KALBİMLE İNANCIM SAVAŞIYOR MU?

129 44 3
                                    

*Bu bölüm çok kısa diye bir sonraki bölüm ile birleştireceğim. İyi okumalar*

                              .............

  Birden annemin baş ucumda olduğunu gördüm. Ona sarılarak ağlamamı sürdürdüm.
  -Düşüne biliyor musun anne? Basit bir müslüman karşısında nasıl ezildim. Komik duruma düştüm. Papazlar İslâm'ı reddederken bu kısır bilgilere mi dayanıyorlardı? Şaşırdım anne, ne yapacağımı şaşırdım. Mehmet Hristiyan olmasa mahfolurum. Ölürüm, anne ölürüm.
  Birden aklıma geldi;
  -Ya da; kiliseye asi gelir, aforoz olmayı göze alırım.
  -Sen öyle birşey yapmazsın ben bilirim seni. Sen bir barbar müslüman için, İsa'yı Meryem'i üzmezsin. Tanrı'yı üzmez, İncil'i bir erkek için satmazsın.
  Biraz açılmıştım. Neler saçmalıyordum böyle?
  -Tabii satmam, anne. Sen bakma benim şaşkınlığıma... Saçmalayıp duruyorum... Canım, çokta sinirlendim Pedere.
  -Tevbe de Maria! Pedere dil uzatma.
  Sesimi kontrol edemeden bağırmaya başladım.
  -Anne! Pedere dil uzattığım yok. Şu anki sinirim dile getiriyorum. Elimde değil.  
  -Terbiyesizlik yapma. Sinirlensen de Pedere hakaret edemezsin.
  -Anne başlarım şimdi senin Peder'ine! Beni rezil etti. Sinirlenmeyede mi hakkım yok? Düşünsene bir müslümanın karşısında küçültüyor beni. Ama yarın baş rahib...
  Birden babamı kapıda gördüm. Babam konuyu bilmiyordu ama, benim papaza isyan ettiğimi duymuştu.
  -Haklısın kızım haklısın. Papazlar ve diğer din adamlarına akılcı bir şey söyledin mi, senden kötüsü olmaz. Hemen isyan olur. Sanki her biri bir peygamber, bir ilâh olurlar.
  Babamın konuşmaları da canımı sıkıyordu ama sesimi çıkaramıyordum.
  O gece yine uykum kaçtı... Ne zaman şöyle bir dalsam rüyamda Abdulvahhab'ın karşısında rezil olduğumu görüyordum.


                  BAŞPAPAZ  MİCHEL

  Nihayet Başpapazla görüşeceğim. Kalbim heyecandan çarpıyor. Acaba bana nasıl akıl verecek, ne söyleyecek?
  Çok geçmeden geldi başpapaz. Ayağa kalktım "otur" dedi. Kibarca, oturdum. Her şeyi baştan sona anlattım. O da dinledi... Beni dinledikten sonra bir kahkaha attı ve çok kendinden emin bir şekilde bana cevap verdi:
  -Canını boşuna sıkmışsın Maria. Ben sana öylesine mükemmel bilgiler vereceğim ki senin karşında bahsettiğin çocuk bir saniye duramıyacak.
  -Ah sahi mi peder!! Tanrı sizi korusun. Beni çok mutlu ettiniz. Neydi acaba fikriniz?
  -Her şeyden önce sen onunla Kur'an-ı tartış. İncil varken neden bir kitap daha göndersin ki tanrı? Muhammed İncil'den aldı o Kur'an öğretilerini. Onlar buna ayet derler. Senin ilk yapacağın iş budur. İkinci ve çok önemli bir konu kadınlara yapılan haksızlık. Düşünsenize, kadın yarım, erkek bir miras alıyor. Ya da; kadın bir, erkek iki miras alıyor.
  Bunun sebebi de şudur. Müslümanlarca kadın yarım insan kabul edilir. Onun için mirası yarım alır.
  -Peder; ya buna da bir açıklama getirirse?
  -Getirebilir. Ama mantıklı bir açıklaması olmaz bunun
  -Evet çok haklısınız. Allah neden Incil varken bi kitap daha indireydi ki? Miras konusuda çok önemli.
  - Bir de şahidlik konusu var. Bir erkeğin yanında iki kadını şahid olarak gösterirler. Muhammed Felsefesi,kadınla bir erkeği eş değerde tutar.
  -Aaa sahi mi?! Gerçekten Kur'an böyle mi diyor?!!
  - Aynen söylediğim gibi. Enteresan bir dışlama olayı vardır kadınları...
  İşte şimdi Vahhab'ı perişan edeceğim. Geri kafalı Vahhab kadınların böylesine hor görünmesine nasıl göz yummuş?!
  Başpapaza nasıl teşekkür edip ordan ayrıldığımı hatırlamıyorum.. Arabamı nasıl kullandığımı bilmez bir şekilde Vahhab'a koşuyordum. Az kaldı kaza bile yapacaktım. El frenini bile çekmeden arabamı kaldırmışım.
  Pansiyona geldiğimde Vahhab'ı kapıda yakaladım. Beni görünce iyice şaşırdı:
  - Hayırdır Bayan Maria? Yine ne oldu?
  - Bu defa sen şok olacaksın. Gel istersen bir Kafeye gidip orda konuşalım.
  -Kafe mi? Hayır olmaz. Gel yine pansiyonun salonunda konuşalım.  
  İçimden, "sen şimdi göreceksin gününü" dedim. Mutluydum. Böylesine bir çarpıklık asla izah edilemezdi.  
  -Abdulvahhab! Kur'an tanrı kelâmı değildir, bunu biliyor musun?
  Alaylı bir ifade tarzıyla;
  -Yaa!!. Bunu nasıl keşfettiniz?
  -Siz İncil'in Allah'tan gelen bir kitap olduğuna inanıyor musunuz?
  -Tabii inanıyorum. Ama orijinal İncil'e inanıyorum.
  -Madem Allah'tan geldi. Neden Allah bir kitap vermişken tekrar Kur'anı versin?
  -Siz Tevrat'a inanıyor musunuz?
  -Tabii.
  -O halde neden Tevrat varken İncil geldi?
  Birden başıma şiddetli bir ağrı vurdu. Cevap veremedim. O devam etti.
  - Tevrat varken İncil, İncil varken Kur'an gelmesi sünnetullahtır. Daha önce, on emir varken elli emir, Zebur varken de Tevrat'ı gönderdi... Allah her kavmi başka bir şeriatla imtihan etti. Ama temel kurallar Hazreti Adem'den beri aynıdır... Beşinci sınıfı bitirip orta okula giden öğrenci, farklı dersler çalışıp imtihan olur, ama temel prensipler aynıdır. Bu konu hakkında en az beş kitap yazılabilir. Hemen şuracıkta bir kaç dakikada anlatılamaz.
  -Peki ya miras konusu? Neden İslâm dininde miras kadınlara bir erkeğe iki veriliyor? Tabii kadını yarım insan görüyor değil mi?
  -Bakın beni dikkatli dinleyin. Bir kaç kelime ile anlatmaya çalışacağım. İslâm dininde kadın, hiç kimseye bakmak zorunda değildir. Ne çocuğunun nafakasına ne de kocasının nafakasına mecburdur. Bir evde iki kardeş düşünelim, biri erkek biri kız. Bunlar sevdikleri birileriyle evlenmiş olsunlar. İki kardeşin de üçer tane çocuğu olduğunu varsayalım. Her iki tarafinda yaşlı anne babaları var. Erkeğin ailesi şöyle:
   3 Çocuk.
   1 Hanım.
   1 Kendisi.
   2 de anne babası var.
  Toplam yedi kişi yapıyor. Bu yedi kişiye erkek evladı bakmak zorunda. Ama aynı erkeğin kız kardeşi ise hiç kimseye bakmaya mecbur değil. Eğer kendisi zengin, ana babası fakirse anne babasına o zaman bakması gerekli oluyor.
  Bu durumda, söyler misin, neden erkekle kadın aynı eşit miktarda miras alsın? Eşit alırsa, eşitlik olur ama adalet olmaz.
  -Peki ya şahidlik konusu?
  - Ne varmış şahitlik konusunda?
  - Bir erkeğe karşılık iki kadın şahit şartmış. Tabii kadını yarım insan kabul ettiğiniz için böyle oluyor değil mi?
  - Sahi mi? Akıl hocalarınız öyle mi söylüyorlar? Yazık oluyor size!!! Hep aldanıyorsunuz. Bakın bayan Maria. İslâm ne sizin bildiğiniz gibi bir din, ne de bugünkü müslümanların bildiği gibi bir dindir. Bir şeyi Allah'tan güzel kim bilebilir?
  O konu hakkında Allah şu açıklamayı getiriyor:
  Eğer iki erkek yoksa, şahid olarak bir erkekle iki kadın şahit getirin. Kadınlardan birisi unutursa, diğeri ona hatırlatsın..."(2:282)
  Bakın burada hatırlatma olayı söz konusu. Kadın erkeğe oranla çok hassastır. Çocuklarıyla da en fazla o ilgilendiği için unutabilir. Ayrıca iman konusunda bir imtihandır bu ayet.
  Evet kadınlar çok hassastır. Duygusaldırlar. Olaki unuturlar... Bu olay bir kaç konu hakkında böyledir. Eğer sizin yarım insan iddianız doğru olsaydı, İslâm dini, bir kimse, başka bir kimseyi öldürürse o kişi ölümle cezalandırılırdı. O halde, erkeği öldürenle kadını öldüren aynı cezaya çarptırılmaz, "nasıl olsa kadın yarım insandır. O halde cezayı da yarım verelim" denirdi. Görüyorsunuz ki, olay farklı şekillerde yansıtılıyor size.(1)

MARİA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin