hadi bakalım

355 27 16
                                    

Merhemi ayağıma sürmüştüm. Riki de çoktan kahvaltısını yapmış, televizyonun başına geçmişti. Siniri geçene dek ağzımı dahi açmama kararına vardım. Yoksa beni kesin lime lime doğrar, sonra kıyma yapıp yer.

Belki de daha korkunç. Organlarımı alıp vahşi hayvanlara yem ederse. Daha bir çok kötü yol var. Ama hangisini dener ki acaba. Sadece buradan kaçmam gerektiği konusunda hemfikirim.

"Tam bir başbelası oldun"
"Neden durduk yere? Hem ben eve gidiyim diyorum yok diyorsun. Başına bela alan sensin"
"O kadar polis lafı ediyon. Seni nasıl bırakalım bu saatten sonra."
"Uffff"
"Üfleme. Ayağını hemen iğileştirmeye bak. 6 gün sonra babamın iş arkadaşları ile yemeği var. Babam Eunchae de gelsin diyor. Hangi ara bu kadar yakın olduysanız"
"Aslında herşey seni fotoğrafınla başladı"
"Hangi fotoğraf"
"Küçükken elinde bir kola şişesi. Kafanda bez şapka. Bacaklarını iki metre ayırmışsın"
"Uf baba herkese göstermese olmaz. Utanmasa çerçeve yapar"
"Gülmek istiyorum ama korkuyorum"
"Kork zaten. 6 gün sonrada kız arkadaşım olarak katılacaksın aramıza"
"Kendine rol yapıcak başka bir eş bul"
"Rol de yaparsın, söz de dinlersin. Sus"

Tekrar sustum. O cidden..Ash. Kesinlikle ilerde Riki'yi kendi ellerimle boğarak öldüreceğim.

"Ayağını iyileştirmeye bak."
"Uff Riki"
"Bidaha bana karşıda üfleme"
"Tamam Riki"

Bastırarak söylediğin son iki kelime ile hafiften sırıttı. Ona ne yapıyorsun der gibi bakıyorken bana döndü. Sonra ağzını kapatıp tekrar önüne döndü. Ne yaşıyor bu?

Merhemi sürdükten sonra ayağımı hafiften kaldırıp kendime çektim. Fazla bastırmadan indirip televizyona yöneldim. Izlediği film bile suçla alakalıydı. Farkında olmadan aşağıdan birkaç takırtı duydum.

"Neydi o ??"
"En son depoda adam vardı"
"Riki ne diyorsun gidip baksana"
"Sende kaç"
"Bilerek mi yapıyorsun?"

Güldüğünde yanıtımı almış kadar oldum. Ayağa kalkıp merdivene doğru ilerledi. Üst kat çıkan diğer merdivenin altında bir kapı açıldı ve oraya girdi. Sesi kıstığımda eskimiş an merdiveninin gıcırtlarını duymak çok basitti.

Şimdi ise onu bekliyordum. Aslında ayağım da iyi olsaydı koşarak ormana sapardım. Ama şuan şu lanet ayağın ağrısı bana yetiyor.

Birkaç saniye düşüncelerimde sıyrılıp tekrar gelen gıcırtılı merdiven sesine odaklandım. Riki'nin kucağındaki yavru kediyi gördüğümde içimdeki endişeyi bedenimden uzaklaştırdım. Siyah tüylerinin tam ortasında beyaz bir oyuk vardı. Yüzünde de aynı şey vardı.

O biraz fazla tatlıydı. Beni en şaşırtanında Riki olması alışılmadık birşey değildi.

"Getirsene yanıma"
"Hayır benim kedim"
"Ya hadi Rikiiii"

Yalvaran yavru köpek gözleri ile baktığımda dayanamadı. Üfleyerek kediyi yanıma getirdi. Kanepede kendimi toparladım. Direkt olarak boştan kalan yere oturdu ve kediyi elime verdi.

Şuan Riki umrumda değildi. Bu şey acayip şirindi. Yeni çıkmaya başlayan tırnakları fazla yaralamıyordu. Buda beni ona yemek için çağırıyordu.

"Yedin kediyi aq ver artık"

Elimden alıp avucunun içine oturttu. Kedi de sanki yatak bulmuş gibi içine yayılarak yattığında onların bu hâline güldüm.

"Çok mu komik?"
"Evet"

Gülmeye devam ediyordum. Artık karnım ağrımaya başlamıştı. Bu mutluluğu bozan uyuz Riki oldu.

" komik olan şeyi sana gösterirdim ama sen o morarık ayağına şükret. Ha birde nasıl becerdin acaba??"
"Üzgünümya. Hiç xlarch kıyafetim yokta. Alışık değilim"
"Xsmall olman benim suçum değil"
"Nerden biliyorsun?"
"Göz ölçüsü"
"Sapıksın"
"Sende çok safsın"
"Sürekli aynı şeyden bahsediyorsun ama saf değilim"
"Öğrenelim mi?"
"Hayır kalsın"

Yüzüme bakıp sırıtmaya başladığında birkez daha kaçmak istedim. Şu davet gününe dek kaçamazsam eğer, o zaman kesin o gün kaçıcağım.

Ayağa kalkıp merdivenlere doğru ilerledi. Kumandaya uzanıp elime aldım. Epey bir kanal değiştim ama hiç bana göre şeyler yoktu. Bu durumda yapmam gereken tek şey boş boş oturmaktı.

***

Ayağım git gide düzeliyordu. Rahat bir şekilde yürüyemesemde yinede kendim ayağa kalkabiliyorum. Riki denen uyuz bugün arkadaşının geleceğini söyledi. Ve şuan onun tartışmasındaydık.

"Eun boşuna kendimi yormadan sana yapıcağını söyliyeyim"
"Ne yapıcakmışım ben???"
"Arkadaşım geldiğinde seni kendi odama kilitlicem. Sonra da o gidene kadar çıkarmıyacağım"
"İşime gelir"
"Hiç kaçmak için kendince ümitlenme. Üst katın tüm pencerelerinin önünde koruma var"
"Kaçacağımı kim söyledi?"
"Peki ya ne yapıcaksın. Birkaç saat için tşihörtlerimi koklayıp hasret mi gidericeksin?"
"Bazen çok akıllı oluyorsun ama tam bir aptalsın"
"Bu konu hakkında konuştuk. Birdaha bana hakaret etmiyecektin."
"O gün için geçerliydi"
"O gün içinde sana yaptıklarımı tekrarlamamı ister misin?"
"Yok kalsın ben tokum"
"Hadi yukarı"
"Arkadaşın gelmedi bile"
"Birazdan gelir. Biz işimizin ucunu sıkı tutalım da"

Önüne düştüm. Tamam bugünde kaçamıyoruz ama kaçmak için hazırlanıyoruz. Sonuç olarak epey bir süre o odada yanlız kalıcam. Kesici ve ya delici bir alet illaki vardır.

Merdivenin sonuna gelince daha da hızlı bir şekilde odaya gittik. Odanın ortasında durdum. Kapının köşesine yaslanıp bana bakmaya başladığında ellerimi göğüs hizasında birleştirdim.

"Ne duruyorsun?"
"Arkadaşım henüz gelmedi"
"Ne yapabilirim?"
"Oturman yeterli olur"
"Tamam git ben otururum"
"Içimdeki şeytan seni biryere bağla diyor ama işte vicdanım el vermiyor"
"Iyi ki vermiyor. O vicdan olmasa çoktan ölmüştük ya. Çok sağol"
"Dimi. Iyi ki vicdanım var"

Tek kaşı havadaydı. Bu çocuğa ne desem az kalırdı. Uyuz, egoist, aptal, bencil, kibirli, kendini beğenmiş.. kelimeler kefisliz kalıyor.

Gözlerini kısıp bana baktığında kafamı başka bir yere çevirdim. O kadar şanslıyım ki kapı zili çaldı.

Kapıyı çekip üstüme kilitlendiğinde hemen banyoya koştum. Sonuç olarak burası onun kişisel alanıydı ve tıraş oluyordu. Yani olması gerek. Bu kadar baby face olamaz.

Çekmeceleri karıştırmaya başladım. Düzenli havlu ve peçeteden başka birşey bulamadım. Bende üst dolaplara baktım. Ne yazıkki buradada yoktu. Birkaç krem, diş fırçası, deodorant ve kulak çöpleri vardı.

Banyodan ayrılıp yatağının yanındaki çekmecelere baktım. Ama buralar tamamen boştu. Derince bir iç çekip kıyafet dolabına ilerledim.

Raflarda tişörtleri ve birkaç eşorfmanı vardı. Askılı olan tarafta takım elbiseler vardı. Diğer raflı kısmı açtım. Çok iç açıcı değildi. Ilk rafta kendisine ait iç çamaşırları vardı. Ama arkasında sexy kadın iç çamaşırları vardı.

Ikinci bir yaşamın olduğunu biliyordum. Iğrencsin Riki. Dolabı daha fazla inceleyemedim. Kapaklarını kapattım. Bakıcak başka bir yer kalmadı. Ne yapmam gerek.

Yatağa yaklaşıp üstüne oturdum. Kesin herşeyi sakladı. Senden nefret ediyorum Nishimura Riki. Cama yaklaştım. Bir ümit adam yoktur dedim ama şaka gibi. Her camın
altında bir adam vardı

Ağlamak istiyorum. Kendimi geriye atıp yatakla kucaklaştım. Ona sarılmış gibi hissediyordum. Şimdi ise kafamı sola çevirmiş yatak başlığını inceliyorum. Bu çok sıkıcı. Ve bu ortam benim uykumu getiriyor.

Sanırım daha fazla dayanamıyacağım. Sıkıntı ile kendimi uykuya saldım. Artık biraz dinlenelim.

DARK FATE 'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin