Manjirou derin bir nefes aldı. 5 dakikadan beri sınıfın kapısının önünde dikiliyordu elindeki mavi ile siyahın karışık olduğu gül demetini Takemichi ye nasıl vereceğini düşünüyordu."İnternette çiçeklerin anlamlarını araştıracak adam mıydım lan ben."
Gülerek konuştu.İnternette güllerin anlamlarını araştırmıştı.
Mavi gül, esas olarak imkansızı başarmanın ve başarının sembollerinden biri olmuştur. Mavi gül, çok zor şeyleri başarmanın yanında ideal ve tamamlanmış aşkın da temsilcisidir. Bir diğer anlamları da özgürlük, sonsuzluk ve özlemdir.
Bu yazıyı okuduğunda gözü tamamlanmış aşkın temsilcisidir yazısında takılmıştı.
Siyah gül anlamı, kara sevdadır. Bu çiçek, aşıkların birbirine olan sonsuz aşkının mührü olarak görülür. Siyah gül, aynı zamanda umudun da simgesidir. Bu sıradışı çiçek, yeni başlangıçları sembolize eder.
Yeni başlangıç yazısını okurken de Takemichi ile istemsiz bir şekilde sevgili olduğunu hayal etti. Takemichi onun için ne ifade ediyordu bilmiyordu ama sıradan duygular değildi.
İlk ders boştu. Öğretmenler odasına gitmiş ve sormuştu. Hoca daha gelmemişti sınıftaki bağırış seslerinden de belliydi demek isterdik ama maalesef bu sınıf her zaman bağırırdı.
Manjirou derin bir nefes aldı ve elini kapının kulpunu atıp indirdi. Çiçek demetini tutan elini arkasına aldı. Manjirou sınıfa girince herkesin gözü Manjirou ya dönmüştü.
Baji sırıtıyordu. Manjirou, Baji ye dil çıkardı ve gözleri Takemichi ye kaydı. Mavi gözleri ona bakıyordu. Yüzünde kocaman bir gülümseme vardı.
Manjirou, Takemichi nin sırasına yürüdü. Herkesin gözü onlardaydı. Manjirou çiçekleri Takemichi nin masasına koyup kendi sırasına geçti. Takemichi şokla çiçeklere baktı. Takemichi çiçek buketini kucağına aldı ve gülleri kokladı. Yüzünde ki gülümsemesi artık sırıtmaya dönmüştü. İstemsizce sırıtıyordu.
"BEYLER SANO MANJİROU AŞIK OLMUŞ!"
Baji nin bağırmasıyla Manjirou, Baji nin kafasına sert bir şekilde vurdu."Kes sesini Baji!"
Sınıftaki çete üyeleri gülerken kırmızı gözlü beyaz saçlı bir çocuğun gözü Takemichi nin üzerindeydi.
••••••••••
Tenefüs zilinin çalmasıyla Manjirou, Baji, İzana, Draken, Kakuchou ve Kazutora sınıftan topluca çıktılar.
Beyaz saçlı çocuk sırasından kalktı ve Takemichi nin sırasına gidip elini Takemichi ye uzattı.
"Seninle tanışmak istiyordum ama bir türlü tanışamadım. Ben Kazumi."
(Freak asik olduğunuz Kazumi)Takemichi gülümsedi ve Kazumi nin ona uzattığı eli tuttu.
"Memnun oldum Kazumi san. Ben Takemichi."
"Bende memnun oldum Takemichi."
Sanzu nun gözleri ikisinin ellerindeydi. Bu sınıftaki herkes biliyordu ki Mikey ile Kazumi birbirlerinden nefret ederdi. Çok kavgaları olmuştu ama Takemichi bunu bilmiyordu işte.Kisaki ayağa kalktı ve elini Takemichi nin omzuna atıp Kazumi yi ittirdi. Kazumi sırıtarak bakıyordu Kisaki ye.
"Uza Kazumi. Mikey tan öyle bir dayak yersin ki bu sefer kimse Mikey ı tutamaz. Düşmanlığınızı başka yerde yaşayın Hanagaki yi bu işe karıştırmana izin verir miyiz sence?"
Kisaki tek kaşını kaldırarak sormuştu. Takemichi ise anlamıyordu ne düşmanlığı? Diye düşünüyordu.
"Şahsen ben Manjirou değilim iğrenç işler benlik değildir Tetta. Sadece Takemichi ile tanışmak istedim."
"İsteyin reddedildi bilader uza şimdi."
Chifuyu kafasını kedi videolarından kaldırarak söylemişti."Bunu neden Takemichi ye sormuyorsunuz?"
Bütün gözler Takemichi ye çevrildi.
••••••••••••••
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Angel
FanfictionHayattaki en güzel kalbi, en güzel gülümsemeyi tanrı ona mı vermişti? Bütün güzel olan her huya sahipti. Hoşgörü, cesaret, okyanus kadar temiz bir kalp. Peki ya Manjirou?