............
Oh, nihayet toplantı dağıldı.
Gelecek yıl bu toplantı Ingiltere'de, ondan sonra Cezayir, on yıl sonra da Türkiye'de yapılacakmış... Bir gün gelecek artık gizli yapılmayacak, açık açık görüşlerini söyleyeceklermiş.
Ben hâlâ daha sahnenin altındayım. Salon bomboş...Ama çıkmaya cesaret edemiyorum....
İşte annem geliyor.
-Maria çık artık... Baban üst kata çıktı... Çok yorulmuş kahvesini içiyor.
Hızla konferans salonundan çıktık. Hemen oturma odasına geçtik. Bil ve Hans dışarı hava almaya çıkmışlardı. Annemde ise bir telaş ter içinde soruyordu:
-Mari! Neler oldu anlat.
-Anne önce karnımı doyurayım... Bildiğin gibi acıkmadım.
Ben kanepeye uzanmış, annemin getireceği yemeği beklerken, duyduklarımı, beynimde tekrar canlandırıp özet yaptım.
Din kalkacak, bol bir şekilde ödül verilecek, çıplak poz veren övülecek, din adamları ele alınacak...
Başım zonkluyor. Annem yemeğimi yerken, başucumdan ayrılmıyor beni sıkıştırıyor.
-Hadi anlat, neymiş babanın sırları?
-Sorma anneciğim. Babam tam bir casus. Ama kimlere hizmet ediyor anlıyamadım. Anladığım bir şey var, dünyaya hakim olmak isteyen güçler babamı yönlendiriyor. Müthiş din düşmanı... "Din, önce Avrupa'dan kalkarsa, İslâm ülkeleri de bizi takip eder" diyor. İslâm'dan bana ne; onu da ben mi düşüneceğim, İslâm'ı müslüman kızlar düşünsün. Ben dinimiz açısından çok üzüldüm, kahroldum anne. Yarın ders olmasaydı pedere gider günah çıkartırdım. İsa Meryem aşkına bu ne rezalet anne. Ben de dinsiz olunca, babam bana da görev verecekmiş. Ben onun verdiği görevi alır mıyım?
- Aferin benim kızıma. Rahibe Terasa seni kutsasın.
-Anne! Birden bak aklıma ne geldi. Var mısın babamı aldatıp kilise lehine çalışayım. Babama "ben de ateist oldum, ben de sosyalist bir dünya için çalışacağım" diyerek onu ikna ederim. Zaten her sırrı hemen vermezlermiş. Yüzeysel planları verirlermiş ilk defa.
-Canım Mariam!!! Seninle övünüyorum. Büyük bir misyoner olacaksın. Kilise seni ödüllendirecek. Bu casusluğu başaracağından emin misin?
-Tabii anne, sen hiç merak etme. Göreceksin, babamı ikna edeceğim.
Kararı vermiştik. Artık ben babama dinden uzaklaştığımı söyleyecek, onun kalbini kazanacaktım.
Aradan bir hafta geçti. Babamın aylar süren telaşı bitmişti... Biz de durumu pederle konuştuk... Peder buna çok memnun oldu. Bende her gün Fakülteye gidip geliyordum...
Hans'la geziyorduk... Babamla karşılaştık parkta.
-Merhaba Maria.
-Merhaba baba.
Babam birden bire başka konuya geçti:
-Maria, biliyor musun, bu gün Hans'la çıkabiliyorsan, bunu ateizmin çalışmalarına borçlusun... Yani çağdaş dünya görüşüne...
- Baba bu da nerden çıktı birden bire?
- Gel şu parkta oturup biraz konuşalım. Bağnaz görüşlerini at, beni dinle.
Köln'de, Kiliseye yakın parkta oturduk.
-Bak kızım... Dinde özgürlük olmadığını sana anlatayım. Hristiyanlığın orijinali denilen üçyüzyıl önceki İncil'de bir kadının flört etmesi, böyle senin gibi bir erkekle gezmesi asla normal sayılmadığı gibi, korkunç cezalar vardı. Hatta bir kadın, işkence bile görse, katoliklerce kesin tavırdır kocasından ayrılamaz. Başka erkekle olamaz.
Dinde öylesine baskı vardır ki, sen hıristiyanlığın namus anlayışını bilsen, eminim bağnaz bulursun. Ateist görüş... Yani çağdaş görüş, din felsefesindeki o saçmalıkları yıktı. Sen bu gün flörtü hoş görüyorsan, ben de bundan mutluluk duyuyorsam, sana baskı yapmıyorsam bunu dinsiz bir görüşe. Yani medeni, modern, ileri görüşe borçlusun. Tüm dünya da aynı şeyi gerçekleştireceğiz. Peçe takan barbarların ülkesindeki müslüman kızları bile, birgün gelecek senin gibi olacaklar. Flörte izin vermeyen dinle alay edecekler. Bu din ister İslâm dini olsun, ister bir başka din.
Aklıma kurnazca rol yapmak geldi. Hemen babamın sözünü kestim.
-Babacığım! Her geçen gün sana hak veriyorum Galiba ben de dinsizlerden olup, senin kalbine girmeyi başaracağım. O toplantılara bende gireceğim. Doğrusu Bil'i kıskandım. Bak Hans bile benden daha yakın sana.
-Aferin benim akıllı kızıma. Senin bir gün gerçekleri göreceğine inanıyordum.
Babamın kalbine ilk temeli atmıştım.
Akşam evde sevinçle anneme anlattım olanları.
- Başarıyoruz anne başarıyoruz. Babam bayağı inandı. Hristiyanlık için yapmayacağım şey yoktur. Babamı gözümü kırpmadan ispiyon etmekten zevk duyacağım.
-Seninle ne kadar övünsem azdır kızım. Rahibe Teresa kutsasın seni. Meryem kutsasın... Babanda cehennemi boylayınca anlar her şeyi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MARİA
Fiction généraleMaria,maria işte.... . . Kitabın yazarı Emine Şenlikoğlu'nun izni dairesinde yazılmıştır. İzin alınmadan paylaşılması yasaktır. . . . . . . . Uzun uğraşlar sonucu kitap tamamlanmıştır. Okuyan herkese teşekkür ediyorum. M. Maviş