Takemichi otobüsten indi ve önünde durduğu cafe ye girdi."Nerde kaldın Hanagaki? Patron seni merak ediyor."
"Patronun da amına koyim."
Diye fısıldadı Takemichi. Patron ona karşı her zaman sert bir adam olmuştu. Takemichi ondan cidden nefret ediyordu.Soyunma odasına girdi ve altına dar pantolonunu üstünde de beyaz gömleğini giydi. Siyah önlüğü de takıp soyunma odasından çıktı.
Gelen müşterileri gülen yüzüyle karşıladı ve müşterilere istedikleri siparişleri getirdi. Fazladan bahşiş almıştı.
•••••••••
Saat'e baktı. 23:44 tü. En sonunda işten çikabilmişti tabi. Tokyo nun sokaklarında yürüyordu işte. İçen insanlar vardı yerlerde umursamamaya çalıştı. Ona bulaşmadığı sürece sıkıntı olmazdı nasıl olsa.
Eve gitmek istemiyordu. Eve ne zaman girse cehennemin kapısını açmış gibi hissediyordu. Ama yapacak bir şey yoktu. Ceza almak istemiyordu.
2 katlı eve baktı. Burası onun eviydi bi zamanlar. Cebindeki anahtarı çıkardı ve kapının kilidini açıp içeri girdi.
Ev tamamıyla sessizdi. Derin bir nefes aldı ve sessiz adımlarla içeri girdi Takemichi. Odasının kapısını tam açmıştı ki birisi onu kendine çekti. Dudaklarına bastırılan avuç içiyle titremeye başladı.
"Ne o kuzen korktun mu?"
Takemichi titreyen göz bebekleriyle ona sırıtarak bakan kuzenine baktı."Bende ne zaman gelirsin diyordum."
"Takemichi!"
İçeriden gelen cırtlak bir bağırma ile Takemichi ilk defa bu sesin sahibini sevdiğini hissetti. Arkasındaki kişi homurdanarak Takemichi yi bırakmıştı.Takemichi mecburi bir şekilde ayaklarını sürüye sürüye sesin geldiği yere salona gitti. Yaşlı bir adam koltukta elinde alkol şişesiyle oturuyordu. Sarhoş olduğu belliydi.
"Sana hiç mi medeniyet öğretmediler lan! İnsan selam vermeyi de mi bilmez!"
"Medeniyeti gayet iyi biliyorum amca ama sizin gibi mağara insanları medeniyet kelimesinden ayrı yaşadığınız için tuhafsarsınız diye size göstermiyorum, dışlanmayın diye. Ek olarak insan olduğunuzu düşünmediğim için size selam verme gereği de duymuyorum."
Takemichi nin sırtına inen tekmeyle Takemichi kendisini amcasının ayakları altında bulmuştu. Amcası ona tepeden pis pis sırıtarak bakıyordu. Takemichi tam kafasını kaldıracaktı ki kafasına basılan ayak ile kalkamadı.
"Haddini bil. Ben sana kalk demeden kalkmayacaksın. Harika bir amcan var kiliseye gidip bana dua edeceğine yaptığın işlere bak!"
"O haç işaretini sana sokmasını da bilirim ben ama neyse."
Takemichi ağızından içinden mırıldandıyordu.Birinin bacağına sert bir şekilde basmasıyla çığlık attı. Kafasını çeviremiyordu ama kuzeni Tashi nin yaptığını biliyordu.
"Ne o kuzen. Rahatsız mı oldun? Bize okul gününü anlatmayacak mısın?"
"Takemichi. Sökül paraları."
"Maaş günüm daha gelmedi."
"Bahşişler?"
"Buraya gelmek için kartıma yüklemek zorunda kaldım."
"Seni pis sürtük!"
Takemichi nin amcası Takashi, Takemichi nin kafasına sert bir şekilde ayağı ile vurdu ve ayağa kalkıp sallana sallana odasına gitti.
Takemichi hızlı bir şekilde ayağa kalktı tam o anda Takemichi nin kolunu tuttu Tashi.
"Nereye?"
"Ölmüş annenin amına gideceğim. Gelmek ister misin?"
Tashi sinirle Takemichi nin boğazını sıktı. Takemichi nin sırtı duvarla buluşmuştu. Tashi ondan yapılıydı tek eliyle onun boğazını sıkıyordu ve Takemichi şuan o elden kurtulmaya çalışıyordu.
Tashi nin karnına sert bir tekme atıp onu salonun diğer tarafına uçurdu resmen. Koşarak odasına gitti ve kapısını üst üste iki kere kilitledi.
Tashi bir süre sonra kapıya vurmaya başlamıştı.
"Takemichi aç şu kapıyı. Konuşacağız sinirli değilim."
"Karşısında da 7 yaşında çocuk var zaten amına koyim."
Diyip umursamadan üstündeki kıyafetlerini değiştirdi Takemichi. Yatağına uzandı ve derin bir nefes aldı. Kapısı hâlâ yumruklanıyordu.
Bunlar Takemichi nin alıştığı şeylerdi.
•••••••
Size Mikey ı sevdircem amk ben. Aşık etcem sizi Mikey a. Çünkü şunu farkettim freak kitabından sonra Mikey tan resmen hepiniz nefret ediyonuz.
Ben bu düzeni sikerim arkadaş.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Angel
FanfictionHayattaki en güzel kalbi, en güzel gülümsemeyi tanrı ona mı vermişti? Bütün güzel olan her huya sahipti. Hoşgörü, cesaret, okyanus kadar temiz bir kalp. Peki ya Manjirou?