「Aile Sırları」

106 10 18
                                    

🌸

Annem bir katil miydi? Ben bir yandere miydim? Duyduklarıma inanamayarak arkamdaki direkten destek aldım. Uzun bir süre sessiz kaldım ve kendimi toparlayarak nihayet cevap verdim.

"Dediklerine neden inanayım? Benimle bunca zamandır oynadın ve neden şimdi de oynamadığını düşüneyim? Böyle bir şey mümkün değil." dedim sert bir sesle.

"Bunca zamandır sana yardım etmemin sebebinin, sonunu kendi ellerimle getirmek istediğimin olduğunu söylemiştim. Ama annen konusunda dürüstüm. İnanmıyorsan neden bu gazetelere bakmıyorsun?" dedi, önüme birkaç kağıt parçası atarken.

Eğildim ve elime bir tanesini aldım. Üzerindeki başlıkta "Akademi Lisesi'nde Kaçırılma Vakaları" yazıyordu. Haberin detaylarını okuduğumda annemin adının sansürlü bir şekilde verildiğini gördüm. Artan suçlamalar nedeniyle mahkemeye dahi çıkmış, fakat delil eksikliğinden dolayı serbest kalmıştı. Şimdi her şey çok daha açıktı.

"Annen bir katildi ve sayısız genç kızın canını aldı. Annen yüzünden, dedektif olan babam işinden edildi ve bu korkunç kadere mahkum oldu. O'nun planladığı kusursuz bir iftira oyunu yüzünden yıllardır hapis yatıyor. Şimdi neden buradayım anlıyorsun, değil mi?"

Başta alaycı olan yüz ifadesi, yerini nefrete bırakmıştı. Yüzüme dahi bakmıyordu ve baksaydı bakışlarından bile korkacağımı düşündüm.

"Babanın intikamı için buradasın, değil mi? Madem zarar görmemizi istiyordun neden cesetleri yok ettin öyleyse?" dedim.

"Aynen öyle. Seni polislerin eline bıraksaydım hapishanede senin için iyi sayılabilecek bir hayat yaşıyor olacaktın. Annenin diğer ailelerin nasıl hissettiğini öğrenmesini sağlayacağım ve adaleti sağlayacağım. Kaçmanın bir anlamı yok, Ayano." dedi ve alaycı ifadesi yeniden geldi.

Üzerime bir adım attı ve cebimden bıçağı çıkardım. Raibaru'yu dahi alt etmişken onu alt etmemem imkansızdı fakat sokak ortasında bunu yapamazdım. Yalnızca kendimi savunmak zorundaydım.

"Beni rahat bırak!" diye bağırdım ve bağırdığım anda hiç beklemediğim bir şey oldu. Taktığı şapkadan dolayı yüzünü göremediğim biri gizemli şahısın üzerine atladı. Hem o yumruk atıyordu, hem de gizemli şahıs. Ne yapacağımı bilemeyerek yerimde taş kesilmiştim. Kısa bir süre sonra gizemli şahıs, kaybedeceğini anlayarak kaçmayı başardı ve gözden kayboldu.

Hızla şapka takan kişiyi yerden kaldırdım ve şapkasını çıkardığımda onun Budo olduğunu gördüm. Buraya geleceğini ve bir planı olduğunu söylemişti. Amacı beni korumak mıydı?

"Elimden kaçırdım, üzgünüm. Ben iyiyim." dedi.

"Tanrım, Budo! Neden birden ortaya çıktın ki!? Geleceğini düşünmüyordum." dedim endişeyle.

"İyi olduğumu söyledim ya. Ben Budo'yum, bana bir şey olmaz merak etme. O pislik sana dokundu mu?" dedi.

"Hayır, neyse ki buradaydın. Ona burada zarar veremeyeceğimi bildiği için üzerime yürüdü. Başka bir yere gitsek iyi olacak." dedim ve yürümeye başladık.

Kanayan dudağı ve kaşı için bir eczaneye uğradım. Bir krem ve yara bandı aldım. Budo yüz defa buna gerek olmadığını söylese de bunu yapmazsam kendimi borçlu hissedecektim. Eczaneden çıktıktan sonra onunla bir parka oturduk. Burası ne kalabalıktı ne de ıssızdı. Gizemli şahsın bize burada zarar vermesine imkan yoktu.

"İzin ver de sana bunları uygulayayım. Yüzünde iz kalmasını istemezsin."

"Mükemmel yüzümde iz olması kötü olurdu tabi ama bir karateci olarak yakışırdı bence." dedi.

➸ 𝐊𝐀𝐘𝐈𝐏 || 𝐀𝐘𝐀𝐍𝐃𝐎Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin