yapmamak için direnmiştim bile fakat kendime engel olamamıştım. Diğerlerine bir mesaj attım ve yakında eve geleceklerini söylediler.
Annem, merdivenleri inmemde yardımcı oldu ve salonda diğerlerini beklemeye başladım. Senpai'mden yeni bir mesaj olduğunu farkettiğimde derhal mesaj kutusunu açtım.
Taro: Ayano-Chan, geçmiş olsun demek istedim. Yanında olmadığım için üzgünüm.
Mesajına cevap vermeden telefonu kapatıp koltuğa attım. Tam o sırada kapı çaldığında annem derhal benim için açtı ve arkadaşlarımın içeriye girmesine izin verdi. Önce annemle selamlaştıktan sonra adeta üzerime uçtular.
"Bugün çok daha iyi görünüyorsun! Budo'nun da dediği gibi oldukça güçlüsün, Ayano-Chan." dedi ve yarama dikkat ederek sıkıca sarıldı Shima.
"Aksine beni güçlü tutan sizin varlığınız. Teşekkür ederim." dedim ve hepsiyle sarıldım.
Juku, Sho ve Budo'nun kalması için misafir odasına yer yatakları kurmuştu annem. Mina ve Shima ise benim odamda kalacaklardı. İlk defa arkadaşlarımı bu şekilde evime davet etmiştim ve heyecanlıydım.
Başta hep birlikte yemek yedik ve onlara annemin hazırladığı kekten verdim. Onların yiyişini izlerken kendimi o kadar huzurlu ve mutlu hissediyordum ki, ilk defa Senpai'mi unutmuştum.
"Bu keki yemek için her zaman buraya gelebilirim." dedi Sho, kekin büyük bir parçasını ağzına atarken.
"Keşke bize de bıraksaydın." dedi Mina ve Sho'nun koluna vurdu. Sho'nun umurunda bile olmamıştı aksine Mina'ya ağzını açıp keki gösterdi. İğrendim fakat gülmüştüm.
"O halde size bir planım var. Bu akşam ruh çağırmaya ne dersiniz!?" dedi Shima ve heyecanla ellerini çırptı.
"Ruh mu? Kimin ruhunu çağıracağız?" dedi Juku şaşırarak.
"Ruh tahtasının en tehlikeli ruhu, Zozo'yu çağıracağız. Korktuğunuzu söylemeyin bana." dedi Shima.
"Korkulacak ne var ki? Hem onun bizden korkması gerekiyor." dedi Sho ve havaya yumruk savurmaya başladı. Budo, Sho'nun kafasına vurdu ve sözü aldı.
"Pekala, bunu yapalım. Ama size metafizik hareketleri öğretmedim ona göre." dedi Budo.
"O halde ruh çağırma işini benim odamda yapalım. Orası misafir odasına göre daha geniş. Akşam olana kadar film izleyelim fakat öncelikle odalarınızı göstermeme izin verin." dedim. Herkes bu fikri kabul etmişti bu yüzden üst kata çıkmak üzere ayaklandık. Birden Budo, yanıma geldi ve kolunu belime dolayıp yürütmeye başladı.
"Yürüyebilirim, sorun değil." dedim başta çekinerek.
"Doktor hala dikkatli olmanı söyledi. Bu halde tek başına merdiven mi çıkacaksın?" dedi ve merdivenleri çıkarken bana yardım etti. Bana bu kadar yakın olmasından yeniden heyecanlanmıştım bu yüzden kızarmış yüzümü görmemesi için ona arkamı dönüp misafir odasını gösterdim.
"Siz burada kalacaksınız. Ben şimdilik Shima ve Mina'ya kendi odamı göstereceğim." dedim ve kızları da yanıma alarak derhal odama getirdim.
"Vay canına! Çok tatlı bir odan varmış, Ayano-Chan." dedi Shima odayı gezerken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
➸ 𝐊𝐀𝐘𝐈𝐏 || 𝐀𝐘𝐀𝐍𝐃𝐎
Fanfiction"𝐏𝐞𝐤𝐢 𝐛𝐞𝐧 𝐨𝐧𝐚 𝐠𝐮𝐯𝐞𝐧𝐦𝐞𝐲𝐢 𝐦𝐢 𝐬𝐞𝐜𝐞𝐜𝐞𝐤𝐭𝐢𝐦 𝐲𝐨𝐤𝐬𝐚 𝐠𝐮𝐯𝐞𝐧𝐦𝐞𝐦𝐞𝐲𝐢 𝐦𝐢?" Doğumundan itibaren içinde tek bir duygu kırıntısı barındırmamış bir kız, Ayano Aishi... Lise ikinci sınıfa geçmesiyle birlikte kendini bi...